Husiler’in, 3 Aralık’ta Kızıldeniz’in Aden Körfezi’ne açılan kapısı Mendeb Boğazı’nda muhtelif yük gemilerine yönelik füze saldırıları, bölgedeki ticarî gemicilikte ciddi bir riske neden oluyor. Birde ABD’li askerî gemilerin de Husiler’in kullandığı bir düzineden fazla İHA’nın (İnsansız Hava Araçları) saldırısına uğradığı kaydedildi. Her ne kadar İHA saldırıları, küçük hasarlar alan ABD’li unsurlar tarafından püskürtülse de, benzer saldırılar 20 Aralık’ta da gerçekleştirildi.

ABD makamları saldırıları “Husiler’in İran desteğinde yaptığını” iddia ediyor. Bununla birlikte İsrail kaynakları da saldırıların “İran’ın Kudüs Seferi Gücü kıdemli komutanı Tuğgeneral Abdul Rıza Shahlaei tarafından koordine edildiği”ni belirtiyor.

Tüm bu gelişmelerin neticesinde İran’ın “petrol ve nakliye fiyatlarının yükselerek İsrail ve müttefikleri üzerinde baskı oluşturmasını” beklediğine ihtimal veriliyor. Ancak saldırıların sıklığı ve sayısının artması beklentiler arasında.

Diğer taraftan Husiler’in saldırılarını Gazze’deki savaşla ilişkilendirerek, Filistin davasının önemini koruduğunu ve savaştan dolayı Arap kamuoyunda yükselen millî duygudan yararlanarak Arap dünyasında kendi konumlarını iyileştirme yolunu arayabilecekleri muhtemeldir. Yine saldırılar, Husiler’in Gazze’deki mağdurların yanında yer aldığını göstermesi açısından önemli. Ayrıca saldırılar, Husiler’in sadece Mendeb Boğazı’nda değil, aynı zamanda Yemen’de ya da Suudi Arabistan’da farklı hedefleri de vurabilecekleri izlenimi veriyor.

Husiler gerçekleştirdikleri saldırılarla, Mendeb Boğazı’nın ve Kızıldeniz’in İsrail’e karşı mücadele edilen meşru bir alan haline gelebileceğinin mesajını veriyorlar. Böylece önce İsrail’le ilişkisi olabilecek ticarî gemiler, sonra ABD savaş gemileri de Husiler’in hedefi haline geldi. Saldırılarda teknolojik araçların kullanılması, Husiler’in silah sanayisini yakından takip ettiklerine ve kendi içlerinde heterojen olmadıklarına işaret ediyor.

Ayrıca Husiler’in İran’dan füze, gemisavar füze, İHA vd. askerî teçhizat aldıkları, yine Yemen’in düzenli ordusunun bir bölümünde etkili oldukları iddiaları mevcut. Düzenledikleri son İHA saldırısında hedeflenen gemi(ler)de küçük çaplı hasarlar meydana gelmesi, Husiler’in sahip oldukları büyük füzeleri henüz kullanmadıklarını gösteriyor. Geçtiğimiz Kasım ayında uzun menzilli Husi balistik füzesi, İsrail’in Eliat şehrine fırlatılmış, fakat İsrail savunma sistemi tarafından etkisiz hâle getirilmişti. Anlaşılıyor ki Husiler’in Yemen’den İsrail’e saldırı amaçlı gönderebileceği füzesi mevcut. Dolayısıyla Eliat gibi uzun mesafeye saldıran Husiler’in yakın mesafedeki Mendeb Boğazı’ndaki deniz unsurlarına yönelmesi daha kolaydır.

İran’la ilişkilendirilen Husiler’in muhtelif saldırılarının ardından, ABD’li savaş gemilerinin tek başlarına Kızıldeniz’de ticarî gemileri korumaya çalışmalarının yeterli olup olmadığı tartışılıyor.

İran’a zaman zaman atfedilen Basra Körfezi’nin Umman Körfezi ve Umman Denizi’ne açılan kapısı Hürmüz Boğazı’nda yükselttiği tansiyonu, Kızıldeniz’in Mendeb Boğazı’nda Husiler’in yapabileceğine dikkat çekiliyor. Bundan dolayı ABD Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan “Washington’un Kızıldeniz’de daha büyük bir görev gücü kurmak için müttefikleriyle görüşmelerde bulunduğu” bildirdi.

Eğer Husiler’in saldırıları devam ederse, ABD’nin Husi füze kaynaklarını imha etmek için Yemen’e girmesi durumunda, ABD’nin kendisini Yemen iç savaşında bulması kuvvetle muhtemeldir.

QOSHE - Mendeb Boğazı’nda Husi saldırıları - Muhammet Örtlek
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Mendeb Boğazı’nda Husi saldırıları

5 27
26.12.2023

Husiler’in, 3 Aralık’ta Kızıldeniz’in Aden Körfezi’ne açılan kapısı Mendeb Boğazı’nda muhtelif yük gemilerine yönelik füze saldırıları, bölgedeki ticarî gemicilikte ciddi bir riske neden oluyor. Birde ABD’li askerî gemilerin de Husiler’in kullandığı bir düzineden fazla İHA’nın (İnsansız Hava Araçları) saldırısına uğradığı kaydedildi. Her ne kadar İHA saldırıları, küçük hasarlar alan ABD’li unsurlar tarafından püskürtülse de, benzer saldırılar 20 Aralık’ta da gerçekleştirildi.

ABD makamları saldırıları “Husiler’in İran desteğinde yaptığını” iddia ediyor. Bununla birlikte İsrail kaynakları da saldırıların “İran’ın Kudüs Seferi Gücü kıdemli komutanı Tuğgeneral Abdul Rıza Shahlaei tarafından koordine edildiği”ni belirtiyor.

Tüm bu gelişmelerin neticesinde İran’ın “petrol ve nakliye fiyatlarının yükselerek İsrail ve müttefikleri üzerinde baskı oluşturmasını” beklediğine ihtimal veriliyor. Ancak saldırıların sıklığı ve sayısının artması beklentiler arasında.

Diğer taraftan Husiler’in saldırılarını Gazze’deki savaşla ilişkilendirerek, Filistin davasının önemini koruduğunu ve savaştan dolayı Arap kamuoyunda yükselen millî........

© Yeni Asya


Get it on Google Play