İstanbul’da olmasını istememin en büyük sebebi, Beşiktaş’ın maçları için kombine kart alabilmekti. Şimdi ise; futbol taraftarlığını tamamen bırakmış, hatta yeğenine de Beşiktaş’ı bıraktırmaya çalışan biri olarak bunları yazıyorum. Beşiktaş’ın başarısızlığıyla da ilgisi yok bu durumun.

Bu sürecime etki eden şeyleri paylaşmak isterim:

1) Futbol taraftarlığı malayanidir, pratik hiçbir faydası yoktur, aksine, zaman ve para kaybına yol açar. Üstelik futbolcular ve futbolun içindeki diğer insanlar çok büyük paralar ve makamlar elde ederken. İnsanların; gereksiz ünsiyetler, gereksiz insanî bağlar kurmalarına yol açar. Özellikle de iman hizmetinde bulunan bir kişi için, gereksiz insani bağlar daha zararlıdır.

2) Bir kulüp taraftarı için, o kulüple ilgili şeyler, kendisinin gündemini az ya da çok meşgul eder. Hâlbuki hayatında gündemde olması gereken daha büyük şeyler vardır. Özellikle kişi, iman hizmetiyle uğraşıyorsa, kişinin dar dairedeki hizmetine zarar verebilir.

3) Futbol, sadece tek tek fertlerin değil, halkın gündemini de gereksiz meşgul eder. Hem de, devletin yaptığı zulümlerin, halkın gündemini daha çok meşgul etmesi gereken bir zamanda.

4) Futbol taraftarlığı, futbol üzerinden kazanılan olumsuz ekonomik faaliyetlere de kapı açar. Bunun en belirgin örneği bahis şirketleridir. Bahis şirketlerinin ihaleleri de, kulüplerin taraftar kitleleriyle doğrudan ilgilidir.

5) Ülkemizdeki taraftarların çok büyük bir kısmının; Beşiktaş-Galatasaray-Fenerbahçe’den birini tuttuğu düşünüldüğünde, bu taraftarlık, hiçbir felsefeye dayanmamaktadır. Kişinin o takımlardan birini tutmasının tek sebebi, bir yakınının da o takımı tutuyor olmasından başka bir şey değildir. Takımlar, hiç sorgulanmadan tutulur. Avrupa’da ise neredeyse herkes, kendi şehrinin takımını tutar. Bu da hatalıdır, ama en azından arkasında hemşehricilik gibi bir düşünce vardır. Bazı kulüpler de; siyasi bir duruşu, bir mezhebi, bir ırkı, bir meslek grubunu, bir sınıfı temsil eder. Fakat ülkemizde ise..., neyse.

6) Devlet, yukarıda bahsettiğimiz hakikatleri bildiği için, neredeyse sadece o 3 kulübe yönelik kayırma politikası gütmektedir. Vergi silme uygulamaları buna dâhildir. O kulüplerden birine taraftar olup da taraftar sayısını “bir fazla” yaptığımızda, devletin, söz konusu politikalarını da, kendisi açısından işlevsel hâle getiriyoruz.

7) Bizim ülkede futbol, siyasetten de bağımsız değil. Siyasetten bağımsız olmayan bir futbol kültürünün içindeki taraftarlık, daha mantıksızdır.

8) “Milli takım” meselesi de var. “Milli”liğin ne olduğu ayrı bir tartışma konusu, fakat gerçek olan bir şey varsa o da bu kavrama fazla anlam yüklendiğidir. O takım başarılı olsa, sanki dünyayı fethetmişiz gibi bir halet-i ruhiyeye giriyoruz; öyle ki, çakma bir fetih ruhu ile beraber yaşanıyor. Bu da bir narkoz etkisi yapıyor ve diğer her alandaki başarısızlığımızı gölgeliyor.

9) Bazı belediye başkanı adaylarının, yerel kulüpleri desteklemeye yönelik vaatleri akıl dışıdır. Tüyü bitmemiş yetimin hakkını kulüplere vermenin ahlakiliği bir yana; ülkedeki her belediye, kendi mahallindeki kulübe maddi destek verirse, aslında ülkede hiçbir kulübe destek verilmemiş olur. Çünkü her kulüp, diğerleriyle rekabet hâlindedir; herkes birbiriyle aynı/benzer yardımı alırsa kimse öne çıkamaz. Belediye başkan adaylarının böyle saçma vaatlerle karşımıza gelmemesi için, yerel kulüplerle de en azından dar dairemizde mesafe koymalıyız.

QOSHE - Futbol taraftarlığı hakkında - Mehmet Kara (2)
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Futbol taraftarlığı hakkında

7 7
12.02.2024

İstanbul’da olmasını istememin en büyük sebebi, Beşiktaş’ın maçları için kombine kart alabilmekti. Şimdi ise; futbol taraftarlığını tamamen bırakmış, hatta yeğenine de Beşiktaş’ı bıraktırmaya çalışan biri olarak bunları yazıyorum. Beşiktaş’ın başarısızlığıyla da ilgisi yok bu durumun.

Bu sürecime etki eden şeyleri paylaşmak isterim:

1) Futbol taraftarlığı malayanidir, pratik hiçbir faydası yoktur, aksine, zaman ve para kaybına yol açar. Üstelik futbolcular ve futbolun içindeki diğer insanlar çok büyük paralar ve makamlar elde ederken. İnsanların; gereksiz ünsiyetler, gereksiz insanî bağlar kurmalarına yol açar. Özellikle de iman hizmetinde bulunan bir kişi için, gereksiz insani bağlar daha zararlıdır.

2) Bir kulüp taraftarı için, o kulüple ilgili şeyler, kendisinin gündemini az ya da çok meşgul eder. Hâlbuki hayatında gündemde olması gereken daha büyük şeyler vardır. Özellikle kişi, iman hizmetiyle uğraşıyorsa, kişinin dar dairedeki hizmetine zarar verebilir.

3) Futbol, sadece tek tek fertlerin değil, halkın gündemini de gereksiz meşgul eder. Hem de, devletin yaptığı zulümlerin, halkın gündemini daha çok........

© Yeni Asya


Get it on Google Play