Depremin yıldönümünde hükûmetin yapamadıklarını kapatma adına olsa gerek yapılan açıklamalar artık “pes” dedirtti. Öyle konuşmalar yapıldı ki söyleyecek söz bulunamadı.

Depremin birinci yıldönümünde bölgeye giden hem muhalefet partileri hem iktidar partisi milletvekillerinin, bakanların, belediye başkanların protesto edilmesi gösterdi ki, vatandaşlar unutulmaktan, verilen sözlerin yerine getirilmemesinden çok rahatsız.

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, protestolara “Yeri gelir protesto anlayışla karşılanır” derken, protestolara kulak asmayanlar da oldu, “provokasyon” diyen de...

Erdoğan’ın konvoyu geleceği için saatler önce yolların kapatılması -belki de- protestolardan çekinilmesindendi. Halkın içine girilse protesto edilebileceği de düşünülmüş olabilir. Yolların kapatılmasıyla mezarlıklara gitmek isteyen, yakınlarını kaybeden depremzede vatandaşlar (bunun içinde yaşlı, çocuk, özürlü kişiler de vardı) kilometrelerce yürümek zorunda kalmaları büyük tepki çekti.

11 il garip kaldı!

Erdoğan’ın 3 Şubat’ta Hatay’da, “Hatay, kamu yatırımlarını noksansız alsa da yereldeki vizyon eksikliği nedeniyle potansiyelini açığa çıkarmakta zorlanan şehrimiz. Merkezi yönetimle yerel yönetim el ele vermezse, dayanışma halinde olmazsa o şehre herhangi bir şey gelmez. Hatay’a geldi mi? Şu anda Hatay garip kaldı” sözleri “tehdit” olarak algılandı.

Bu sözlerin ne anlama geldiği gayet net iken, Erdoğan, yanlış anlaşıldığı için özür dilemek yerine, bunu eleştirenlere “cımbızlıyorlar, algı yapıyorlar, sözün üzerinde tepiniyorlar” şeklinde cevap vermesi gerçekten ibretlikti.

Cumhur İttifakı ortağı Bahçeli’nin Erdoğan’ı destekleyen, “Merkezi yönetimle yerel yönetim el ele vermezse, dayanışma halinde olmazsa o şehre herhangi bir şey gelmez” sözlerini de not edelim.

Erdoğan’ın dediği gibi Hatay garip kaldığı gibi diğer 10 ilde garip kaldı. Bir yıl sonra sarılamayan yaralara başka yaralar da eklendi.

Partili Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminin getirdiği nokta işte tam da bu…

Herkesi kucaklaması, deprem üzerinden siyaset yapmaması gereken cumhurbaşkanı aynı zamanda bir partinin genel başkanı olursa, hele ki seçimler yakınsa, olacağı budur…

“Yıkıldığı iyi olmuş” diyorlarmış!

Yok artık dedirten başka bir açıklamada, Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki’den geldi. 6 Şubat depremlerinin yıldönümünde katıldığı canlı yayında, “Şimdiye kadar gidip köy evlerini teslim ettiğim ve misafir olduğum ev sahipleri şunu söylüyor; Allah razı olsun. Bak evimiz yıkıldı -eğer ölüleri de yoksa- yıkıldığı iyi olmuş bize mis gibi villa verdiniz diyor” demesi çok tepki çekti.

Kendi ailesinden kaybettiği yoksa bile, yakınları, komşuları, hemşehrilerini kaybeden birisi, “mis gibi villa” verilse de, “Evim yıkıldı iyi oldu” diyebilir mi?

Yeni Bakan bunları söylerken, deprem sonrasında iki ay gibi bir süre bölgede kalan eski Bakan Murat Kurum’un deprem bölgesine gitmemesi de garip karşılandı. Bunun sebebi bir yıllık sürede söz verip de yapılmayanlar dolayısıyla Sağlık Bakanı gibi protesto edilmekten mi çekindi, bilemiyoruz ama gitmesi gerekmez miydi?

İnanan var ki!

Erdoğan, 1992 yılında kurulan Harran Üniversitesi’ni AKP’nin yaptığını ortaya atması da “yok artık” dedirten başka ifade oldu.

Daha önce kendi iktidarlarından önce buzdolabı, çamaşır makinası, tıraş köpüğü olmadığının söylenmesinin yanında yıllar önce kurulan üniversiteleri de kendilerinin yaptıklarını söylemeleri de “yok” artık dedirtiyor.

İnanan olmalı ki, sahiplenmeye devam ediliyor. İnananlara üniversitenin internet sayfasına bakmalarını tavsiye ediyoruz.

QOSHE - Yok artık! - Mehmet Kara (2)
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Yok artık!

4 24
12.02.2024

Depremin yıldönümünde hükûmetin yapamadıklarını kapatma adına olsa gerek yapılan açıklamalar artık “pes” dedirtti. Öyle konuşmalar yapıldı ki söyleyecek söz bulunamadı.

Depremin birinci yıldönümünde bölgeye giden hem muhalefet partileri hem iktidar partisi milletvekillerinin, bakanların, belediye başkanların protesto edilmesi gösterdi ki, vatandaşlar unutulmaktan, verilen sözlerin yerine getirilmemesinden çok rahatsız.

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, protestolara “Yeri gelir protesto anlayışla karşılanır” derken, protestolara kulak asmayanlar da oldu, “provokasyon” diyen de...

Erdoğan’ın konvoyu geleceği için saatler önce yolların kapatılması -belki de- protestolardan çekinilmesindendi. Halkın içine girilse protesto edilebileceği de düşünülmüş olabilir. Yolların kapatılmasıyla mezarlıklara gitmek isteyen, yakınlarını kaybeden depremzede vatandaşlar (bunun içinde yaşlı, çocuk, özürlü kişiler de vardı) kilometrelerce yürümek zorunda kalmaları büyük tepki çekti.

11 il garip kaldı!

Erdoğan’ın 3 Şubat’ta Hatay’da, “Hatay, kamu yatırımlarını noksansız alsa da yereldeki vizyon eksikliği nedeniyle potansiyelini açığa çıkarmakta zorlanan şehrimiz. Merkezi yönetimle yerel yönetim el ele........

© Yeni Asya


Get it on Google Play