Hayatını İslam’a hizmete adamış, nadide alimlerden, Ezher Üniversitesi’nden Muhaddis Merhum, Prof. Dr. Abdülhalim Üveys’in görüşleri şöyleydi:
“Risale-i Nur daima ileriye bakar. Düşmanın kuyruğuna vurmaz. Risale-i Nur zeki bir harekettir. İçtimai hayatı bilir. Adetullaha uyar. İbadette en küçük adaba riayet eder. Siyasetten içtinap eder. İçinde bulunan zamanın şartlarına ve asra göre hareket eder. Asrın hastalığı Risale-i Nur’la şifa bulmuştur. Ümmetin ne istediğini bilmiştir. Çareleri reçeteyle yazmıştır. Sünnetüllah’a uygun hareket etmek İslâmiyet’in baharını hazırlamıştır. Bediüzzaman Said Nursî Kulun vazifesini yaması gerektiğini, ama neticeyi Cenab-ı Hakka havale etmesinin sırrını ortaya koymuştur. Cenab-ı Hak razı olsun. Bizlere de Risale-i Nur’u anlamayı nasip etsin. Üstadımızı da peygamberler, Sıddıklar ve şehitlerle haşretsin. İnşallah biz de Üstadın açtığı yoldan emin adımlarla yürüyeceğiz. Tercümeleri okurken aslından okuyor gibi lezzet alıyoruz. Bediüzzaman, Nurların intişarı ile bu ümmetin yeniden manen dirilmesine çok yardım etmiştir.”
EZHER ÜNİVERSİTESİNDEN DR. MUHAMMED ABDÜLLÂTİF’İN tebliğinden kısa özet: “Benim tebliğim, “Bediüzzaman Said Nursî’nin devletlerarası ilişkilerdeki esaslar” hakkındadır. Avrupa, Cenab-ı Hakkın fıtri kanunlarına yapışarak ileri gitmiştir. Batı medeniyetinin başlangıç ve hedefi batıl olsa da vesileleri hak olduğu için ileri gitmişlerdir. Biz Müslümanlar olarak, maalesef sünnnetulllah denilen bu kanunlara uymadık. Halimiz de meydandadır! Biz de hak vesilelere yapışarak, Hıristiyan ruhanilerle bile ittifak edebilirsek mütecaviz dinsizliğe karşı galebe edebiliriz. Toplumun farklı din, dil ve fıtrat olması Cenab-ı Hakkın takdiridir. Çok dinlilik, mezhepçilik her zaman olmuştur. Bu fıtri kanundur. Bu farklılıkları birbirine bağlayan ancak hakikattir. Bizler için müspet hareket en lüzumlu bir gerçektir. Harpte bile müspet hareket peygamberimizin emridir.”
“Cihad, sadece savaş değil ilim ve hizmet de Cihad kavramı içindedir. İslâm tarihinde birçok fetihler vardır. Bu fetihlerin amacı insanlar üzerindeki baskıyı kaldırmaktır. Fakat acı olan baskı kalktıktan sonra da dinlerin serbest bırakılmamasıdır!”
EZHER ÜNİVERSİTESİ GÖREVLİSİ DR.MAHMUT EBULEYLA’NIN TEBLİĞİ:
“Bediüzzaman Said Nursî bu asra İslam’ın ana çerçevesini çizmiştir. Yaşanan hadislerden bunu net olarak görüyoruz. Bu İslâmın ruhu, fıtratı ve sırrıdır. İslâmın özü ve esasını en iyi şekilde kavrayan Bediüzzaman batı medeniyeti karşısında afallamadı.”
“Müslümanlar mağlup ve mahzun olduğu zamanlarda o hiç ümidini kaybetmedi. Müslümanların karamsarlığa düşüp, İslâmî hakikatleri idrak edemeyerek, ümitsizliğe düştüklerinde İttihadı Muhammediyi hedef göstermiştir.”
“İslâma karşı olanlar karşısında, bütün İslam coğrafyasındaki potansiyeli, ümitlendirmiş ve ıslah etmiştir. İmanın, amele, icraata dönüşmesi ve ete kemiğe bürünmesi gerekir. Bediüzzaman insanlığa imandaki kuvveti göstermektedir. Bu kuvvet bazen Cenab-ı Hakka karşı aczdir. Bazen akli, medeni ve sivil ruhu terbiyedir, bazen bir medenileşmektir. Genelde de İslam âleminin hepsini kapsayan bir tahkiki imandır.”
FAS ÜNİVERSİTESİNDEN MUHAMMED SUNUSİ’NİN TEBLİĞİ: “Bediüzzaman Said Nursî, “Beyanda sihir tesiri vardır” hadisi şerifine uyup tatbik etti. Hz. Ebubekir (RA) ”Benin ayaklarım Cennette olsa da kendimi emin bilmem” demişti. Bediüzzaman Said Nursî de tıpkı onun gibi kendinden ve kendini sevdirmekten çekindi. Risale-i Nurun saf, salih bir toprakta filizlenmesini istiyordu. Risale-i Nur Talebeleri bugün o yolda hizmet ve neşriyat yapıyorlar. Bediüzzaman’a karşı gelenler ancak bir müddet karşısında durabildiler. Ama işte görüyoruz Risale-i Nurlar bütün dünyada ve gönül bağlarında fütuhatına devam ediyor.”
“Bediüzzaman yaşanan bu zamanı beliğ bir şekilde: “Helâket, Felâket Asrı!” olarak vasıflandırıyor.”
“Risale-i Nurlar ve İslam dünyasındaki önemine bir bakış -4
4
4
02.01.2024
Hayatını İslam’a hizmete adamış, nadide alimlerden, Ezher Üniversitesi’nden Muhaddis Merhum, Prof. Dr. Abdülhalim Üveys’in görüşleri şöyleydi:
“Risale-i Nur daima ileriye bakar. Düşmanın kuyruğuna vurmaz. Risale-i Nur zeki bir harekettir. İçtimai hayatı bilir. Adetullaha uyar. İbadette en küçük adaba riayet eder. Siyasetten içtinap eder. İçinde bulunan zamanın şartlarına ve asra göre hareket eder. Asrın hastalığı Risale-i Nur’la şifa bulmuştur. Ümmetin ne istediğini bilmiştir. Çareleri reçeteyle yazmıştır. Sünnetüllah’a uygun hareket etmek İslâmiyet’in baharını hazırlamıştır. Bediüzzaman Said Nursî Kulun vazifesini yaması gerektiğini, ama neticeyi Cenab-ı Hakka havale etmesinin sırrını ortaya koymuştur. Cenab-ı Hak razı olsun. Bizlere de Risale-i Nur’u anlamayı nasip etsin. Üstadımızı da peygamberler, Sıddıklar ve şehitlerle haşretsin. İnşallah biz de Üstadın açtığı yoldan emin adımlarla yürüyeceğiz. Tercümeleri okurken aslından okuyor gibi lezzet alıyoruz. Bediüzzaman, Nurların intişarı ile bu ümmetin yeniden manen dirilmesine çok yardım etmiştir.”
EZHER ÜNİVERSİTESİNDEN DR. MUHAMMED ABDÜLLÂTİF’İN tebliğinden kısa özet: “Benim tebliğim, “Bediüzzaman Said Nursî’nin devletlerarası ilişkilerdeki esaslar” hakkındadır. Avrupa, Cenab-ı Hakkın fıtri........
© Yeni Asya
visit website
login
who are we?
contact us
qosheapp
Toi Staff
Gideon Levy
Belen Fernandez
Andrew Mitrovica
Mort Laitner
Nikkei Editorial
Ali Fathollah-Nejad
Rami G Khouri
