Yayınlanan kitabın satışını gerçekleştirmek için bandrol alınması gerekiyor. Kültür Bakanlığı basılacak kitaplarla ilgili hologram baskılı ufak bir pul veriyor.

Yeni Asya Neşriyat bu tarihte “Vesvese Bahsi”ni basarak, satışa sunmak için Kültür Bakanlığı’na başvurmuş, ama “bandrol” verilmemişti. Bu yeni bir durumdu. Risale-i Nur Külliyatı senelerdir onlarca yayınevi tarafından serbestçe basılabiliyorken ilk defa böyle bir sıkıntı ile karşılaşılıyordu. Bandrol, neden ve niçin verilmiyordu? Bununla alâkalı olarak Kültür Bakanlığı’na yöneltilen sorular cevapsız kalıyordu. Bediüzzaman’nın yasal varislerinden birisi olan Seyda Ünlükul’un, söz konusu yasağın kaldırılmasıyla ilgili Kültür Bakanlığı’na başvurusu dahi dikkate alınmıyordu.

Bu da yetmedi, o dönemdeki hükümet Risale-i Nurlar’ı “devlet tekeline alma” konusunda, Bakanlar Kurulu’na yetki veren, Torba Kanunu içine bir madde ilâve etti. Risale-i Nurlar’a verilmeyen bandrol meselesi artık başka bir boyut kazanmıştı. Kanun çıkartılarak Risale-i Nurlar devlet tekeline alınmak isteniyordu.

Komisyon aşamasında yoğun temaslar yürütülürken, bir gece yarısı mesele Komisyon’dan geçip Genel Kurula geldiğinde de mücadele devam etti. İktidar ve muhalefet partilerine hem bandrol hem de devlet tekelinin yanlışlığı gerekçeleriyle anlatıldı. Ancak kanun Meclis’te iktidar partisinin oyları ile kabul edilip, Resmî Gazete’de yayınlandı…

Basımı dahil Risale-i Nur’un bütün hak ve yetkileri birlikte Diyanet İşleri Başkanlığı’na verildi. Yani, Risale-i Nurlar Diyanet’in tekeline bırakıldı.

Diyanet, Risale-i Nurlar’dan bazı bölümlerin olmadığı bir CD hazırlayıp isteyen yayınevleri ile sözleşme yapmaya başladı. Birçok yayınevi Risale-i Nurlar’ı “eksik” de olsa basmak için sözleşme imzalamaya başladı.

Yeni Asya, bu durumu aşmak ve yanlışlığını anlatmak için bir hukuk mücadelesine başladı ve bu mücadele tam 666 gün sürdü. 2014 tarihinde başlayan bu mücadele 28 Ocak 2016 tarihinde “Risale-i Nur’a uygulanan bandrol engelinin kaldırılması ve aslına uygun olarak basılması kararı”na kadar devam etti.

Çıkan kanunun iptal edilmesi için çok fazla yol yoktu. Anayasa Mahkemesi’ne başvurmak için Meclis’te 5’te bir milletvekilinin imzası gerekiyordu ya da anamuhalefet partisinin aracılığı ile Anayasa Mahkemesi’ne başvurulması gerekiyordu. O tarihte Anayasa Mahkemesi’ne başvurmak için yeterli sayıda milletvekilinin imzasını bulmak zor olduğundan CHP’ye “böyle bir tasarrufun tekelcilik olduğu, fikir ve yayma hürriyetine aykırı olduğu aynı zamanda kanunun Anayasa ve uluslar arası hukuka da aykırı olduğu” anlatıldı. CHP’nin o dönemki yöneticileri kanunu iptali için Anayasa Mahkemesi’ne başvurdu.

Yapılan hukuk mücadelesi neticesinde Anayasa Mahkemesi tekel kanununu, Danıştay ise ilgili kararnameyi iptal etti. Bundan sonra da çıkan karar doğrultusunda Risale-i Nurlar’ı basmak isteyen bütün yayınevleri ve resmî kurumlar Bediüzzaman’ın yasal iki varisi ile “aslına uygun şekilde basılması” şartıyla sözleşme imzalayarak eserleri yeniden basmaya başladı.

O tarihten bu yana da aslına uygun kalmak suretiyle Risale-i Nur’lar “hür” bir şekilde basılıyor. 28 Ocak tarihi bu yüzden önemli. Yeni Asya 29 Ocak 2016 tarihinde bunu “…Ve Risale-i Nur özgür…” olarak duyurdu.

Bir hukuk mücadelesinin kısa özeti böyle…

8 yıl sonra Anayasa Mahkemesi’nin kararlarının uygulanmadığı bir dönem yaşıyoruz. Nereden nereye…

QOSHE - Risale-i Nur’a hürriyetin yıldönümü - Mehmet Kara (2)
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Risale-i Nur’a hürriyetin yıldönümü

5 1
04.02.2024

Yayınlanan kitabın satışını gerçekleştirmek için bandrol alınması gerekiyor. Kültür Bakanlığı basılacak kitaplarla ilgili hologram baskılı ufak bir pul veriyor.

Yeni Asya Neşriyat bu tarihte “Vesvese Bahsi”ni basarak, satışa sunmak için Kültür Bakanlığı’na başvurmuş, ama “bandrol” verilmemişti. Bu yeni bir durumdu. Risale-i Nur Külliyatı senelerdir onlarca yayınevi tarafından serbestçe basılabiliyorken ilk defa böyle bir sıkıntı ile karşılaşılıyordu. Bandrol, neden ve niçin verilmiyordu? Bununla alâkalı olarak Kültür Bakanlığı’na yöneltilen sorular cevapsız kalıyordu. Bediüzzaman’nın yasal varislerinden birisi olan Seyda Ünlükul’un, söz konusu yasağın kaldırılmasıyla ilgili Kültür Bakanlığı’na başvurusu dahi dikkate alınmıyordu.

Bu da yetmedi, o dönemdeki hükümet Risale-i Nurlar’ı “devlet tekeline alma” konusunda, Bakanlar Kurulu’na yetki veren, Torba Kanunu içine bir madde ilâve etti. Risale-i Nurlar’a verilmeyen bandrol meselesi artık başka bir boyut kazanmıştı. Kanun çıkartılarak Risale-i Nurlar devlet tekeline alınmak isteniyordu.

Komisyon aşamasında yoğun temaslar yürütülürken, bir gece yarısı........

© Yeni Asya


Get it on Google Play