Rabbimiz Kur’ân-ı Kerim’de buyuruyor ki; “Sadece boş yere yarattığımızı ve sizin hakikaten huzurumuza geri getirilmeyeceğinizi mi sandınız? (Müminun Suresi, 115.ayet) “Andolsun, Biz sizi biraz korku, açlık ve bir parça mallardan, canlardan ve ürünlerden eksiltmekle imtihan edeceğiz. Sabır gösterenleri müjdele.” (Bakara Suresi, 155.ayet )

“Her nefis ölümü tadıcıdır. Biz sizi, şerle de, hayırla da deneyerek imtihan ediyoruz ve siz Bize döndürüleceksiniz.” (Enbiya Suresi, 35.ayet)

“İnsanlar, (sadece) “İman ettik” diyerek, sınanmadan bırakılacaklarını mı sandılar? Andolsun, onlardan öncekileri sınadık; Allah, gerçekten doğruları da bilmekte ve gerçekten yalancıları da bilmektedir.” (Ankebut Suresi, 2-3.ayet)

“Biz insanı gerçekten bir sıkıntı içinde yarattık.” (Beled Suresi, 4.ayet)

Risale-i Nur’da üstadımız Bediüzzaman hazretlerinin ifadesiyle; “Şu dâr-ı dünya, meydan-ı imtihandır ve dâr-ı hizmettir. Lezzet ve ücret ve mükâfat yeri değildir. Madem dâr-ı hizmettir ve mahall-i ubudiyettir. Hastalıklar ve musibetler, dinî olmamak ve sabretmek şartıyla, o hizmete ve o ubudiyete çok muvafık oluyor ve kuvvet veriyor. Ve her bir saati bir gün ibadet hükmüne getirdiğinden, şekvâ değil, şükretmek gerektir.” (2.Lemâ)

İlk imtihan Hz. Adem (A.S) ve Hz. Havva validemiz ile başlamıştı. İlk imtihanda bir aldanış, bir pişmanlık, bir gözyaşı ve bir tövbe saklıydı.

Her insanın imtihanı, imtihanının meşakkati ve mükâfatı kalbindeki iman gücün ve iman nuru mukabilindedir. İmtihanlar insanın dünyaya geliş ve var oluş sebebidir. Her imtihan Rabbimizin bize kendini hatırlatma selamıdır. İmtihanları güçlü bir sabır ve derin bir teslimiyet ile karşıladığımız takdirde, bize kendi hakikatimizi hatırlamamız için bir vesiledir. İnsan imtihanlar ile oyun ve aldatmadan ibaret olan dünyanın verdiği gafletten uyanır. İnsan imtihanlar ile sınandıkça hakikatini bulur, kendini kalbine döner ve Rabbine yaklaşır.

Yaratandan gelen her yara içinde şifasını saklar. İnsanın sınandığı her imtihanın meşakkati, sabırı, teslimiyeti, duası, acısı, gözyaşı, sükûtu, şifası, şükrü ve inşirahı vardır. Her kışın bir baharı, her gecenin bir sabahı olduğu gibi, her imtihan meşakkatinin ardında bir mükâfatı, her gözyaşının ardında bir inşirahı vardır.

İmtihan neydi? Hz. İbrahim (A.S) gibi ateşte yanmaktır, Hz. Hacer gibi çöle düşmektir, Hz. Yunus (A.S) gibi balığın karnında olmaktır, Hz. Eyüp (A.S) gibi hastalıklar ile yara bere içinde kalmaktır, Hz. Yakub (A.S) gibi yıllarca hasretle beklemektir, Hz. Yusuf (A.S) gibi kuyuya ve zindana atılmaktır, Züleyha gibi Yusuf’u sevmektir ve iffeti ile Meryem gibi susmaktır. Ve imtihan, Bediüzzaman hazretlerinin ifade ettiği hakikat ile; “Siz bu şiddetli imtihana girmek ve inceden inceye sizi kaç defa altın mı, bakır mı diye mihenge vurmak ve her cihette sizi insafsızca tecrübe etmek ve ‘Nefislerinizin hisseleri ve desiseleri var mı, yok mu?’ üç dört eleklerle elenmek;

hâlisâne, sırf hak ve hakikat namına olan hizmetinize pek çok lüzumu vardı ki, kader-i İlâhî ve inâyet-i Rabbâniye müsaade ediyor.”¹

Dipnotlar:

1) Şualar, 14.Şua

QOSHE - İmtihan hakikatimizi hatırlatan bir selamdır - Fazilet Kırmızı
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

İmtihan hakikatimizi hatırlatan bir selamdır

6 2
19.04.2024

Rabbimiz Kur’ân-ı Kerim’de buyuruyor ki; “Sadece boş yere yarattığımızı ve sizin hakikaten huzurumuza geri getirilmeyeceğinizi mi sandınız? (Müminun Suresi, 115.ayet) “Andolsun, Biz sizi biraz korku, açlık ve bir parça mallardan, canlardan ve ürünlerden eksiltmekle imtihan edeceğiz. Sabır gösterenleri müjdele.” (Bakara Suresi, 155.ayet )

“Her nefis ölümü tadıcıdır. Biz sizi, şerle de, hayırla da deneyerek imtihan ediyoruz ve siz Bize döndürüleceksiniz.” (Enbiya Suresi, 35.ayet)

“İnsanlar, (sadece) “İman ettik” diyerek, sınanmadan bırakılacaklarını mı sandılar? Andolsun, onlardan öncekileri sınadık; Allah, gerçekten doğruları da bilmekte ve gerçekten yalancıları da bilmektedir.” (Ankebut Suresi, 2-3.ayet)

“Biz insanı gerçekten bir sıkıntı içinde yarattık.” (Beled Suresi, 4.ayet)

Risale-i Nur’da üstadımız Bediüzzaman hazretlerinin ifadesiyle; “Şu dâr-ı dünya, meydan-ı imtihandır ve dâr-ı hizmettir. Lezzet ve ücret ve mükâfat yeri değildir. Madem dâr-ı hizmettir ve mahall-i ubudiyettir. Hastalıklar ve........

© Yeni Asya


Get it on Google Play