Benim şüphem kalmadı ki, “Tefekküri sâatin... (ilâ âhir)” [Bir saat tefekkür, bir senelik nafile ibadetten daha hayırlıdır] sırrını taşıyan Hizb-i Nuriye’nin on beş dakika zarfında bu hülâsatü’l-hülâsası dahi aynı sırrı taşıyor. Arabî bilmeyenler

Ayetü’l-Kübra’nın mertebelerini güzelce anlasalar, bu Arabî parça tam anlaşılır. Arabî bilmeyen, birkaç defa ikisine baksa, tam anlayacak. Bunu ben yirmi dört saatte bir defa, ya sabah namazının tesbihatında veya başka vakitte en ziyade usandığım ve sıkıntı zamanında okuyorum. Bana ulvî bir inşirah verir, usancı izale eder. Ayetü’l-Kübra ve Hizb-i Nuriye’nin âhirinde yazılsa, münasip olur.

Manidardır ki Ayetü’l-Kübra ve Risale-i Nur’un ekser hakikatleri Ramazan’da ve tesbihatında zuhuru gibi bu Hülâsatü’l-Hülâsa aynen Ramazan’da ve tesbihatta zuhur etti.

Salisen: Bugünlerde haber aldım ki Heyet-i Vekile, benim nüfusumu Kastamonu’dan alıp Emirdağı’na nakletmeye karar vermişler. Anlaşılıyor ki, Risale-i Nur’a ve talebelerine ilişmeye bahane bulamıyorlar, yalnız ehemmiyetsiz şahsıma ehemmiyet veriyorlar, kayıdlar altına alıyorlar. Ben de size bütün kuvvetimle temin ediyorum ki, ben ruh u canımla, onların, Risale-i Nur ve talebelerine ilişmeye bedel, bana ilişmelerini iftihar ile kabul ediyorum. Güya başka yerlerde birden bana iltihak ediyorlar ve men’ine çare bulamıyorlar; fakat burada tam çare bulmuşlar zannedip böyle muamele oluyor. Siz hiç müteessir olmayınız. Benim bu vaziyetim, Risale-i Nur Şakirdlerinin fütuhatlarına bir vesiledir. İnayet-i merhamet-i İlâhiye, hakkımda ehl-i dünyanın haksızlıklarını büyük bir hayra çevirecek kanaatindeyim. Zaten mesleğimizde zaman, mekân sohbetimize mâni olamaz. Şarkta, garbda, hatta ahirette, berzahta olsa da beraberiz. Meselâ, berzahta Hafız Ali (rh), her gün manen yanımızdadır. Bu hakikate binaen, sûrî ayrılmaya, hatta ölüme ehemmiyet vermemeliyiz.

Emirdağ Lahikası, 56. Mektup, s. 124

LÛ­GAT­ÇE:

heyet-i vekile: vekiller heyeti, bakanlar kurulu, kabine.

Hizb-i Nuriye: Bediüzzaman Hazretlerinin Âyetü’l-Kübrâ’daki hakikatlerin özeti şeklinde telif ettiği, tevhide dair Arapça tefekkürî bir hizb, duâ metni.

Hülâsatü’l-Hülâsa: özetin özeti, özün özü; Ayetü’l-Kübra’nın (Yedinci Şua) Arapça olarak çok kısa bir özeti olup Hizb-i Hakaikı’n-Nuriye’de (Büyük Cevşen) yer almıştır.

İnayet-i merhamet-i İlâhiye: İlâhî merhamet ve gözetim.

inşirah: ferahlama, göğsün açılıp sevinç ve huzura kavuşturulması, rahatlama.

lisan-ı kàl: söz ile anlatılan mana, konuşma dili.

tevessü’: genişleme.

QOSHE - Risale-i Nur’un ekser hakikatleri Ramazan’da zuhur etti - Risale-i Nurdan
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Risale-i Nur’un ekser hakikatleri Ramazan’da zuhur etti

13 13
19.03.2024

Benim şüphem kalmadı ki, “Tefekküri sâatin... (ilâ âhir)” [Bir saat tefekkür, bir senelik nafile ibadetten daha hayırlıdır] sırrını taşıyan Hizb-i Nuriye’nin on beş dakika zarfında bu hülâsatü’l-hülâsası dahi aynı sırrı taşıyor. Arabî bilmeyenler

Ayetü’l-Kübra’nın mertebelerini güzelce anlasalar, bu Arabî parça tam anlaşılır. Arabî bilmeyen, birkaç defa ikisine baksa, tam anlayacak. Bunu ben yirmi dört saatte bir defa, ya sabah namazının tesbihatında veya başka vakitte en ziyade usandığım ve sıkıntı zamanında okuyorum. Bana ulvî bir inşirah verir, usancı izale eder. Ayetü’l-Kübra ve Hizb-i Nuriye’nin âhirinde yazılsa, münasip olur.

Manidardır ki Ayetü’l-Kübra ve Risale-i Nur’un ekser hakikatleri Ramazan’da ve tesbihatında zuhuru gibi bu Hülâsatü’l-Hülâsa aynen Ramazan’da ve tesbihatta zuhur etti.

Salisen: Bugünlerde........

© Yeni Asya


Get it on Google Play