Bu sene Allah nasib etti, hacca gidip geldik. Hemen 25 km. yakınımızdaki Payamlı Mahallesindeki mükemmel hizmet binamızdaki okuma proğramlarına katılamadık. İzmir’den vakıf Hüseyin kardeşimizin gençlerle gelip, adeta yaz okulu gibi Risale-i Nur’dan münazaralı derslerle Nur’un çiçek bahçesi gibi rengarenk sayfaları arasında ilmi tefekküre daldığımız nurlu günlere yetişemedik. Üçüncü kat açık çatıda, yaz sıcağında, Nur’un deryasında yüzümüzü serin bir el gibi okşayan denizden esen meltem rüzgarının, tefekkür dünyasında gezen hayallerimize yüklenen muthiş manzaraları arkamızdaki dağın yamaçlarına doğru sürükleyip götürdüğü unutulmaz hatıralardan uzakta kalmıştık. Hac da çok müstesna bir ibadet ve tefekkür yeri. Fakat nur talebeleri olarak orada da kaldığımız otelde hergün nurları okuyup müzakere eylemiştik.

Kış döneminde ise sabahın seherinde namaz ve tesbihat sonrası başlayan hayatım, soğukta titreşen önlerine saçıverdiğimiz buğdayları toplayan serçelerin cıvıldaşmaları ile insanı hayalen ebedî saadet alemlerine sürükleyen tefekkürle başlıyordu. Ancak hiçbir şey yaz dönemindeki nur hizmetinin lezzetini vermiyordu. Özlemle yeni baharları ve yazları bekliyorduk.

Geçen akşam medresede derste, vakıf kardeşim Hüseyin, Yunus ve nurun sevdalısı gençler karşımda oturuyordu. Allah gençlere hizmeti ayağımıza göndermişti. Gece eve döndüğümde yarın gençlerle yapacağımız münazaralı, soru-cevaplı, aktif katılımlı yapacağımız dersleri düşünerek sabaha kadar gözlerime uyku girmedi. Heyecanla medresemize ulaştım. İlk günün heyacanını yaşadım. Allah onlardan razı olsun.

Üzerlerindeki yol yorgunluğu gitmiş, Yeni Asya Hizmet Binamızın ferah ve tertemiz odalarında, ölümün küçük kardeşi hükmündeki derin uykudan sabahın haşriyle uyanıp akşama kadar sürecek nur derslerine enerji toplamak için kahvaltı sofrasındaydılar. Medresemizin 20 yıllık aşçısı Şaban kardeşimizin bol ve çeşitli leziz lezzetlerinin tadını alabilmek için tefekkür dolu bakışlar, iştahlı ve aceleci bir şekilde lokmaları ard arda yutuyorlardı. Sanki doymuş gibi kalkmak üzere iken getirdiğmiz Denizli’nin meşhur çıtır simidiyle bize de arkadaşlık etmek için yeniden bismillah dedik. Sanki cennette bir ziyafet sofrası gibiydi. Aralarında ailesi Denizli’de olan Muhammed Said ev sahibi olarak ikramları dağıtmak için koşuşturuyordu. Öbek öbek oturdukları sofrada herkes neşe içinde şakalaşıyor, muhabbet ediyordu. Bu muhabbette bile bir ahenk vardı. İşte cennet misal bir manzara.

QOSHE - Denizli’de gençler Nurlarla çağladı - Durmuş Ali İnci
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Denizli’de gençler Nurlarla çağladı

5 8
13.02.2024

Bu sene Allah nasib etti, hacca gidip geldik. Hemen 25 km. yakınımızdaki Payamlı Mahallesindeki mükemmel hizmet binamızdaki okuma proğramlarına katılamadık. İzmir’den vakıf Hüseyin kardeşimizin gençlerle gelip, adeta yaz okulu gibi Risale-i Nur’dan münazaralı derslerle Nur’un çiçek bahçesi gibi rengarenk sayfaları arasında ilmi tefekküre daldığımız nurlu günlere yetişemedik. Üçüncü kat açık çatıda, yaz sıcağında, Nur’un deryasında yüzümüzü serin bir el gibi okşayan denizden esen meltem rüzgarının, tefekkür dünyasında gezen hayallerimize yüklenen muthiş manzaraları arkamızdaki dağın yamaçlarına doğru sürükleyip götürdüğü unutulmaz hatıralardan uzakta kalmıştık. Hac da çok müstesna bir ibadet ve tefekkür yeri. Fakat nur talebeleri olarak orada da kaldığımız otelde hergün nurları okuyup müzakere........

© Yeni Asya


Get it on Google Play