Gördüğünüz gibi Amerika’da hukuk, makam-mevki dinlemiyor. Bizde, bırakın devlet başkanının herhangi bir yakını hakkında, daha alt düzeydeki bir makam sahibi hakkında suç işlese dahi korkmadan, çekinmeden dava açacak bir savcı var mı? Böyle cesur bir savcı bulunsa dahi onun başına neler geleceğini tahmin edebiliyor musunuz?

Bir gazetecinin, İsrail’in Gazze’ye saldırıları sürerken, idarecilerinin oğlunun da ortakları olduğu bir şirketin İsrail’e lojistik malzeme sevkiyatı yaptığı haber üzerine, adlî makamların, bu sevkiyatın doğruluğunu araştırıp işlem yapması gerekirken, derhal bu haberi yapan gazeteci hakkında soruşturma açılıyor.

Bu haberde adı geçen şüphelilerin yerinde; sıradan insanların veya muhalif siyasilerin evlatları olsaydı, adaleti eşit olarak dağıtmakla vazifeli olan savcılar bu haberi görmezden mi gelirlerdi yoksa derhal bu kişileri derdest mi ederlerdi acaba?

Eski İsrail genelkurmay başkanının oğlu, Gazze’deki savaşa iştirak etmiş. Ayrıca İsrailli bir bakanın büyük oğlu da aynı çatışmada ölmüş.

Bizde durum nasıl? Bugüne kadar yüksek mevki sahiplerinin evladı veya yakınının şehit olduğunu duyduk mu? Bugüne kadar çatışmalarda şehit olanların kahir ekseriyetinin, gariban vatandaşların evlatları olması bizdeki eşitsizliğin bir delili değil mi?

Yine birkaç yıl önce ülkemizde Suudi asıllı gazeteci Cemal Kaşıkçı’nın katledilmesiyle alâkalı olarak, “Hukuk neyi gerektiriyorsa yargımız gereğini derhal yapacaktır.” mealindeki ifadelerden sonra, perde arkasını bilemediğimiz saiklerle bu defa çark edilerek, “Olay bizden ziyade Suudi’yi alakadar ediyor, bu nedenle bu işi oranın yargısına havale ediyoruz.” çizgisine gelinmesi gibi, izahı olmayan siyasi manevraların hukuku ne hale getirdiğini görüyor musunuz?

Hemen her fırsatta eşitlikten, adaletten, hak-hukuktan dem vuran bu iktidar döneminde yaşanmış ve hâlen yaşanmakta olan sayısız hukuksuz uygulamalardan, yukarıda nazarlara verdiğimiz ilginç, çarpıcı örneklerden ders çıkarmayıp, uygulanan yanlış politikalarla ülkemizi hem içeride, hem dışarıda sıkıntılara sokanlara karşı gözlerini, kulaklarını kapatan çevrelere ne demeli bilemiyoruz.

Ama bizim kanaatimiz odur ki; ortak aklın geçerli olmadığı, milletin kalbi mesafesindeki meclisin devre dışı bırakıldığı, başta yargı kurumları olmak üzere hemen bütün kurumların işlemez hale getirildiği böyle ucube bir sistem yürürlükte olduğu sürece hukuksuzlukların ardı arkası kesilmeyecektir. Gerek içeride gerek dışarıda yaşamakta olduğumuz maddi ve manevi sıkıntıların, problemlerin sonu gelmeyecektir.

Temenni edelim ki akl-ı selim galip gelsin. Problem çözen değil, habire problem üreten ve ülkemizi kaoslara sürükleyen “partili cumhurbaşkanlığı” sisteminin derde deva olmadığını bizi idare edenler de artık görmüş olsunlar ve bir an önce tekrar parlamenter sisteme geçsinler.

Yoksa hemen her alandaki bu savrulmalarımız ortada iken; elâleme karşı düştüğümüz bu gülünç durumu “Bütün dünyaya örnek ülkeyiz; herkes bizi kıskanıyor” gibi sözlerle kendimizi teselli etmenin hiçbir faydası yoktur.

QOSHE - Dünya bizi kıskanıyor mu? - Hüseyin Gültekin
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Dünya bizi kıskanıyor mu?

7 11
12.02.2024

Gördüğünüz gibi Amerika’da hukuk, makam-mevki dinlemiyor. Bizde, bırakın devlet başkanının herhangi bir yakını hakkında, daha alt düzeydeki bir makam sahibi hakkında suç işlese dahi korkmadan, çekinmeden dava açacak bir savcı var mı? Böyle cesur bir savcı bulunsa dahi onun başına neler geleceğini tahmin edebiliyor musunuz?

Bir gazetecinin, İsrail’in Gazze’ye saldırıları sürerken, idarecilerinin oğlunun da ortakları olduğu bir şirketin İsrail’e lojistik malzeme sevkiyatı yaptığı haber üzerine, adlî makamların, bu sevkiyatın doğruluğunu araştırıp işlem yapması gerekirken, derhal bu haberi yapan gazeteci hakkında soruşturma açılıyor.

Bu haberde adı geçen şüphelilerin yerinde; sıradan insanların veya muhalif siyasilerin evlatları olsaydı, adaleti eşit olarak dağıtmakla vazifeli olan savcılar bu haberi görmezden mi gelirlerdi yoksa derhal bu kişileri derdest mi ederlerdi acaba?

Eski İsrail genelkurmay başkanının oğlu, Gazze’deki savaşa iştirak etmiş. Ayrıca İsrailli bir bakanın büyük oğlu da aynı........

© Yeni Asya


Get it on Google Play