Allah’ın güzel isimlerinden olan Mübin: Kullarına gerekli şeyleri açıklayan, doğru yolu dilediğine izhâr edendir. İzhâr “bir şeyi açıklamak, ortaya çıkarmak; açıktan okumak” mânalarına gelir.

Beyan ise; insanın kendisini, vicdanında meydana gelen duygu ve anlayışlarını, başkalarına açık ve güzel bir şekilde ifade etmesidir. Maksadı anlamak ve anlatmak, konuşmak ve dil nimetidir. Bir şeyi konuşup anlatabilmenin temelinde “düşünce ve ifade” vardır.

İnsanlar kendilerini değişik şekilde ifade ederler. En kolay olan konuşmaktır. Ancak, insanlar yazarak, belli tarzlarda davranarak, belli biçimlerde giyinerek, belli tarzlarda ibadet ederek de kendilerini ifade ederler.

Hak ve hürriyetler iç içe geçmiş halde yaşarlar. Bir hakkı tanırsanız diğer haklar da yavaş yavaş belirir. Bir hakkı ihlal ederseniz, diğer haklar da yavaş yavaş geriler. Bu fertlerin kendi hak ve hürriyetlerine sahip çıkma şuuru ile yakından ilgilidir.

İFADE HÜRRİYETİ VARSA...

İfade hürriyeti; insanların görüş, kanaat, düşünce ve taleplerini başlarına kötü bir şey gelmesi korkusu taşımadan serbestçe ifade edebilmeleridir.

İfade hürriyeti, aynı zamanda bir kavşak niteliğindedir. Bir ülkede yeterli seviyede ifade hürriyeti varsa, orada diğer hak ve özgürlüklerin de -basın, din ve vicdan, toplantı ve gösteri, siyasi haklar vs- mevcut bulunduğuna bir işarettir. İnsanı insan yapan, akıl nimeti ve muhâkeme gücü pratiğe bu şekilde yansır.

Her insanın ifade hürriyeti vardır. Bu husus şimdilerde çokça tartışılan Anayasamızda ve Uluslararası Sözleşmelerde açıkça vurgulanmıştır.

Anayasa’nın 26. maddesine göre:

“Herkes, düşünce ve kanaatlerini söz, yazı, resim veya başka yollarla tek başına veya toplu olarak açıklama ve yayma hakkına sahiptir. Bu hürriyet resmî makamların müdahalesi olmaksızın haber veya fikir almak ya da vermek serbestliğini de kapsar.”

BM Medeni ve Siyasi Haklara İlişkin Uluslararası Sözleşmenin 18. maddesinde, “Herkesin düşünce, vicdan ve din hürriyeti hakkı” düzenlenirken; madde 19’da ise “Herkes, kimsenin müdahalesi olmaksızın istediği düşünceye sahip olma hakkına sahiptir” denilerek “hiç kimsenin kanaatleri için rahatsız edilemeyeceği” vurgulanmıştır.

FİKİRLE MÜCADELE

Gazetecilerin, aydınların, düşünürlerin fikirleri, ifadeleri, haber ve yazıları için gözaltına alınmaları, hapsedilmeleri ülkemizde neredeyse ‘vaka-i adiye’ sayılıyor. Hak ve hürriyetleri düzenleyen hukuki belgelerdeki hükümler çok naif gözükse de; olması gereken bu hürriyetlere sahip çıkılması, korkusuzca kullanılmasıdır.

Çünkü fikirler copla polisle, mahkemeyle hapisle susturulamaz, etkisizleştirilemez. Fikirlere karşı baskı ve şiddetle mücadele imkansızdır. Tarih buna şahittir.

Bir fikir doğru veya yanlış olabilir. ‘Her doğru bir yanlışı, her yanlış bir doğruyu barındırabilir.’

Bir fikir doğru bile olsa; mihenge vurulmasına, onun serbestçe eleştirilmesine ve ona karşı çıkılmasına, itiraz edilmesine izin vermek gerekir.

Fikirlere karşı, ancak başka fikirlerle mücadele edilebilir. Bir fikir, ancak başka bir fikirle çürütülebilir.

Zorbalar ise; ‘düşüncenin üstesinden gelemeyince, düşünenin üstesinden gelmeye çalışır.’

QOSHE - Fikir ve ifade nimeti - M. Said Zeki
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Fikir ve ifade nimeti

5 0
20.11.2023

Allah’ın güzel isimlerinden olan Mübin: Kullarına gerekli şeyleri açıklayan, doğru yolu dilediğine izhâr edendir. İzhâr “bir şeyi açıklamak, ortaya çıkarmak; açıktan okumak” mânalarına gelir.

Beyan ise; insanın kendisini, vicdanında meydana gelen duygu ve anlayışlarını, başkalarına açık ve güzel bir şekilde ifade etmesidir. Maksadı anlamak ve anlatmak, konuşmak ve dil nimetidir. Bir şeyi konuşup anlatabilmenin temelinde “düşünce ve ifade” vardır.

İnsanlar kendilerini değişik şekilde ifade ederler. En kolay olan konuşmaktır. Ancak, insanlar yazarak, belli tarzlarda davranarak, belli biçimlerde giyinerek, belli tarzlarda ibadet ederek de kendilerini ifade ederler.

Hak ve hürriyetler iç içe geçmiş halde yaşarlar. Bir hakkı tanırsanız diğer haklar da yavaş yavaş belirir. Bir hakkı ihlal ederseniz, diğer haklar da yavaş yavaş geriler. Bu fertlerin kendi hak ve hürriyetlerine sahip çıkma şuuru ile yakından ilgilidir.

İFADE HÜRRİYETİ VARSA...

İfade hürriyeti; insanların görüş, kanaat, düşünce ve taleplerini başlarına kötü bir şey gelmesi........

© Yeni Asya


Get it on Google Play