Geceyle gündüzü ayırt edemediğim zamanlar yine. Varlığım ekseriyetle bütünden kopmuş halde. Bir dünya insan birleşse, getirebilir miydi kalbimi bu hale… kuş olmak istiyor kalbim, kuş olmak yine de… konasım geliyor bebeklerin minik ellerine. Ayaklar altında kalmadan uçurabilmek maviliklere...

***

Aklımda Filistin... Gözümün önünde anne-babasının kucağında yaralı bebeler... -her yer Filistin, her yer Kerbelâ sanki!-

Dergi duruyor masamda... binlerce düşünce hemen yamacında. Bir de migren ilacı yanıbaşımda... Vakit gece yarısını çoktan geçti. Gücüm yok topla/n/maya. Kurşun acısı tatmış çocuklar gömülü göğsümde... parçalanmış minik bedenler… örtüp üstlerini sıkı sıkı basıyorum bağrıma.

VURULAN KUŞLAR

Yine de durmadan kan sızıyor göğsümden... o kan ki hiçbir şeye kanmıyor. Kuşları vuruyorlar durmadan; kuşlar bir bir düşüyor. Dağ taş biliyor, yer gök görüyor, şahit işte melekler! Kahroluyor birileri acıdan… birilerinin kılı kıpırdamıyor...

“Akşamları gelir incir kuşları, /Konarlar bahçemin incirlerine. /Kiminin rengi ak kiminin sarı. /Ah beni vursalar bir kuş yerine.” (Sezai Karakoç)

Acı değil hissettiğim, enkaz altı bir yük. Aslına bakarsan eğri büğrü, koca bir kayaya çarpmış gibiyim son günlerde. Ne of diyesim var ne ağlayasım... kör bir üfürüğün düğümü çöküyor nefesime. İnsanlara kıyıp da, kime ne diyeyim şimdi?

ÜRKÜTEN SESSİZLİK

Çıkamıyorum işin içinden, düşünmekten yoruldum.. Bu duyarsızlık niye, bu sessizlik niçin? Halimi kıyaslayınca huzurda... mahcup olduklarım öylesine çok ki…

Yine de sabahları kuş sesi istiyor canım, kuşların konduğu sabahları arıyorum. Bir de leylak olmalı masadaki bardağın içinde... Nerdeee!.. vicdansızlık serpilmiş sanki gecelere; insanlar uyanmasın diye...

Hadi koşsana... yaşasana, devam etsene! Yaşamak ve mutluluk niçin Filistin’in üzerinde eyleşmiyor azıcık? Etraf nasıl da tenha… bebekler neden annesiz... bir kuş kendi “cik”inden ürküyor.. bir tuhaflık var...

Biz olmadık, oldurulduk... yaratılan elbet Yaratana tâbi. Kayboluruz biz kullarının bırakırsa elini. Tek bu bildiğim şimdilik... gerisi karanlık... ay karanlık…

SEN UMUTSUN HANZALA...

Allah’ım yetiş şu mazlum gecelerimize… Bize yardım et! İsyanımızla daha fazla karartma kalplerimizi, daraltma, bunaltma n’olur.. Sensizlikte karanlıklar, geceler hiç sabaha dönmüyor. Affet bizi!

Mutluluk çocuklardan kalan birkaç buruk gülümseme sadece. Çaresizlikle hayatların elimden kayıp gitmesine hayıflanıyorum... Hanzala, senin hükmün geçti mi hiç zamana? Tutabildiğin oldu mu onu avuçlarında?

Sen bir umutsun Hanzala... ay karanlık olsa da hâlâ... Filistin gecelerinde. Devran dönecek bir gün... vakit tebessüme erişecek... Şafağa uyanacak geceler bir güvercin kanadında... Özgürlüğe kanat çırpacak umutlar ve sevdalar yeşerecek...

Yarasalara inat “elbet bir gün” kuşlar hep yine gelecek; leylaklar açacak yeniden ve bebekler gülecek ışıl ışıl pencerelerde...

QOSHE - Ay karanlık hâlâ Filistin gecelerinde... - M. Said Zeki
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Ay karanlık hâlâ Filistin gecelerinde...

4 1
08.01.2024

Geceyle gündüzü ayırt edemediğim zamanlar yine. Varlığım ekseriyetle bütünden kopmuş halde. Bir dünya insan birleşse, getirebilir miydi kalbimi bu hale… kuş olmak istiyor kalbim, kuş olmak yine de… konasım geliyor bebeklerin minik ellerine. Ayaklar altında kalmadan uçurabilmek maviliklere...

***

Aklımda Filistin... Gözümün önünde anne-babasının kucağında yaralı bebeler... -her yer Filistin, her yer Kerbelâ sanki!-

Dergi duruyor masamda... binlerce düşünce hemen yamacında. Bir de migren ilacı yanıbaşımda... Vakit gece yarısını çoktan geçti. Gücüm yok topla/n/maya. Kurşun acısı tatmış çocuklar gömülü göğsümde... parçalanmış minik bedenler… örtüp üstlerini sıkı sıkı basıyorum bağrıma.

VURULAN KUŞLAR

Yine de durmadan kan sızıyor göğsümden... o kan ki hiçbir şeye kanmıyor. Kuşları vuruyorlar durmadan; kuşlar bir bir düşüyor. Dağ taş biliyor, yer gök görüyor, şahit işte melekler! Kahroluyor birileri acıdan… birilerinin kılı........

© Yeni Asya


Get it on Google Play