Birbiriyle çelişen, çoğu zaman aslı astarı olmayan lâflar satılıyor. Sırf siyasi rant temini uğruna her türlü manipülasyona, algı operasyonlarıyla beyin yıkamaya, çarpıtmaya ve gerçekleri tersyüz etmeye tevessül ediliyor.

Ve bu saptırmalar bir “siyasi beceri” ve “başarı” olarak propaganda ediliyor. Bir nevi hipnotize edilen toplumun doğruyu “yanlış, yanlışı “doğru” olarak algılaması isteniyor. Hazine ve Maliye eski Bakanı’nın “ay’a dört şeritli gidişli-gelişli yol yaptık desek inanan bir kitle var!” ikrarıyla nasılsa her dediklerine gözü kapalı inanan bir kitle var diye..

Ya da Cumhurbaşkanı’nın “Bu can bu tende durdukça serbest bırakılmayacak” dediği “casusluk suçu”ndan 35 yıl hapis cezâsıyla yargılanan Amerikalı rahip Brunson’ın Trump’ın “akıllı ol, aptal olma!” tweetleri ve “ekonominizi mahvederim!” tehdit “mektubu” üzerine serbest bırakılıp aynı gün ülkesine gönderilmesinde; “terörist” dediği gazeteci Deniz Yücel’in Merkel’in telefonuyla alelacele tahliye edilip Almanya’ya uçurulmasında olduğu gibi “söylem ayrı, eylem ayrı” tezatlı politikalar “bir matahmış” gibi piyasaya sunuluyor.

PARTİZANLIĞIN SON TEZÂHÜRÜ

En son daha önce “asla görüşmem” restini çektiği Sisi’yle onca el sıkışmanın ardından görüşmek için Mısır’a gitmesinde açığa çıktığı gibi.

Keza bir sene önceki 6 Şubat depremi bölgesinde “650 bin konutun yapılacağı ve bir yılda 319 bin konutun teslim edileceği” vaadine karşı, iktidardakilerin ifadesiyle ancak “47 bin konutun teslimi”nden bahsedilip Mart sonuna kadar ancak toplam “75 bin konutun teslim edileceği” açıklamalarıyla bütün milletin önünde sözünü verdikleri 244 bin konutun yapılmamasının, böyle giderse bu vaadin on-on beş yıl alacağının hesâbı verilmeden, yine deprem üzerinden yeni yanıltmalara tevessül ediliyor.

Muhalefete mensup belediyelerin âfetzedelere yiyecek, giyecek, barınma yardımlarını, kurdukları konteynır kentleri engelleyen, yardımlarına izin vermeyen iktidar, depremin birinci yılında Hatay’da “Bir şehirde merkezi yönetimle yerel yönetim el ele vermezse o şehre hizmet gelmez, Hatay’a geldi mi?” diyerek “belediyeyi bize vermezseniz deprem konutları yapılmayacak” örtülü tehdidini savurdu.

HER TÜRLÜ KATAKULLİ…

Kiraladığı otelde beş yüzden fazla depremzedeyi aylarca misafir eden Tekirdağ Belediyesi’nin, AFAD ve Valiliğin “çadır kentlere ve konteynır evlere geçmeleri için depremzedeleri otelde misafir etmesine son verilmesi” yazısı üzerine “zorunlu tebligat”ta bulunduğunu bile bile “belediye depremzedeleri kapı dışarı ediyor” bühtanı da siyasetin içine düştüğü vahameti ele veriyor.

Görünen o ki 14-28 Mayıs genel seçimlerinde olduğu gibi 31 Mart mahalli seçimleri öncesinde de “iktidar cephesi” yine kavgayla kamplaştırma ve kutuplaştırmadan nemâlanıyor.

Politik atraksiyonlarla tehdit ve şantajların savrulması, aba altında sopa gösterilmesi; bu seçimde de “kazanmak uğruna” her türlü katakulliye başvurulacağını açığa çıkarıyor.

“Siyasi istibdat”ın günümüzdeki versiyonu olan, çöken ekonomiden müflis dış politikaya her alanda fiyaskolu “ucûbe otoriter rejim” canhıraş çırpınışlarla ortalığı bulandıran her türlü saptırmaya başvuruyor.

QOSHE - Yine “şantajlı siyaset” - Cevher İlhan
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Yine “şantajlı siyaset”

6 1
13.02.2024

Birbiriyle çelişen, çoğu zaman aslı astarı olmayan lâflar satılıyor. Sırf siyasi rant temini uğruna her türlü manipülasyona, algı operasyonlarıyla beyin yıkamaya, çarpıtmaya ve gerçekleri tersyüz etmeye tevessül ediliyor.

Ve bu saptırmalar bir “siyasi beceri” ve “başarı” olarak propaganda ediliyor. Bir nevi hipnotize edilen toplumun doğruyu “yanlış, yanlışı “doğru” olarak algılaması isteniyor. Hazine ve Maliye eski Bakanı’nın “ay’a dört şeritli gidişli-gelişli yol yaptık desek inanan bir kitle var!” ikrarıyla nasılsa her dediklerine gözü kapalı inanan bir kitle var diye..

Ya da Cumhurbaşkanı’nın “Bu can bu tende durdukça serbest bırakılmayacak” dediği “casusluk suçu”ndan 35 yıl hapis cezâsıyla yargılanan Amerikalı rahip Brunson’ın Trump’ın “akıllı ol, aptal olma!” tweetleri ve “ekonominizi mahvederim!” tehdit “mektubu” üzerine serbest bırakılıp aynı gün ülkesine gönderilmesinde; “terörist” dediği gazeteci Deniz Yücel’in Merkel’in telefonuyla alelacele tahliye edilip Almanya’ya uçurulmasında olduğu gibi “söylem ayrı, eylem........

© Yeni Asya


Get it on Google Play