Bu metinde geçen “hakiki günah” nedir? Metinde sahabelerin ismet sıfatından” bahsediliyor gibidir. Sahabenin ismet sıfatı var mıdır? Burayı nasıl anlamalıyız?

Sahabelerin Yüksek Vasıfları

Metinde geçen “mağfiret” kelimesi, fetih suresinin son ayetinin son cümlesinde yer alır. Son ayet Peygamber Efendimiz’in (asm) ashabının vasıflarından bahsediyor.

Muhammed Aleyhissalatü vesselam’ın ashabı, kâfirlere karşı şiddetli, birbirleri arasında ise çok merhametlidirler. Rüku ve secde edeler. Onlar Tevrat’ta ve İncil’de güzel vasıflarla anılırlar.

Son cümle de şöyledir: “Onlardan iman eden ve salih amel işleyenlere Allah mağfiret ve büyük mükafat vaad etmiştir.”2

Sahabelerin yüksek vasıflarını andıktan sonra, Bediüzzaman diyor ki: “en büyük bir mükafatın vaadi makamca lazım geldiği halde, ‘mağfiret’ kelimesiyle işaret ediyor ki, istikbalde sahabeler içinde fitneler vasıtasıyla mühim kusurlar olacak.”3

Mağfiret Bir Rahmet Makamıdır

Bu cümleden öncelikle anlıyoruz ki, mağfiret yüksek bir rahmet makamıdır. Çünkü onlar Tevrat’ta, İncil’de ve Kur’ân’da sena edilmiş bir müstesna topluluktur. Fakat ne var ki, yakın bir gelecekte fitne ve kana bulaşacaklardır.

Oysa onların temiz ve pak fıtratları hiçbir zaman kan lekesi tutmaz, kargaşa ile ve öldürmeler ile nezih vicdanları kirlenmez. Çünkü onlar adalet ve hakkaniyet için kılıç sallarlar. Hakkı tutup kaldırmak için hareket ederler. Onlara göre, hakkın hatırı nefsin hatırından âlidir. Hakkın hatırı için, ölünecekse ölürler. Ölüm darbesi Tevrat’ın, İncilin ve Kur’an’ın senasına mazhar olan bir kardeşten gelecekse, gelir. Onların mücadelesi, nefis müdafaası değildir.

Ne var ki onların bir kısmı hakkı tutuyorum derken, sehven yanlış bir içtihatta bulunarak haksız tarafta yer almışlardır. Yanlış tarafta yer alarak ölüme de neden olmuşlardır. Aslında katil olmaları gerekir. Haksız tarafta yer almaları nedeniyle kınanmaları gerekir.

Ama rahmet onları koruyor. Çünkü onlar nefis müdafaası için değil, içtihatta yanıldıkları için yanlış tarafta bulunmuşlardır. Bu nedenle de katil olmuyorlar. Zaten de şöyle denmiştir: “Sahabelerin muharebesinde kıylu kal etme; çünkü hem katil, hem maktul, ikisi de ehl-i Cennettirler.”4

Dolayısıyla fitne içinde yer almaları Allah katında onların değerini düşürmüyor. Allah onlara mağfiret ve yüksek ecirler lütfediyor.

Sahabeler Affa Mazhardırlar

Bediüzzaman manen der ki: Bu son cümlede geçen “mağfiret” kelimesi surenin ilk ayetiyle de münasebettardır. Surenin başındaki ayetler, Peygamber Efendimiz’e (asm) mağfiret müjdeliyor. Fakat hakiki günahtan mağfiret değildir. Yani bilerek, kasten veya gafletle işlenen günahlar – günahlık derecesi farklı olsa da- hakiki günah sınıfında yer alıyor. Fakat Peygamberler kasten, bilerek veya gafletle günah işlemekten beridirler.

Ancak onlar “zelle” tabir edilen, günah bile sayılmayan, hakiki günah olmayan, nübüvvete layık bir mana içinde hataen sürçebilirler. Ayetten anladığımız Peygamber Efendimiz (asm) böyle sürçmelerden bağışlanmıştır. Yani ismet sıfatı gereği Hazret-i Peygamber (asm) hakiki günah işlemez.

Surenin sonu ise sahabelere mağfiret müjde ediyor. Sahabede ismet sıfatı yoktur. Ancak Allah’ın affı vardır. Yani surenin başı Peygamber Efebndimiz’e (asm), sonu da sahabelere mağfiret ve yüksek makamlar müjde ediyor.5

Dipnotlar:

1- Lem’alar, s. 51., 2- Fetih Suresi: 29., 3- Lem’alar, s. 51., 4- Mektubat, s. 67., 5- Lem’alar, s. 51

QOSHE - Fetih Suresinde gaybî müjdeler - Süleyman Kösmene
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Fetih Suresinde gaybî müjdeler

17 8
25.04.2024

Bu metinde geçen “hakiki günah” nedir? Metinde sahabelerin ismet sıfatından” bahsediliyor gibidir. Sahabenin ismet sıfatı var mıdır? Burayı nasıl anlamalıyız?

Sahabelerin Yüksek Vasıfları

Metinde geçen “mağfiret” kelimesi, fetih suresinin son ayetinin son cümlesinde yer alır. Son ayet Peygamber Efendimiz’in (asm) ashabının vasıflarından bahsediyor.

Muhammed Aleyhissalatü vesselam’ın ashabı, kâfirlere karşı şiddetli, birbirleri arasında ise çok merhametlidirler. Rüku ve secde edeler. Onlar Tevrat’ta ve İncil’de güzel vasıflarla anılırlar.

Son cümle de şöyledir: “Onlardan iman eden ve salih amel işleyenlere Allah mağfiret ve büyük mükafat vaad etmiştir.”2

Sahabelerin yüksek vasıflarını andıktan sonra, Bediüzzaman diyor ki: “en büyük bir mükafatın vaadi makamca lazım geldiği halde, ‘mağfiret’ kelimesiyle işaret ediyor ki, istikbalde sahabeler içinde fitneler vasıtasıyla mühim kusurlar olacak.”3

Mağfiret Bir Rahmet Makamıdır

Bu cümleden öncelikle anlıyoruz ki, mağfiret yüksek bir rahmet makamıdır. Çünkü onlar Tevrat’ta, İncil’de ve Kur’ân’da sena edilmiş bir müstesna topluluktur.........

© Yeni Asya


Get it on Google Play