Elektronik çağda yaşadığımız bu dönemde söylediğiniz sözler, yazdığınız cümleler bir yere kaybolmuyor. Hep bir yerde arşivleniyor. Gün geliyor karşınıza çıkıveriyor.

Özellikle siyasette bu duruma sıkça rastlıyoruz. Mahallî seçimlere iki aydan daha az bir zaman kalmışken, bu sözler bir bir ortaya dökülmeye başladı.

Siyasetçilerin geçmişte birbirleri hakkında ağza alınmayacak sözler söyleyip şimdi can ciğer olmalarına -maalesef- alıştık ya da alıştırıldık.

Yaşanan büyük ekonomik kriz dolayısıyla vatandaşlar büyük bir geçim sıkıntısı çekiyor. Emekliler için icat edilen kök maaş sebebiyle maaşlarında üç kez düzenleme yapılmasına rağmen en düşük emekli aylığı 10 bin lirada kaldı. Asgari ücret daha yeni uygulanmaya başlanırken “AÇLIK SINIRI”nın altında kaldı. İşçinin bu ücreti yılbaşına kadar alacağı düşünülürse çalışanların durumunun daha da kötüye gideceği görülüyor.

***

İşte bir kaç örnek

Ekonomide dar gelirlilerin durumunu anlatmak için hep çay-simit hesabı yapılır. “Fakirin yiyeceği” olarak bilinen simide zam geldiğinde Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yıllar önce yaptığı çay-simit hesabı hemen dolaşıma giriyor. Bir simit 10, bir çay 15 lira. 3 çocuk anne baba 5 kişilik bir aile üç öğün bunu yese, bir öğünde 125 lira. 3 öğünde 375 lira. Aylık 11 bin 250 TL. En düşük emekli aylığı 10 bin lira…

Erdoğan o tarihte, ‘Bu zalim yönetim, bu aziz millete bir bardak çayla bir simidi bile layık görmüyor. Bunların peşinden nasıl gideceksiniz? Elektrik, su parasını kim ödeyecek? Çoluk-çocuğun okul masrafını kim karşılayacak? İşte ekonomik durum bu?” diye soruyordu.

Yine Türk astronot uzaya gidince Erdoğan’ın “Bir tarafta 810 milyon insan en temel gıda maddelerine ulaşamazken, diğer tarafta büyük sermaye sahipleri birkaç dakikalık turistik uzay seyahati için 100 milyonlarca doları harcayabilmektedir” sözleri hatırlandı.

Ayasofya Camii’nin üst katına turistlerin 25 Euro bilet ile girebilecek olması “cami mi, müze mi?” tartışmalarına neden olurken, 11 ay önce Erdoğan katıldığı bir canlı yayında, SP Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu’na “Karamollaoğlu, ‘Ayasofya’nın bir bölümü müze olsun’ diyor. Yazıklar olsun sana” dediği arşivden hemen çıkıverdi.

Rahip Bronson, faiz, İsveç’in NATO üyeliği gibi örnekleri çoğaltmak mümkün. İşte bunun için atalarımız “Büyük lokma ye büyük söz söyleme” demişler. Özellikle siyasetçiler bin düşünüp bir konuşmaları gerekiyor. Yoksa arşiv unutmuyor. Gün geliyor önünüze çıkıyor.

***

Emekli halinden memnunmuş!

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, “Emeklilerimiz bu düzenlemelerden memnun. Aday tanıtımlarında emeklilerimizin büyük bir kısmında büyük bir memnuniyet gördüm. Hepsi ayrı ayrı teşekkür ediyorlar hem Cumhurbaşkanımıza hem de hükümetimize. O açıdan ben çok olumlu görüyorum” demiş.

Işıkhan’ın kast ettiği sayıları 6 milyonu bulan 10 bin lira alan emekliler olmasa gerek. “Bakan bey acaba aday tanıtım toplantısında emekli milletvekilleri veya üst seviyeden emekli olanları mı kast etmiş” diye insanın aklına geliyor. Yoksa bu hayat pahalılığında 10 bin lira alan emeklinin memnun olmadığını görürdü…

***

22 yılın özeti

“Adalet dediler; haksızlık, hukuksuzluk, adaletsizlik, liyakatsizlik, rüşvet, irtikap, yolsuzluk aldı başını gitti. Kalkınma dediler; yoksulluk, fakirlik, hatta açlık yaşlı genç milyonlara, topluma yayıldı gitti.”

Bülent Şahinalp (DP Genel Başkan Yardımcısı)

QOSHE - Arşiv unutmaz - Mehmet Kara (2)
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Arşiv unutmaz

6 7
05.02.2024

Elektronik çağda yaşadığımız bu dönemde söylediğiniz sözler, yazdığınız cümleler bir yere kaybolmuyor. Hep bir yerde arşivleniyor. Gün geliyor karşınıza çıkıveriyor.

Özellikle siyasette bu duruma sıkça rastlıyoruz. Mahallî seçimlere iki aydan daha az bir zaman kalmışken, bu sözler bir bir ortaya dökülmeye başladı.

Siyasetçilerin geçmişte birbirleri hakkında ağza alınmayacak sözler söyleyip şimdi can ciğer olmalarına -maalesef- alıştık ya da alıştırıldık.

Yaşanan büyük ekonomik kriz dolayısıyla vatandaşlar büyük bir geçim sıkıntısı çekiyor. Emekliler için icat edilen kök maaş sebebiyle maaşlarında üç kez düzenleme yapılmasına rağmen en düşük emekli aylığı 10 bin lirada kaldı. Asgari ücret daha yeni uygulanmaya başlanırken “AÇLIK SINIRI”nın altında kaldı. İşçinin bu ücreti yılbaşına kadar alacağı düşünülürse çalışanların durumunun daha da kötüye gideceği görülüyor.

***

İşte bir kaç örnek

Ekonomide dar gelirlilerin durumunu anlatmak için hep çay-simit hesabı yapılır. “Fakirin yiyeceği” olarak bilinen simide zam geldiğinde Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yıllar önce yaptığı çay-simit hesabı hemen........

© Yeni Asya


Get it on Google Play