Son günlerin en hararetli tartışması, Cumhurbaşkanı’nın “AKP iktidarı öncesi 66 lira olan emekli maaşlarını 10 bin liraya çıkarttıkları” iddiasıyla kendinden menkul övünmeleri üzerine yapılıyor.

Oysa “AKP iktidara geldiği 2002’de sene emekli maaşı 66 lira değildi” diye yazan yazar Mehmet Y. Yılmaz’ın tesbitiyle henüz liradan altı sıfırın atılmadığı o tarihte en düşük emekli maaşının 228 milyon 988 bin 950 lira olduğunu ve o günün 228 milyon lirasının satın alma gücüyle bugünün 10 bin lirasının satın alma gücü kıyaslandığında gerçek tablo ortaya çıkıyor.

Keza “O günkü en düşük emekli aylığı ile 30 kilo dana kıyma alınabiliyordu, dün internet mağazalarında en ucuz dana kıyma fiyatıyla 25 kilo et alınabiliyor. Daha doğru bir hesabı asgari ücret ile kıyaslayarak da yapmak mümkün. 2002’de çok ağır ekonomik krizin etkileri sürerken en düşük emekli aylığı, asgari ücretin 1.4 katıydı. Bugün asgari ücret, en düşük emekli aylığının 1.7 katı. Yani emekli aylığı ile asgari ücreti eşitlemek için bile emekliye yüzde 70 zam gerekiyor” tesbiti tabloyu ortaya koyuyor. (Mehmet Y. Yılmaz, t24.com.tr, 6.3.24)

Aslında ilk AKP hükûmetinin kurulduğu Kasım 2002’de asgari ücretin iki buçuk katı olan emekli aylığıyla 8 çeyrek altın alınırken bugün ancak 2.5 çeyreğin alınabilmesi gerçeği ele veriyor.

Zira TL’nin erimesi, doların-dövizin kat kat katlanması daha 2011’de tedâvüle sokulan ve 131 dolar tutar tutan 200 liralık banknotun günümüzde 6 dolara düşmesi; asgari ücretin 17 bin 2 lira olmasına karşılık, emeklilerin yüzde 70’iyle ortalama emekli maaşı haline getirilen 10 bin liralık en düşük emekli maaşının 16 bin 257 lira olan “açlık sınırı”nın yarısını, 52 bin 955 bin lira olan “yoksulluk sınırı”nın ancak beşte birini tutması vahameti ele veriyor.

Ve bu tablo, bir defa daha emekli maaşında da “neredeeen nereye…” dedirtiyor.

GARABET: TÜİK’in “gerçek enflasyon” itirafı!

TÜİK’in şubat ayı enflasyonunu, aynı enflasyon sepetini kullanan Enflasyon Araştırma Grubu’ndan (ENAG) fazla açıklaması oldukça çarpıcı oldu. Bu konuda hiçbir açıklama gelmezken, bu durum TÜİK’in artık “gerçeği gizleyememesi” olarak yorumlandı.

Bu bakımdan, “tepeden tâlimatlı” baskılı enflasyon rakamlarına kimse inanmadığından “inandırıcılık sorunu”ndan bezdiğinden geçen ayki TÜİK’in hesaplamalarında yüzde 64.7 olarak 2023 yılı tüketici enflasyonu yüzde 129.4 dolayında yani enflasyon verilerinin iki kat daha yüksek hissedildiğini duyurması oldukça dikkatleri çekti.

Ve her ne kadar “algılanan enflasyonun ölçülen enflasyondan yüksek olması, tüketicilerin gelir seviyelerinin, harcama kalıplarının ve tüketim alışkanlıklarının kişiden kişiye farklılık göstermesi, kullanılan mal ve hizmet sepetinin bireylere göre değişmesi”yle açıklansa da bu durum ENAG’ın verilerinin doğru olduğunun kabulü olarak kayıtlara geçti. (Maruf Buzcugil, Ekonomim, 4.3.24)

Bu garabet, özellikle gıdada yüzde 150’lerden 300’e -400’e varan enflasyon karşısında toplumun tepkisini dindirmek, bir nevi gazını almak ve “durumu yönetmek” maksadıyla “hissedilen enflasyon” paravanında TÜİK’in çarnâçar çarkı, ekonomistlerin analizlerinin haklı olduğunun, kamuoyunu yanılttığının açık “itirafı” oldu. Gerçek enflasyonun açıklananın en az iki katı olduğunu tescil etti…

VAZİYET: “Skimpflasyon”dan “greedflasyon”a…

Ekonomist Mahfi Eğilmez’in Türkiye’de ekonominin “skimpflasyon”dan “shrinkflasyon” dönemine girdiğini açıklamasının ardından sosyal medya hesabından “bir de ‘greedflasyon’ var” eklemesi ekonominin kısır ve yanlış politikalarla ekonominin sürüklendiği kıskacı ortaya koyuyor.

Buna göre ürünün içeriğinin değiştirilmesi, kalitesinin düşürülerek daha düşük değerdeki bir mal olarak aynı fiyatla satılması olan “skimpflasyon”la; ürünün fiyatı aynı kaldığı halde boyutunu, ağırlığını ya da hacmini düşürmek olan “shrinkflasyon”dan sonra yüksek enflasyon ortamdan yararlanarak mal ve hizmetlerin satış fiyatlarını enflasyonun da üzerinde artırma ve haksız kazanç sağlama eylemi olarak tanımlanan ve açgözlülük demek olan “greed”den gelen “greedflasyon”a girmekle enflasyonun bütün türevleri aynı anda devrede. (Duvar, 25.1.24)

Ülke ekonomisini “greedflasyon”a enflasyon girdabına düşürenlere bir defa daha duyurulur.

KISACA: “Şımarık zenginlik ve rantçılık…”

“Şımarık zenginlik ve/veya gelir dağılımı bozukluğu da fiyat oluşumlarının dengesini bozuyor. Bir sokakta 1-2 liraya ucuz ekmek almak için kuyrukta bekleyenler ile diğer sokakta lüks araç alımı için sırada bekleyenler aynı ülkede yaşıyorsa o ülkede fiyatların da dengesi olamaz.”

İbrahim Kahveci, (Karar, 29.1.24)

QOSHE - Sahi “neredeeen nereye…” - Cevher İlhan
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Sahi “neredeeen nereye…”

7 1
09.03.2024

Son günlerin en hararetli tartışması, Cumhurbaşkanı’nın “AKP iktidarı öncesi 66 lira olan emekli maaşlarını 10 bin liraya çıkarttıkları” iddiasıyla kendinden menkul övünmeleri üzerine yapılıyor.

Oysa “AKP iktidara geldiği 2002’de sene emekli maaşı 66 lira değildi” diye yazan yazar Mehmet Y. Yılmaz’ın tesbitiyle henüz liradan altı sıfırın atılmadığı o tarihte en düşük emekli maaşının 228 milyon 988 bin 950 lira olduğunu ve o günün 228 milyon lirasının satın alma gücüyle bugünün 10 bin lirasının satın alma gücü kıyaslandığında gerçek tablo ortaya çıkıyor.

Keza “O günkü en düşük emekli aylığı ile 30 kilo dana kıyma alınabiliyordu, dün internet mağazalarında en ucuz dana kıyma fiyatıyla 25 kilo et alınabiliyor. Daha doğru bir hesabı asgari ücret ile kıyaslayarak da yapmak mümkün. 2002’de çok ağır ekonomik krizin etkileri sürerken en düşük emekli aylığı, asgari ücretin 1.4 katıydı. Bugün asgari ücret, en düşük emekli aylığının 1.7 katı. Yani emekli aylığı ile asgari ücreti eşitlemek için bile emekliye yüzde 70 zam gerekiyor” tesbiti tabloyu ortaya koyuyor. (Mehmet Y. Yılmaz, t24.com.tr, 6.3.24)

Aslında ilk AKP hükûmetinin kurulduğu Kasım 2002’de asgari ücretin iki buçuk katı olan emekli aylığıyla 8 çeyrek altın alınırken bugün ancak 2.5 çeyreğin alınabilmesi gerçeği ele veriyor.

Zira TL’nin erimesi, doların-dövizin kat kat katlanması daha 2011’de tedâvüle sokulan ve 131 dolar tutar tutan 200 liralık banknotun günümüzde 6 dolara düşmesi; asgari ücretin 17 bin 2 lira olmasına karşılık, emeklilerin yüzde 70’iyle........

© Yeni Asya


Get it on Google Play