Halbuki Kitap'ta Rabbimiz burası için ne demişti: “Bir kısım ayetlerimizi kendisine göstermek için kulunu bir gece Mescid-i Haram’dan, çevresini bereketlendirdiğimiz Mescid-i Aksa’ya götüren Allah yücedir. Gerçekten o işitendir görendir.”(İsra- 1)

Cenabı Hakk’ın yücelttiği bu beldeyi korumak yalnızca oradaki bir avuç mazlumlara mı ait? Yani oranın izzeti ve haysiyeti bütün müslümanlar için geçerli degil mi? Daha ötesi üzerinde binlerce masum vahşetle öldürülürken ve böylesine bir soykırım işlenirken nasıl olur da ümmet onlara sahip çıkmaz?

Hem İslam’ın haysiyet ve onuru ayaklar altına alınıyor, hem de masumlar yok ediliyor. Bir yerde zulüm ve haksızlık varsa, katiyen müslümanların buna kayıtsız kalması düşünülemez. Bu hakkın iktiza ettiği bir meseledir. Hak iktiza eder ki, hak üstün tutulsun, haklının hakkı verilsin, haksızlık sona ersin. Çünkü biz tevhid ile birlikte Hakkın her şeyin üzerinde olduğuna inandık. Allah’ın Hak tecellisi bizim üzerimizde tezahür etmesi için bizim her zaman hakkı baş üstünde tutmamız lazım. Onun için de zulme karşı durmak ve bunun için çaba göstermek vazifemizdir.

Bütün dünyanın gözü önünde işlenen bu cinayetler niçin engellenmiyor? Elli iki İslam ülkelesi birleşip hiç bir yaptırımda bulunmuyorlar. Halbuki çıkar hesaplarıni bir yana bırakarak, masumların hakkını korumak için çok şey yapabilirler. Ama ne yazık ki halkların etkisiz tepkileri dışında devlet yönetimleri herhangi bir adım atmıyorlar. Bu şekilde koca İslam dünyası bu vahşete seyirci kalıyor. Bu iş ancak İslam ülkelerinin birleşerek göreceği bir iştir. Bunun için müslüman halklar kendi devlet yöneticilerine bu konuda baskı ve kamuoyu desteği ile harekete geçirmeleri gerekir.

İsrail ve destekçileri dünya medyası ellerinden olduğundan dolayı büyük bir dezenformasyon yürüterek, kendilerini haklı gösterip, yetmiş yıldan beri yaptıkları işgali ve istilayı meşru göstermeye çalışıyorlar. Bu noktada bizim, medyayı ve sosyal mecraları çok iyi kullanmamız gerekiyor. Çünkü bir çok operasyon buralardan yürütülüyor.

Hak ile zulmün savaşı her alanda devam ediyor, ama acil olan İslam yurdunun izzetinin muhafaza edilmesidir. Zira bu beldenin kalbinde Mescid-i Aksa bulunuyor. Kabe’nin kardeşi, Resûlullahın İsra yürüyüşünün durağı, miraç basamağı olan bu yer hâlâ vahyi solukluyor. Hâlâ bize gelip geçmiş peygamberlerden hakikatler fısıldıyor. Bu mübarek yerler ümmet i uhammede emanet. Emanete sahip çıkmak müminlik alâmetidir. Nebilerin ayak izlerini çiğnetmemek için ve siyonist planın arz-ı mevud safsatasının başımıza daha çok bela olmaması için birlik içinde yapmamız gereken neyse yapmalıdır.

“Lâ galibe illallah” dedikten sonra olması gereken duruş, yerine gelmesi gereken vazife neyse onu omzumuza almalıyız biiznillah. Bu hakikat inanmış kulların, adanmış ruhların üstünde tecelli edecektir inşallah.

QOSHE - Zeytin gözlü çocuklar düşerken - Rukiye Anar
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Zeytin gözlü çocuklar düşerken

4 0
24.11.2023

Halbuki Kitap'ta Rabbimiz burası için ne demişti: “Bir kısım ayetlerimizi kendisine göstermek için kulunu bir gece Mescid-i Haram’dan, çevresini bereketlendirdiğimiz Mescid-i Aksa’ya götüren Allah yücedir. Gerçekten o işitendir görendir.”(İsra- 1)

Cenabı Hakk’ın yücelttiği bu beldeyi korumak yalnızca oradaki bir avuç mazlumlara mı ait? Yani oranın izzeti ve haysiyeti bütün müslümanlar için geçerli degil mi? Daha ötesi üzerinde binlerce masum vahşetle öldürülürken ve böylesine bir soykırım işlenirken nasıl olur da ümmet onlara sahip çıkmaz?

Hem İslam’ın haysiyet ve onuru ayaklar altına alınıyor, hem de masumlar yok ediliyor. Bir yerde zulüm ve haksızlık varsa, katiyen müslümanların buna kayıtsız kalması düşünülemez. Bu hakkın iktiza ettiği bir meseledir. Hak iktiza eder ki, hak üstün tutulsun, haklının hakkı verilsin, haksızlık sona ersin. Çünkü biz tevhid ile birlikte Hakkın her şeyin üzerinde olduğuna inandık. Allah’ın........

© Yeni Asya


Get it on Google Play