“Cenab-ı Hak, kemâl-i rahmetinden, Şeriat-ı İslâmiyenin ebediyetine bir eser-i himayet olarak her bir fesad-ı ümmet zamanında bir muslih veya bir müceddid veya bir halife-i zîşan veya bir kutb-u a’zam veya bir mürşid-i ekmel veyahut bir nevi mehdî hükmünde mübarek zatları göndermiş, fesadı izale edip milleti ıslah etmiş, din-i Ahmedîyi (asm) muhafaza etmiş. Madem âdeti öyle cereyan ediyor; âhirzamanın en büyük fesadı zamanında, elbette en büyük bir müçtehid, hem en büyük bir müceddid, hem hâkim, hem mehdî, hem mürşid, hem kutb-u a’zam olarak bir zat-ı nurânîyi gönderecek ve o zat da Ehl-i Beyt-i Nebevîden olacaktır.” (Mektubat, Y.A.N.-2023, s. 517)

Ve biz her namazda “Allahümme salli...” duasıyla bunu istiyoruz. Bu dua-i azîmin şimdiye kadar kabulünün bir çok alametleri vardır ve Muhbir-i Sadık’ın ihbarını aynen tasdik etmiş ve vukuatla ispat etmiş ve ediyor, inşaallah daha edecek…

“Tâ âhirzamanda, hayatın geniş dairesinde asıl sahipleri yani Mehdî ve şakirdleri Cenab-ı Hakkın izniyle gelir, o daireyi genişlettirir ve o tohumlar sünbüllenir. Bizler de kabrimizde seyredip Allah’a şükrederiz.” (Kastamonu Lahikası, Y.A.N.-2022, s. 112)

Bunun aksini iddia, her kemalata mani olan ye’se atar ki, bunun sorumluluğu da o nispette büyüktür ve ağırdır. Çünkü Cenab-ı Allah çok açıkça, “Allah’ın rahmetinden ümit kesmeyin” buyuruyor. O halde nas olarak muhakkak ve zaman olarak da zaruret olduğu halde insanın her iki dünyasını mahveden inkârın sebebi cehalet ve ihanetten başka ne olabilir? Bu beklenti; değil tembellik, insana bilakis ümit ve dinamizm kazandırır. Ben en müzmin ve müşkül meselelere bu inançla mukabele ediyorum ve icabında meydan okuyorum.

Bu meseleyi kabul etmeyenlerin mazeret ve endişesi, bir sürü istismarcılara alet olmamaksa, onun çaresi inkâr değil, doğrusunu araştırmaktır. Neymiş efendim herkes benimki Mehdi diyormuş! Diyebilir, belki kandırmak veya tahrik için söylüyor. Her söze kanmamak lâzım. Üstadın ifadesiyle “Kimse demez ‘Ayranım ekşidir.’ Fakat siz mihenge vurmadan almayınız. Zira çok silik söz, ticarette geziyor.”

Üstada doğudaki muhatapları “Nasıl anlayacağız? Biz cahiliz, sizin gibi ehl-i ilmi taklit ederiz.” deyince “Çendan cahilsiniz, fakat âkılsınız. Hanginizle zebib, yani üzümü paylaşsam, zekâvetiyle bana hile edebilir. Demek cehliniz özür değil” diyerek, hakikati ciddi ve samimi olarak arayanların bulacağı noktasında ikaz ve araştırmaya teşvik ediyor.

Bektaşî bir hadise yanlış mana verdi diye, hadis külliyatını inkârın mantığı olabilir mi?

Elbette davası olan bir şeyler diyecek. Cenab-ı Allah (cc) Kur’ân-ı Kerim’inde 750 civarı yerde düşünme ve araştırmayı emrediyor. Eğer ikna olmak için mehdinin şart ve alâmetlerini merak ediyorsan! Onu da, sana her iddia sahibi, vermek ve bildirmek zorundadır. Yani Üstadın dediği gibi mihenge vurmadan alma.

QOSHE - Mehdi ve mesih telakkileri - 2 - Şemseddin Çakır
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Mehdi ve mesih telakkileri - 2

12 21
10.11.2023

“Cenab-ı Hak, kemâl-i rahmetinden, Şeriat-ı İslâmiyenin ebediyetine bir eser-i himayet olarak her bir fesad-ı ümmet zamanında bir muslih veya bir müceddid veya bir halife-i zîşan veya bir kutb-u a’zam veya bir mürşid-i ekmel veyahut bir nevi mehdî hükmünde mübarek zatları göndermiş, fesadı izale edip milleti ıslah etmiş, din-i Ahmedîyi (asm) muhafaza etmiş. Madem âdeti öyle cereyan ediyor; âhirzamanın en büyük fesadı zamanında, elbette en büyük bir müçtehid, hem en büyük bir müceddid, hem hâkim, hem mehdî, hem mürşid, hem kutb-u a’zam olarak bir zat-ı nurânîyi gönderecek ve o zat da Ehl-i Beyt-i Nebevîden olacaktır.” (Mektubat, Y.A.N.-2023, s. 517)

Ve biz her namazda “Allahümme salli...” duasıyla bunu istiyoruz. Bu dua-i azîmin şimdiye kadar kabulünün bir çok alametleri vardır ve Muhbir-i Sadık’ın ihbarını aynen tasdik etmiş ve vukuatla ispat etmiş ve ediyor, inşaallah daha edecek…

“Tâ âhirzamanda, hayatın geniş dairesinde........

© Yeni Asya


Get it on Google Play