Ülkeler arasında elbette sorunlar çıkar, ama bu sorunları aşmak için ikili görüşmeler, diyaloglar önemlidir. Ülkeleri yönetenler arasında küslük olmaz. Zaman zaman sert ifadeler kullanılır. Ama bu ifadeler kullanılırken diplomatik bir dil ve üslubun olması hem ülkenin menfaatine hem de ilerideki atılacak adımlar için önemlidir.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın gerek iç politikada gerekse dış politikadaki geri adımlarına alıştık…

Yunanistan Başbakanı için “Artık benim için Miçotakis diye birisi yok. Bundan sonrasını Miçotakis kendisi düşünsün” dedikten sonra geçen yılın sonunda Yunanistan’a gidip anlaşmalar yapılmıştı. Tabiri caizse ayağına gidilmişti.

Geri adımlardan birisi de Erdoğan’ın Mısır’ın darbeci lideri Sisi ile ilgili söyledikleri. “Darbecidir, zalimdir. Beni Sisi ile çok barıştırmak isteyenler var, asla kabul etmiyorum, etmem de. Neden? İşte bunlardan dolayı. Neden? Halkının yüzde 52 oyunu almış olan bir Mursi’yi ve arkadaşlarını cezaevine mahkûm eden bir antidemokratla karşı karşıya gelmem, onunla aynı masada oturmam” demişti.

“Rabia işareti” parti işareti olarak yapılıp, parti tüzüğüne kadar girdi. Gelinen noktada darbeci Sisi oldu “Sayın Sisi”, ardından “kardeşim Sisi”, antidemokrat olan Sisi şimdi demokrat oldu. 12 yıl sonra Mısır’a kadar gidilip el sıkışıldı, anlaşmalar imzalandı. Bundan sonra Rabia işareti yapacak mı, bekleyip göreceğiz.

***

YILDIRIM NE HİSSETTİ ACABA?

Bunlar bir tarafa Erdoğan’ın 2019 yılında yapılan mahallî seçimde miting meydanında kullandığı “Pazar günü Sisi mi diyeceğiz, Binali Yıldırım mı diyeceğiz? Mesele bu kadar önemli” sözleri hâlâ tazeliğini koruyor.

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı için Binali Yıldırım ile Ekrem İmamoğlu yarışmış ve iki kez tekrarlanan seçimde İmamoğlu seçilmişti. O dönemde İmamoğlu’nun “Sisi”ye benzetilmesi eleştirilmişti.

Şimdi merak edilen birçok şey var:

Erdoğan’ın “kardeşim Sisi” demesi ve Mısır’a gidip görüşmesi karşısında Binali Yıldırım’ın ne hissettiği… Erdoğan Sisi’yi Ankara’ya davet etti, o da çok memnun oldu. Bakalım Sisi Ankara’ya gelince Aksakallar Konseyi’ne Türkiye’nin Aksakalı olarak atanan Yıldırım, görüşmelere katılacak mı?

Mısır’ın darbe ile devrilen ve sonra idam edilen seçilmiş Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi’nin arkasından ağlayan kitle şu anda ne düşünüyor?

Mursi’nin idamından sonra, “Tarih, onu cezaevine atıp, idamla tehdit edenleri ve şehadetine yol açan zalimleri asla unutmayacaktır” diyen Erdoğan Sisi’nin elini sıkınca ne hissetti acaba…

Yine, 2015 yılında “Ben uluslararası platformlarda şu anda darbeci Sisi’yi Cumhurbaşkanı olarak kabul etmediğimi söyledim. Yine söylüyorum. Benim için Mısır’ın Cumhurbaşkanı Mursi’dir. BM’de aynı masaya onunla oturmadım. Oturursam, kendimi inkâr ederim. Oturursam demokrat olmam” sözleri de arşivlerde duruyor.

12 sene sonra darbeciler, zalimler unutuluyor mu? Yoksa 12 sene geçince bir kişi “darbeci” olmaktan mı kurtuluyor? Bu durumda Erdoğan kendini inkâr mı etmiş oldu? Bu sorulara cevap verecek kimse var mı, bilemiyoruz ama Erdoğan’ın Mısır ziyareti birçok kişiye bunu düşündürttü.

***

YİNE BİR BENZETME YAPAR MI?

31 Mart’ta yapılacak olan mahallî seçimlere 42 gün kalmışken, aday listelerinin 20 Şubat’ta teslim edilmesinden sonra liderler meydanlarda olacak.

Erdoğan, İstanbul’da yapacağı mitingde yine böyle bir benzetme yapar mı bilemiyoruz. Yaparsa Murat Kurum ile kimi yarıştırır onu da bekleyip görelim.

QOSHE - “Kardeşim Sisi!” - Mehmet Kara (2)
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

“Kardeşim Sisi!”

4 2
18.02.2024

Ülkeler arasında elbette sorunlar çıkar, ama bu sorunları aşmak için ikili görüşmeler, diyaloglar önemlidir. Ülkeleri yönetenler arasında küslük olmaz. Zaman zaman sert ifadeler kullanılır. Ama bu ifadeler kullanılırken diplomatik bir dil ve üslubun olması hem ülkenin menfaatine hem de ilerideki atılacak adımlar için önemlidir.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın gerek iç politikada gerekse dış politikadaki geri adımlarına alıştık…

Yunanistan Başbakanı için “Artık benim için Miçotakis diye birisi yok. Bundan sonrasını Miçotakis kendisi düşünsün” dedikten sonra geçen yılın sonunda Yunanistan’a gidip anlaşmalar yapılmıştı. Tabiri caizse ayağına gidilmişti.

Geri adımlardan birisi de Erdoğan’ın Mısır’ın darbeci lideri Sisi ile ilgili söyledikleri. “Darbecidir, zalimdir. Beni Sisi ile çok barıştırmak isteyenler var, asla kabul etmiyorum, etmem de. Neden? İşte bunlardan dolayı. Neden? Halkının yüzde 52 oyunu almış olan bir Mursi’yi ve arkadaşlarını cezaevine mahkûm eden bir antidemokratla karşı karşıya gelmem, onunla aynı masada oturmam” demişti.

“Rabia işareti” parti işareti olarak yapılıp, parti tüzüğüne kadar girdi. Gelinen noktada darbeci Sisi oldu........

© Yeni Asya


Get it on Google Play