“Ümmetin fikri” olan meşveret-i şer’iye ile “medeniyetin kılıcı ve kuvveti” olan fikir hürriyetini vurgulayıp, yeni girilen çağın eskiye göre çok farklı hale gelen şartlarında devleti taşıyabilecek üçlü sacayağını böyle ifade etmişti:

Meclis, meşveret, fikir hürriyeti.

Osmanlı Meclis-i Meb’usan’ı 23 Nisan 1920’de görevini Ankara’da kurulan Büyük Millet Meclisine devretti. Millî Mücadeleyi zaferle sonuçlandıran BMM, Said Nursî’nin aktardığımız vurgularına en çok yaklaşan Meclis oldu.

Cuma namazı sonrası hatimler, dualar, tekbirler ve kurbanlarla açılan bu Mecliste millet ve vatan için bir araya gelen temsil kabiliyeti yüksek, farklı dünya görüşlerine sahip vekiller çok sesli, çoğulcu ve demokratik bir örnek ortaya koydular. Kısa zamanda uç vermeye başlayan diktatörlük eğilimlerine de karşı çıktılar.

Ama zaferin hemen akabinde bu demokratik yapı değişik taktiklerle tahrip ve diktatörlüğü engellemeye çalışan muhalif grup tasfiye edilip cumhuriyet adı altında bir tek parti rejimi kuruldu. Ve bu da şeflik rejimine dönüştü.

Tam 27 yıl bu rejimin ağır baskısıyla ezilen Türkiye, ancak 1950’de dış dinamiklerin zorlamasıyla çok partili sisteme geçebildi. Ama o da 1960, 1971 ve 1980 askerî darbeleriyle kesintiye uğratıldı. 27 Mayıs ve 12 Eylül’de Meclisin de kapatılması, demokrasi üzerindeki tahribatlarının daha ağır olmasına yol açtı.

12 Mart ve 28 Şubat’ta Meclis açık kaldı ve bunun bir ölçüde ve kısmî faydaları görüldü; ama maruz kaldığı ağır baskılar, fonksiyonunu tam olarak ifa edebilmesine izin vermedi.

2024 Türkiye’si ise, cumhuriyetin 100. yılında TBMM’nin 104. yıldönümünü, şeflik referanslarıyla gündeme taşınıp yasama ve denetim fonksiyonlarını adeta işlemez hale getirmek suretiyle Meclisi devredışı bırakan bir tek adam vesayetinin her alanda gittikçe artan sıkıntılı sonuçlarını yaşamaya devam ettiği ve buna karşı parlamenter sisteme tekrar dönme taleplerinin her geçen gün daha da kuvvetlendiği bir ortamda idrak ediyor.

QOSHE - Milletin kalbi Meclis devredışı - Kâzım Güleçyüz
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Milletin kalbi Meclis devredışı

17 9
23.04.2024

“Ümmetin fikri” olan meşveret-i şer’iye ile “medeniyetin kılıcı ve kuvveti” olan fikir hürriyetini vurgulayıp, yeni girilen çağın eskiye göre çok farklı hale gelen şartlarında devleti taşıyabilecek üçlü sacayağını böyle ifade etmişti:

Meclis, meşveret, fikir hürriyeti.

Osmanlı Meclis-i Meb’usan’ı 23 Nisan 1920’de görevini Ankara’da kurulan Büyük Millet Meclisine devretti. Millî Mücadeleyi zaferle sonuçlandıran BMM, Said Nursî’nin aktardığımız vurgularına en çok yaklaşan Meclis oldu.

Cuma namazı sonrası hatimler, dualar, tekbirler ve kurbanlarla açılan bu Mecliste millet ve vatan için bir araya gelen temsil kabiliyeti yüksek, farklı........

© Yeni Asya


Get it on Google Play