Hürriyetin adalet ve Demokrasiyle ilişkisi nasıldır acaba?

Tek adam yönetimi ve demokraside hürriyet konusu önemli ve konuşulması gereken bir konu…

Bilindiği üzere, Demokrasilerde herkes veya en azından çoğunluk insan muamelesi görür; tek adam yönetimlerinde ise azınlık..

Tek adam yönetimlerinde tek adam konuşur halk dinler, tasdik eder, kafa sallar; demokrasilerde ise halk konuşur, kurallar konuşur; halka hizmet için gelenler, halktan aldığı emri aynen yerine getirir.

Demokrasilerde hukuk-adalet herkes için, tek adam sisteminde sadece muhaliflere işler.

Hürriyet olmadan asla demokrasi olmaz. Ama hürriyet ne demek, acaba?

Farklı düşüncelerin avaz avaz etrafı inlettiği, her zaman bahar havasının estiği, sevinçlerin aşikâr halde olması, şeffaflığın görünür olduğu, insanların birbirine tebessümlerinin olduğu hukuksuzluğun(kelepçelerin) paslandığı ortamlardır hürriyet.

Demokrasilerde meclis-meşveret ortak aklıyla işler yürütülürken tek adam sistemlerinde bir kişinin kural ve kaide tanımaz tavırlarıyla işler yürütülmeye çalışır, çoğunlukla da akim kalır.

Demokrasinin en önemli bir aracı “sandıklar” dır. Sandıkların hür, hilesiz, hukuk içinde kalması daha da önemlidir.

Uygulamalara baktığımızda hürriyetler ne kadar genişletilirse, adalet te o kadar darlaşıyor. Peki, hürriyet nedir, acaba?

Bunu Üstad Said Nursi’ye de sormuşlar; “Nedir şu hürriyet ki, o kadar tevilât onda birbiriyle çekişiyorlar ve hakkında acip, garip rüyalar görülür?”

Bu suale Üstad şu şekilde cevap veriyor; “Yirmi seneden beri onu, hatta rüyalarda takip eden ve o sevda ile her şeyi terk eden birisi, size güzel cevap verebilir.”

Sual soranlar konunun devamında şöyle diyorlar: “Hürriyeti bize çok fena tefsir etmişler. Hatta âdeta, ‘Hürriyette, insan her ne sefahat ve rezalet işlese, başkasına zarar vermemek şartıyla bir şey denilmez’ diye bize anlatmışlar. Acaba böyle midir?”

Bu aldatıcı, akıl çeldirici suale karşı Üstad şöyle diyor: “Öyleleri hürriyeti değil, belki sefahat ve rezaletlerini ilân ediyorlar ve çocuk bahanesi gibi hezeyan ediyorlar. Zira nazenin hürriyet, adab-ı şeriatla müteeddibe ve mütezeyyine olmak lâzımdır. Yoksa sefahat ve rezaletteki hürriyet, hürriyet değildir; belki hayvanlıktır, şeytanın istibdadıdır, nefs-i emmareye esir olmaktır. Hürriyet-i umumî, efradın zerrat-ı hürriyatının muhassalıdır. Hürriyetin şe’ni odur ki; ne nefsine, ne gayriye zararı

dokunmasın. “Tam ve mükemmel hürriyet, kişinin firavunlaşmaması ve başkasının hürriyeti ile alay etmemesidir. Şüphesiz, gaye haktır, ama mücadele usulüne uygun değildir.” (Münazarat)

QOSHE - Hürriyet, adalet ve demokrasi… - M. Fahri Utkan
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Hürriyet, adalet ve demokrasi…

4 0
05.11.2023

Hürriyetin adalet ve Demokrasiyle ilişkisi nasıldır acaba?

Tek adam yönetimi ve demokraside hürriyet konusu önemli ve konuşulması gereken bir konu…

Bilindiği üzere, Demokrasilerde herkes veya en azından çoğunluk insan muamelesi görür; tek adam yönetimlerinde ise azınlık..

Tek adam yönetimlerinde tek adam konuşur halk dinler, tasdik eder, kafa sallar; demokrasilerde ise halk konuşur, kurallar konuşur; halka hizmet için gelenler, halktan aldığı emri aynen yerine getirir.

Demokrasilerde hukuk-adalet herkes için, tek adam sisteminde sadece muhaliflere işler.

Hürriyet olmadan asla demokrasi olmaz. Ama hürriyet ne demek, acaba?

Farklı düşüncelerin avaz avaz etrafı inlettiği, her zaman bahar havasının estiği, sevinçlerin aşikâr halde olması, şeffaflığın görünür olduğu, insanların birbirine tebessümlerinin olduğu hukuksuzluğun(kelepçelerin) paslandığı........

© Yeni Asya


Get it on Google Play