Şimdi bu iki konuya tarih aynasından sırasıyla bakmaya çalışalım.

SİROZ

Cumhurreisi Mustafa Kemal’in beden sağlığı 1937 yılında bozulmaya başlamıştı. Hastalığının ne olduğu ise, ilk başlarda bilinmiyordu. 22 Ocak 1938 günü onu muayene eden Dr. Nihat Reşat Belger, karaciğerden şüphelendi ve yaptığı tetkiklerden sonra siroz teşhisini koydu.

Ardından, 6 Mart 1938 günü bu kez beş doktor Çankaya Köşkü’nde gelip bir konsültasyon yaptılar ve onlar da siroz hastalığı teşhisinde birleştiler.

Ne var ki, Türk hekimlerine itimad edilmedi ve o dönemde Başbakan olan Celâl Bayar’ın tavsiyesiyle Fransa’dan uzman doktorlar getirildi.

Türkiye’ye (toplam üç kez) dâvet edilen Paris Tıp Fakültesi hekimlerinden Prof. Dr. Noel Fissenger, ekibiyle birlikte yaptığı muayeneden sonra, o da aynen diğer doktorların teşhis ve tedâvi yöntemleriyle paralellik arz eden bir rapor sundu. (Buraya kadar olan bilgiler, Can Dündar’ın Sarı Zeybek isimli kitabında yer alıyor.)

*

Mustafa Kemal’in günden güne ağırlaşan sıhhati hakkında görüş belirten hemen bütün doktorların ortak tavsiyesi şuydu: Alkol ve sigarayı mutlak şekilde bırakmalı, ayrıca perhiz yapmalı.

M. Kemal ise, bu tavsiyeleri pek kaale almadı; alkol almaya ve sigara içmeye sonuna kadar devam etti.

Ne var ki, aylardır devam eden rahatsızlık durumu halktan ve dünya kamuoyundan gizleniyordu. Fransız doktorların Ankara’ya gelmesi ise, hadiseyi gizlemesini adeta imkânsız hale getirmişti. Öyle ki, yabancı gazete ve dergilerde, M. Kemal’in çok ağır hasta olduğu ve yakında öleceği yazılıyor, hatta yerine kimin geçeceği üzerinde bile spekülasyonlar yapılıyordu. Bu gelişmeler karşısında, gerçeğin açıklanması kaçınılmaz oldu.

İşte, 6 Mayıs 1938 günü ilk kez yapılan bir resmî açıklamayla, M. Kemal’in karaciğerinden rahatsız olduğu ve kendisine siroz teşhisinin konulduğu ilân edildi.

Buna rağmen, 19 Mayıs’ta yapılan kutlamalara katıldı. Ayrıca, son seyahat olarak Adana’ya kadar gidip geldi.

26 Mayıs’ta ise, Ankara’dan ayrılarak İstanbul’a geldi ve 1 Haziran’dan itibaren Savarona yatında kalmaya başladı.

Hastalığının ölümcül olduğunu anladı ve 5 Eylül’de meşhûr vasiyetnâmesini yazdı.

İDAMLAR

Haklarında verilmiş idam kararları kesinleşen THKO örgütü üst düzey sorumlularından Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan’ın cezası 6 Mayıs 1972’de infaz edildi. Ne var ki, mesele bir türlü kapanmadı gitti.

İdam kararının dayandırıldığı kànun ve adâlet ölçüleri elbette ki tartışmaya açıktır. Zira, bu ölçüler İlâhî adâlete göre değil, beşerî kanunlara göre tanzim ve ihdas edilmiş. Dolayısıyla, üzerinde durulması gereken esas mesele bu değil.

Tarih önünde ve ibret nazarında dikkate değer en önemli nokta şu olsa gerektir: Silâhlı örgüt üyesi ve cinayetten sabıkalı oldukları tartışma dahi götürmeyen bu şahısların idam edilmesine şiddetle karşı çıkan, hatta onların birer kahraman olduğunu dâvâ eden etkili bir kesim var.

Her fırsatta Deniz Gezmiş ve arkadaşlarına sahip çıkan, onların idamında payı bulunanlara ateş püsküren bu kesim, ne hikmetse onların işlemiş olduğu onca soygun ve cinayeti görmezlikten geliyor.

Oysa, bu adamların sabıka dosyası kabarıktır. Devletin askerine, polisine, memuruna karşı akla gelebilecek hemen her türlü eylemde bulunmuşlardır: Banka soymuşlar, adam vurmuşlar, adam kaçırmışlar, birçok insanın kanına girmiş, malına zarar vermiş ve sayısız insana hayatı zindan etmişlerdir.

QOSHE - Siroz teşhisi ve tartışmalı idamlar - M. Latif Salihoğlu
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Siroz teşhisi ve tartışmalı idamlar

6 4
06.05.2024

Şimdi bu iki konuya tarih aynasından sırasıyla bakmaya çalışalım.

SİROZ

Cumhurreisi Mustafa Kemal’in beden sağlığı 1937 yılında bozulmaya başlamıştı. Hastalığının ne olduğu ise, ilk başlarda bilinmiyordu. 22 Ocak 1938 günü onu muayene eden Dr. Nihat Reşat Belger, karaciğerden şüphelendi ve yaptığı tetkiklerden sonra siroz teşhisini koydu.

Ardından, 6 Mart 1938 günü bu kez beş doktor Çankaya Köşkü’nde gelip bir konsültasyon yaptılar ve onlar da siroz hastalığı teşhisinde birleştiler.

Ne var ki, Türk hekimlerine itimad edilmedi ve o dönemde Başbakan olan Celâl Bayar’ın tavsiyesiyle Fransa’dan uzman doktorlar getirildi.

Türkiye’ye (toplam üç kez) dâvet edilen Paris Tıp Fakültesi hekimlerinden Prof. Dr. Noel Fissenger, ekibiyle birlikte yaptığı muayeneden sonra, o da aynen diğer doktorların teşhis ve tedâvi yöntemleriyle paralellik arz eden bir rapor sundu. (Buraya kadar olan bilgiler, Can Dündar’ın Sarı Zeybek isimli kitabında yer alıyor.)

Mustafa Kemal’in günden güne ağırlaşan sıhhati hakkında görüş belirten hemen bütün doktorların ortak tavsiyesi şuydu: Alkol ve sigarayı mutlak şekilde bırakmalı, ayrıca........

© Yeni Asya


Get it on Google Play