Peki, neden bilhassa gençlerin ve hatta çocukların dahi ana odağını oluşturan ve hayatlarının birincil gayesini lüks yaşama ve maddi çıkarlar çemberine mahpus eden bir yaşam tarzı, günümüz jenerasyonunu ziyadesiyle etki altına alıyor?

Çeşitli grupların daima gündemde tuttuğu yahut kapitalist sistemin tüketim çılgınlığını körüklemek için bir araç olarak kullandığı, meşhur “Z kuşağının” üzerindeki bu döngü, gençleri “haz ve hız”ın ön planda tutulduğu bir hayat tarzına sürüklüyor. Her sosyal medya platformunda birkaç saniyeye sıkıştırılmış hızlı tüketilebilen içerikler, doğal olmayan hazır yiyecekler, sanal oyunlar, dijital bağımlılık ve sair derken “mutluluğu” yahut hazzı daim kılma çabası özellikle gençler için vazgeçilmez hale geliyor ve bir noktadan sonra da yerini, “haz ve hız” bağımlılığına bırakıyor.

Elbette, bu döngü, hakiki mutluluğu getirebilmekten mahrumdur. Modern dünyanın sunmuş olduğu bu tüketimde aşırı doz alımının neticesi de gençlerin derinden bir tükenmişlik haline sebep oluyor. Nihayetinde, tatminsiz, sosyalliği medyaya hapsolmuş, lüks bataklığında bir gençlik portresi önümüze çıkıyor. Bu çaresiz tükenmişlik hali kimilerini varoluşssal paradokslarla çürütürken kimilerini de materyalist dünya baskısının aksine “manevi arayışlara” yöneltiyor. Haliyle, içsel boşluğunu doldurmak için dine alternatif olarak sunulan yaklaşımlara yönelenler de mevcut; direkt doğrudan dini kaynakların peşine düşüp hakikate ulaşanlar da.

Evet, dogmatik ve materyalist bir eğitim anlayışla beslenerek ilkokul sıralarına oturmuş, üniversite sıralarında dahi Batı menşeli bir felsefe ekseninde maddeyi esas olarak kabul eden, çeşitli mecralar üzerinde de bu akımlara maruz kalan ve bunun bir neticesi olarak “her şeyi maddede arayan” bir neslin maneviyatla imtihanı çetin olsa gerek. Hayır! Karamsar olmaya gerek yok; aksine son derece ümitvarız!.. Gençliğin, içine hapsolmuş olduğu tüketim ve yalnızlaşma keşmekeşinin maddi öğelerle, bu derin ve manevi boşluğu dolduramayacağı aşikârdır. Varoluş sancıları içinde kıvranan gençliğin “Necisin? Nereden geliyorsun? Nereye gidiyorsun?” sorularına doğru cevabı bulması geç olmayacaktır. Hatta eski zamanlara kıyasla daha çok düşünen, daha çok sorgulayan bu genç zihinlerin, nihayetinde fıtri yaratılış gayesini fark edip hakikate ulaşarak müteyakkız idraklerde, tahkiki imanların vuku bulacağı ümidinde kuvvetli olmak gerektir.

QOSHE - Gençliğin materyalizme itirazı var! - Fatmanur Öztürk
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Gençliğin materyalizme itirazı var!

5 1
13.03.2024

Peki, neden bilhassa gençlerin ve hatta çocukların dahi ana odağını oluşturan ve hayatlarının birincil gayesini lüks yaşama ve maddi çıkarlar çemberine mahpus eden bir yaşam tarzı, günümüz jenerasyonunu ziyadesiyle etki altına alıyor?

Çeşitli grupların daima gündemde tuttuğu yahut kapitalist sistemin tüketim çılgınlığını körüklemek için bir araç olarak kullandığı, meşhur “Z kuşağının” üzerindeki bu döngü, gençleri “haz ve hız”ın ön planda tutulduğu bir hayat tarzına sürüklüyor. Her sosyal medya platformunda birkaç saniyeye sıkıştırılmış hızlı tüketilebilen içerikler, doğal olmayan hazır yiyecekler, sanal oyunlar, dijital bağımlılık ve sair derken “mutluluğu” yahut hazzı daim kılma çabası özellikle gençler için vazgeçilmez hale geliyor ve bir noktadan sonra da yerini,........

© Yeni Asya


Get it on Google Play