Yeni Asya camiasında olup da meşverette alınan siyasi kararlarını eleştirenler, tenkid edenler, demokrası, hak ve hukuk, adalet, meşveret gibi konuların ele alındığı Eski Said Dönemi veya Beyenat ve Tenvirler eserlerini anlayarak, kabul ederek okumamalarından ileri geliyor. Nur Talebelerinin birinci gayesi, hedefi, maksadı Kur’an’ın ispata dayalı en etkili tefsirlerinden biri hiç şüphesiz Risale-i Nur’u yaymak ve imani bahisle beraber içtimai siyasi ölçü ve prensiplerini anlayarak okumak ve hayata geçirmektir.

Fakat kimileri siyaset zamanında imani bahisleri okuyarak “bu bize yeter” diyerek lâhikaları okumuyorlar, yeri geldiğinde ise “şahs-ı maneviyenin azalarıyız, şirketi maneviyenin hissedarlarıyız” deniliyor.

Şahsı manevinin ruhu meşveret ve şuradır. Eğer meşveret kararlarına uyulmazsa tenkid edilirse şahsı manevinin ruhu kaybolur. Meşveret heyetinden çıkan kararlara en fazla tepki siyasi konularda olduğu için lahikalar gerektiği gibi anlayarak okunmadığından bizleri bağlayan binlerce birler varken, siyasetin biri mabeynimize nifak sokup nizam ve intizamı bozmaktadır. Meşveretlerde alınan kararları etkileyen haklı şura ruhuna uygun gelmeyen bazı olumsuz durumlarda meşveretin kararlarını sorgulama veya aleyhine geçme yerine aynı meşveret sistemi içerisinde kalarak alınan kararları Adilce itidal-i demle uyulması gerekmektedir sebat etmek zaruridir.

Üstadımız Risale-i Nur’un meslek ve meşrebini sarihan ve vazıhan mücmel olarak bildirmiştir. Ahlaksızlığı yaymak isteyen ilhad komitelerin, şer odaklarının plan ve tuzaklarını bozduğunu, bunların hücumlarının her dönemde artacağını bildiğinden lahikalarda Nur talebelerinin hizmet yolunda kurulan fitne ve fesat durumlarına dikkat çekmiş uhuvet ve tesanütlerini muhafaza etme yönünde tavsiyelerde bulunmuştur.

En çok ihtilafa düşülen noktanın siyaset cereyanları olduğunu ferasetiyle gören Üstadımız; “sakın, sakın Dünya cereyanları hususen siyaset noktasında sizleri tefrikaya atmasın” diyerek hem ikaz hem de tavsiyede bulunmuştur. Meşveret heyeti Cemaatın şahsı-manevisini temsil eden bir heyetten oluştuğu için meselelerin hal mercii olarak kabul edilmeli ve çıkan kararlara ister fikrine muhalif olsun, itaat ete hususu kabul edilmeli.

Meşrevet neticesinde kabul edilen fikirlerin başarılı olup olmaması istişarede bulunanlara tenkid nazarıyla bakılmaz. İstişarede sünnet olan tesanüd için meşverete uymaktır. Dinimizin öngördüğü usullerde yapılan meşveretten çıkan kararlar fikirlerin berraklaşmasını, netleşmesini sağlar. “Medarı niza bir mesele varsa meşveret ediniz çok sıkı tutmayınız herkes bir meşrepte olmaz müsamahayla birbirinize bakmak şimdiki elzemdir” der Bediüzzaman.

Hz. Ali (r.a) Peygamber Efendimize gelip “Ya Resulullah bir iş olduğunda size vahiy geliyor, bizi aydınlatıyorsunuz. Sizden sonra ne yapalım?” diye sorduğunda Peygamber Efendimiz, “Ümmetimden abid olanları toplayınız aranızda meşveret edin çıkan kararlara uyun” demiştir ve bizzat kendi de bu karara uymuştur. Üstad da meşverete büyük önem vererek nazarı dikkatleri şahıs merkezli bir anlayış yerine şahs-ı manevi merkezli bir anlayışı tavsiye etmiştir.

Meşveretlerde çıkan kararlara hizmet düsturları içinde uymak, gazete ve dergilerimize sahip çıkmamız zaruridir. Çıkan kararlarda eksik, aksak bir durum varsa meşveret zemininde muktezayı hale münasip itidal-i demle nazenin bir üslupla dile getirmek, fikrini beyan etmek gerekir. Yoksa sanal ortamlarda ulu orta yerlerde menfi sözler söylemek, hoş olmayan tavırlar sergilemek şahs-ı manevyedeki diğer kardeşleri, ağabeyleri üzer ve incitir. Kendilerine yazık ederler. Şahs-ı manevinin sevabından mahrum kaldıkları gibi, şer odaklarının aralarına nifak sokma, tesanüdlerini bozma planlarına da yardımcı olurlar.

Rabbim uhuvvet ve tesanüdümüzü daim etsin. Amin.

QOSHE - Şahs-ı manevinin ruhu meşveret ve şuradır - Halil Kızılırmak
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Şahs-ı manevinin ruhu meşveret ve şuradır

3 5
25.11.2023

Yeni Asya camiasında olup da meşverette alınan siyasi kararlarını eleştirenler, tenkid edenler, demokrası, hak ve hukuk, adalet, meşveret gibi konuların ele alındığı Eski Said Dönemi veya Beyenat ve Tenvirler eserlerini anlayarak, kabul ederek okumamalarından ileri geliyor. Nur Talebelerinin birinci gayesi, hedefi, maksadı Kur’an’ın ispata dayalı en etkili tefsirlerinden biri hiç şüphesiz Risale-i Nur’u yaymak ve imani bahisle beraber içtimai siyasi ölçü ve prensiplerini anlayarak okumak ve hayata geçirmektir.

Fakat kimileri siyaset zamanında imani bahisleri okuyarak “bu bize yeter” diyerek lâhikaları okumuyorlar, yeri geldiğinde ise “şahs-ı maneviyenin azalarıyız, şirketi maneviyenin hissedarlarıyız” deniliyor.

Şahsı manevinin ruhu meşveret ve şuradır. Eğer meşveret kararlarına uyulmazsa tenkid edilirse şahsı manevinin ruhu kaybolur. Meşveret heyetinden çıkan kararlara en fazla tepki siyasi konularda olduğu için lahikalar gerektiği gibi anlayarak okunmadığından bizleri bağlayan binlerce birler varken, siyasetin biri mabeynimize nifak sokup nizam ve intizamı bozmaktadır. Meşveretlerde alınan kararları etkileyen haklı şura ruhuna uygun gelmeyen bazı olumsuz durumlarda meşveretin kararlarını sorgulama veya aleyhine geçme yerine aynı meşveret sistemi........

© Yeni Asya


Get it on Google Play