En son Cumhurbaşkanı’nın partisinin mitinginde “Hiç çekinmeyin, yüzümüze hakikatleri haykırın ki hatamızı görüp kendimizi düzeltelim; bizde kibir, enâniyet, riyakârlık olmaz” çıkışı bunlardan biri.

Özellikle başta on iki bin çocuğun katledildiği Gazze’de bombardımanından kurtulan çocuklar açlıktan ölürken, İsrail’e demir - çelik ve sanayi ürünleriyle silâh parçalarının sevkine, dünyanın en yüksek dördüncü enflasyonunda katlanan fahiş zamlarla, ağır vergilerle bezdiren pahalılığa vatandaşların gösterdiği tepkilerde ön alınmak isteniyor.

Belli ki son günlerde yoğunlaşan eleştirilere karşı iktidardakiler “demokrat görünme” çabasındalar. Ekonominin çöküşünden yakınan bir tweei atanların derhal derdest edilmelerine karşı “tenkitlere tahammüllü oldukları” algısı verilmek isteniyor.

Ne var ki iktidar partisinin “devletleştirildiği” ve devletin “partileştiği” “otoriter rejim”de tam bir partizanlıkla emrivakilerin ardı arkası kesilmiyor. Vatandaşlar susturuluyor; dahası derdest edilerek tutuklanıyor, her türlü baskıyla sindirme ve yıldırma operasyonları sürüyor.

PANKARTLAR İNDİRİLİYOR

İlginçtir; Cumhurbaşkanı, “çekinmeyin, hakikatleri yüzümüze haykırın” derken, sokak röportajlarına polisin müdahalesiyle vatandaşların görüşlerini açıklamaları engelleniyor.

“Yandaş medya”nın bütünüyle provoke eden serâpa uyduruk iftiralı “montaj”larına, kumpaslarına ilişilmezken, siyasi iktidara en ufak bir eleştiride bulunanlara tehditler savruluyor. Muhabirler kamera ve mikrofonlarıyla gözaltına alınıyor. Sokağın sesi kesiliyor, gerçek gündemin konuşulmasına mani olunuyor. İktidar partisinin mitinglerinde sırf “Cumhurbaşkanı görmesin, rahatsız olur” diye İsrail’le ticaretten, pahalılıktan bahseden pankartlar indiriliyor.

Gazze’de her gün çocuklar açlıktan ölürken ve tam da İsrail Tarım Bakanlığı’nın İsrail’in ihtiyacı olan gıda ürünlerinin yanısıra yüz binlerce ton sebze meyvenin yarıdan fazlasının Türkiye’den gönderildiği istatistiğini duyurduğu sırada bir vatandaşın “İsrail ile ticaret utancı sonlandırılsın!” çağrılı pankartı açılır açılmaz apar topar indirtiliyor.

AKP’nin İstanbul Belediye Başkanı adayının katıldığı bir televizyon programında bir genç “Başkanım şimdi seçimi kazandığınızda Filistin ve Gazze için ne gibi…” der demez stüdyodan “bu olmaz…” diye müdahale ediliyor. Ve programın moderatörünce “hemen verebilir misin mikrofonu!” diye elinden mikrofonu alınıyor.

SORULARA DAHİ TAHAMMÜL EDİLEMİYOR…

Kısacası, Cumhurbaşkanı “yüzümüze hakikatleri haykırın” derken, “meddah medya yorumcuları” en basit bir soruya dahi tahammül edemiyor.

Merhum Demirel’in yedi yıllık görev döneminde 71, Sezer döneminde 82, Gül döneminde 233 vatandaşa “cumhurbaşkanına hakaret”ten soruşturma açılmasına karşı Erdoğan döneminde 160 bin vatandaşa soruşturma açılması; 10 bininin cezalandırılması ve sanık sayısının binlerce kat artmasıyla hukuk, insan hakları, ifâde hürriyeti darbeleniyor.

İktidarın yanlışlarını eleştiren gazetelerin ilân hakkı kesilirken, tirajlarının kat kat üstünde ilânlarla ihya edilen, kamu bankalarından “kredi” perdesinde yüz milyonlarca dolarla desteklenen, borç ve vergi affı kıyakları ve teşviklerle bir yığın rant peşkeşine dadanan “iktidara iliştirilmiş medya” yöneticileri, herkesin kendileri gibi iktidardakilere övgüler dizmesi, gerçekleri yazanların, yanlışları haykıranların, iktidara övgüler dizmeyenlerin susturulup cezalandırılması için didiniyor.

Vatandaşların da “akredite gazeteciler” gibi cevabı önceden hazırlanıp prompterde okunan çanak “sipariş sorular” sormasını istiyor. Aksi durumda, “tepeden tâlimatlar”ın dışında herhangi bir yol kazasında tepeleri atıyor!

QOSHE - Vatandaşlar susturuluyor - Cevher İlhan
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Vatandaşlar susturuluyor

11 6
14.03.2024

En son Cumhurbaşkanı’nın partisinin mitinginde “Hiç çekinmeyin, yüzümüze hakikatleri haykırın ki hatamızı görüp kendimizi düzeltelim; bizde kibir, enâniyet, riyakârlık olmaz” çıkışı bunlardan biri.

Özellikle başta on iki bin çocuğun katledildiği Gazze’de bombardımanından kurtulan çocuklar açlıktan ölürken, İsrail’e demir - çelik ve sanayi ürünleriyle silâh parçalarının sevkine, dünyanın en yüksek dördüncü enflasyonunda katlanan fahiş zamlarla, ağır vergilerle bezdiren pahalılığa vatandaşların gösterdiği tepkilerde ön alınmak isteniyor.

Belli ki son günlerde yoğunlaşan eleştirilere karşı iktidardakiler “demokrat görünme” çabasındalar. Ekonominin çöküşünden yakınan bir tweei atanların derhal derdest edilmelerine karşı “tenkitlere tahammüllü oldukları” algısı verilmek isteniyor.

Ne var ki iktidar partisinin “devletleştirildiği” ve devletin “partileştiği” “otoriter rejim”de tam bir partizanlıkla emrivakilerin ardı arkası kesilmiyor. Vatandaşlar susturuluyor; dahası derdest edilerek tutuklanıyor, her türlü baskıyla sindirme ve yıldırma operasyonları sürüyor.

PANKARTLAR İNDİRİLİYOR

İlginçtir; Cumhurbaşkanı, “çekinmeyin, hakikatleri yüzümüze haykırın” derken, sokak röportajlarına........

© Yeni Asya


Get it on Google Play