Ulus IRKAD

MASDER’in geçtiğimiz Cumartesi günkü (9 Mart 2024) konuğu, Mağusa’da ailece çok iyi tanıdığımız, rahmetli babamın en iyi dost ve arkadaşlarından, aynı zamanda ailevi temaslarımızın da hanımının ailesinden dolayı 1974 öncesine kadar uzandığı, Mağusa’nın saygıdeğer beyefendi aydınlarından Erdoğan Erdem abimizdi...

Kusura bakmayın ben yazımda da “Erdoğan abi” olarak Sayın Erdoğan Erdem’den bahsedeceğim. Hanımıyla evlenmeden önce rahmetli babam, Kayınpederi Hüseyin Cengiz Bey ve eski Mağusa Kaymakamı Vedat Tezcan Bey, 1950’li yıların başlarında, Beyarmudu (Pergama) Ziraat Koleji’nde birlikte öğretmenlik yapmışlardı. Bu öğretmenlerimiz, Beyarmudu Ziraat Koleji’nde birlikte tanışmışlar, annem de henüz yeni evliyken, Cengiz Bey ve Hanımıyla, aynı zamanda Vedat Bey ve hanımıyla da, Beyarmudu’nda komşu olmuşlar, aile olarak temaslarımız ta 1950’li yılların başlarına kadar gidiyordu. Rahmetli Cengiz Bey, rahmetli Hanımı sevgili teyzemiz ve de Erdoğan abinin Hanımı, 1974 öncesinde de bizlere Baf’a gelmişlerdi ve onları o zamanlardan da tanımaktaydım. Cumartesi günü hem Erdoğan abiyi, hem de Saygıdeğer hanımını MASDER’de görmekle çok memnun oldum ve tabii ki Erdoğan abinin şiire karşı ilgi ve hassasiyetini bildiğimden dolayı da, hem edebiyat hem de Mağusa Canbulat Radyosu hakkında verdiği bilgileri, “Garga Dergisi” hakkındaki bilgilerini can kulağı ile dinledim ve not da ettim ama Rıfat Bey’in sunumundan da önce, onun hakkında, benim de, onun babamla ilgili hatta benimle ilgili anılarını da yansıtmak bir görevdi benim için. Bu arada Baf’tan 1975 yılında geldikten sonra Namık Kemal Lisesi’nde yarım kalan eğitimimi tamamlarken, okulda olan bir şiir yarışmasında, Erdoğan abinin de jüride olduğunu ve benim okuduğum şiiri de çok beğendiğini, bunu o zamanlar rahmetli babama naklettiğini, burada 49 yıl sonra ortak bir anımız olarak anımsatmam da bir başka görev benim için.

SAYIN RIFAT YALINÇ’IN TANITIMI

Erdoğan abinin özgeçmişini her zamanki gibi MASDER’in tanıtımlarını yapan Rıfat Bey bizlere nakletti. Erdoğan abinin 1949 yılında Sandallar Köyü’nde doğduğunu öğrenirken, yine kendisinin daha 15 yaşındayken Canbulat Radyosu’nda gönülü olarak çalıştığını, bu arada 1964 sonrası, Mağusa’da arkadaşları ile “Garga” adlı bir mizah dergisini çıkardığını, Namık Kemal’daki eğitiminden sonra Türkiye’ye giderek Ekonomi ve Siyaset üzerinde eğitim yaptığını, bu arada gene Kıbrıs’ta çeşitli gazetelerde müstear isimle de makaleler yazdığını anlattı bizlere.

CANBULAT RADYOSU VE EDEBİYAT ETKİNLİKLERİYLE HAYATI...

Sözlerine başlamadan önce Erdoğan abi tüm kadınların 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nü kutlarken, Mağusa’da gerek askeri birimlerde, gerekse Canbulat Radyosu’nda çalışan ama bugün unutulan birçok kadının da adını andı. Şermin Kotak, Latife Hanım ve Eşref Çetinel’in eşi Kadriye Hanımları anımsattı…

1964 yılında İsmet Kotak tarafından 15 yaşında Canbulat Radyosu’nda görev aldığını, NKL’de (Namık Kemal Lisesi’nde) okurken şiir ve edebiyatla ilgilendiğini, Radyoda akşam vakitlerinden sabahlara kadar çeşitli radyolardan kayıtlar yaptıklarını, bunları da sabahleyin çevirmenlere verdiklerini belirtti. O günlerde radyoda çalışan Selçuk Veli Bey, Nazım Turanlı, Hüseyin Ahmet ve Yıldıray Fenercioğlu gibi fedakarlıkları olanları konuşmasında andı. Radyonun kuruluşunda büyük payları olan; Kemal Pehlivan, Sancaktar Turgut Sökmen ve gene çok becerikli ve zekalı bir elektrik teknisyeni olan rahmetli Halil Asilkan hakkında da bizleri bilgilendirerek, onlar hakkındaki anılarını da bizlere aktardı.

Erdoğan abi, konuşmasına devam ederken, gene esprilere de başvurdu ve dinleyicileri bir o kadar daha konuşmasına bağladı. Namık Kemal hakkında bilgiler verirken Namık Kemal’in Mağusa’dan ayrıldıktan sonra sineklerini ve halkının dedikodularını unutmadığını belirtti. Gene “Garga” ve nasıl yayına başladığı hakkında bilgiler verirken Ramiz Gökçe ve kendisinin de katkılarını bir kere daha anlattı. Ramiz Gökçe’nin dergiye karikatürler ve çizimler yaptığını, bu arada derginin Radyo için de reklam topladığını, mali sorunları da çözdüğünü belirtti. Mağusalı birçok tüccarın dergiye reklamlar verdiklerini de hatırlattı. Gene “Tatlıcı Aziz” adlı bir Mağusalı’dan bile o günlerde dergi için reklam aldıklarını, halkın gerek radyoya, gerekse dergiye ilgisinin büyük olduğunu gözlemlediklerini de söyledi. Konuşmasına arkadaşlarından Dr. İsmail Başarır’dan da bahseden Erdoğan abi, gene sınıf arkadaşlarından olan ve 1974- 20 Temmuz’unda radyoda görev yapan o günlerdeki ismi “Türkan Celal” (Aytaç) olan, hanım sınıf arkadışının da anılarını nakletmesi için onu da kürsüye davet etti. Nazım Turanlı’nın Radyoda en uzun görev yapanlardan olduğunu anlatırken, gene Bülent Fevzioğlu’nun da, 1977-1985 yılları arasında Radyo’da emeği olduğu bilgisini verdi.

Erdoğan abiye, bugünkü bize naklettiği anılarından ve de verdiği bilgilerden dolayı teşekkür eder, ona ve gene kendi gibi çok saygıdeğer hanımına burada teşekkürlerimizi belirtirim…

Erdoğan abiye, babamla ve benimle ilgili anılarımızı her zaman yaşattığımı da gene belirtir, tekrar görüşme dileğimi buradan iletirim…

Erdoğan Erdem, MASDER'deki etkinliğe katılanlarla...

*** BASINDAN GÜNCEL...

“Hollanda Ulusal Holokost Müzesi’nin açılışına katılan İsrail Cumhurbaşkanı Herzog protesto edildi...”

Hollanda’nın başkenti Amsterdam’daki Ulusal Holokost (Yahudi Soykırımı) Müzesi’nin açılışına katılan İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog, yoğun protesto gösterileriyle karşılandı.

Yahudi örgütü Erev Rav, Herzog’un Filistinlilere karşı 'soykırımı kışkırtmaktan' tutuklanması için Lahey’deki Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne başvurdu.

Amsterdam’da Ulusal Holokost Müzesi’nin açılışına, Herzog’un yanı sıra Hollanda Kralı Willem-Alexander, Hollanda Başbakanı Mark Rutte ile Almanya ve Avusturya’dan temsilciler katıldı.

Hollanda’daki Yahudi kuruluşlarının, geçen Çarşamba günü müze açılışına İsrail Cumhurbaşkanı Herzog’un da katılacağını açıklaması yoğun tartışmalara neden oldu.

Amsterdam’aki Portekiz Sinagog’undaki tören öncesi, kentin birçok yerinde İsrail ve Herzog karşıtı gösteriler düzenlendi.

Zaman zaman göstericiler ile Hollanda polisi arasında arbede yaşandı.

Eski Hollanda Başbakanı Dries van Agt tarafından kurulan Filistin yanlısı Haklar Forumu adlı örgüt, Kral Willem-Alexander’ın Herzog’u karşılamasını, “İsrail'in sevdiklerini öldürmesini ve topraklarını yok etmesini çaresizce izlemek zorunda kalan Filistinlilerin suratına atılan bir tokat" diye değerlendirdi.

Hollanda’daki 200 caminin bağlı olduğu çatı örgütü K7, Hollanda Kralı’ndan, Müslümanlar’ın kutsal ayı Ramazan’ın ilk günü İsrail Cumhurbaşkanı’nı karşılamama çağrısında bulundu.

Cami dernekleri, Herzog’un ziyaretini "Filistin halkının kaderiyle ilgilenen ve adalete büyük önem veren herkes için büyük bir darbe" olarak değerlendirdi.

Çeşitli Yahudi kuruluşları ile insan hakları örgütü The Rights Forum da Herzog'un Hollanda’ya gelişine karşı çıktı.

Siyonizm karşıtı Yahudi örgüt Erev Rav, Cumartesi günü Lahey'deki Uluslararası Ceza Mahkemesi'ne Herzog için tutuklama emri çıkarılması için başvuruda bulundu.

Bir başka Yahudi örgütü olan Zeytin Ağacı Vakfı öncülüğünde bir bildiri yayınlayan kuruluşlar da, Herzog'u "Filistin halkına karşı soykırım, insanlığa karşı suç ve savaş suçları işlemekle" suçladı. Bildiride, Herzog’un, Holokost tarihini "kendisini ve şu anda işlenen soykırımı meşrulaştırmak için" kullandığı savunuldu.

Bu, kuruluşlar da, Herzog’un Hollanda’da tutuklanmasını talep etti.

Herzog’a karşı ilk gösteri, Uluslararası Af Örgütü tarafından Pazar sabahı Ulusal Holokost Müzesi yakınlarında gerçekleştirildi.

Örgüt, müze civarındaki üç noktada sessiz bir protesto düzenledi.

Af Örgütü’ne göre, müze açılışı, "Filistin halkının aylardır katlandığı inanılmaz acılar göz önüne alındığında” son derece hassas bir olay.

Uluslararası Af Örgütü sözcüsü Nicole Sprokel, Hollanda medyasına, "Ulusal Holokost Müzesi önemli bir müze çünkü İkinci Dünya Savaşı'ndan alınan derslerin öyküsünü anlatıyor. Ama müzenin, uluslararası hakları ihlal eden bir ülkeyi temsil eden biri tarafından açılması oldukça acı” dedi.

Öğle saatlerinde de Amsterdam’daki Waterlooplein'de Filistin bayrakları taşıyan 2000'den fazla kişi toplandı.

Gösteriye katılan Yahudi örgütü Erev Rav’ın kurucusu Yuval Gal, yerel kanal AT5’e, "Tarihten ders almalıyız. ‘Bir daha asla' dediğimizde, gerçekten bunu kastediyoruz. Ama bu şimdi Gazze'de yaşanıyor” açıklamasını yaptı.

Auschwitz'den sağ kurtulan bir büyükannenin torunu olan Hollandalı Yahudi Ayala Levinger de, Het Parool gazetesine, "Medya tüm Yahudilerin İsrail'i desteklediğini düşünüyor ancak durum hiç de öyle değil” dedi.

Ayala, halen barış içinde bir arada yaşamanın mümkün olduğuna inandığını söyledi.

Sol muhalefet partileri de Herzog’un Hollanda’ya gelmesini tepkiyle karşıladı.

Protestocular "Ulusararası Ceza Mahkemesi"ne yönlendiren pankartlar taşıdı

Hollandalı kamu yayıncısı NOS’a göre, İsrail Devlet Başkanı Herzog’a yönelik tepkilerin bu kadar fazla olmasının nedeni, Gazze konusundaki tartışmalı açıklamaları.

Herzog’un, Gazze'deki sivillerle Hamas militanları arasında hiçbir ayrım yapmadığını söylemesi, uluslararası kamuoyu tarafından eleştiriyle karşılanmıştı.

NOS’a göre Herzog, Hamas'ın 7 Ekim'de İsrail'e düzenlediği saldırılardan bütün Filistin halkını sorumlu tuttu. Bu açıklama, Güney Afrika'nın Lahey'deki Uluslararası Adalet Divanı'nda (UAD) İsrail'e karşı açtığı soykırım davası dilekçesinde de yer aldı.

Aralık ayında İsrail birliklerini ziyaret eden Herzog’un, Gazze'ye atılan bir bombanın üzerine, "Sana güveniyorum" yazması da tepkilerin bir diğer nedeni.

Yahudi kuruluşları tepkileri nasıl karşıladı?

Ulusal Holokost Müzesi’nin yapımında yer alan Yahudi örgütleri ise protestolar nedeniyle hayal kırıklığına uğradıklarını söylüyor.

Müzenin bağlı olduğu Yahudi Kültür Merkezi Müdürü Emile Schrijver, Hollanda medyasına yaptığı açıklamada, eleştirileri anladıklarını belirterek, “Ama aynı zamanda bu müzenin ilgili olduğu insanları da dışlamak istemiyorum. Bu müze Hollandalı Yahudilerin öldürülmesiyle ilgili” diye konuştu.

Schrijver’a göre, Herzog, Cumhurbaşkanı sıfatıyla artık Hollanda'da bir gelecek göremedikleri için savaştan sonra İsrail'e gitmeye karar veren binlerce Hollandalı Yahudiyi simgeliyor.

Amsterdam’da öğle saatlerinde başlayan açılış töreni nedeniyle Holokost Müzesi ve çevresinde geniş güvenlik önlemleri alındı.

Bazı toplu taşıma durakları kapatıldı. Protesto afişleri asan bazı kişiler polis tarafından gözaltına alındı.

Hollanda Kralı Willem-Alexander, protestolar eşliğinde geldiği törende, "Müze, kurbanlara bir yüz ve ses veriyor. Antisemitizmin nasıl yıkıcı sonuçlara yol açabileceğini gösteriyor" dedi.

Hollanda Kralı, "Antisemitizmin her şeyi yok eden bir kasırgaya dönüşmesini önlemenin” herkesin sorumluluğu olduğunu söyledi.

İsrail Cumhurbaşkanı Herzog da, nefret ve Yahudi düşmanlığının dünya çapında yükseldiğini savunarak, Holokost Müzesinin "Yahudi karşıtlığından kaynaklanan dehşeti" hatırlatan bir yer olduğunu dile getirdi.

Herzog, 7 Ekim'den bu yana Hamas tarafından rehin tutulan İsraillilerin serbest bırakılması çağrısında da bulundu.

Hollanda ve Almanya hükümetlerinin de katkıda bulunduğu müzenin kurulması için 32 milyon euro bağış toplandı.

Müze Amsterdam'ın Yahudi mahallesi olan Plantage Middenlaan'da, 2. Dünya Savaşı sırasında çok sayıda Yahudi’nin Nazi toplama kamplarına gönderildiği eski bir okulda açıldı.

Müzede 2 bin 500 parça eşyanın yanı sıra fotoğraflar, filmler, ses kayıtları, belgeler yer alıyor.

Naziler tarafından gerçekleştirilen soykırımda 102 bin Hollandalı Yahudi hayatını kaybetti.

(BBC – Yusuf ÖZKAN – 11.3.2024)

QOSHE - “Erdoğan Erdem, Canbulat Radyosu hatıralarını anlattı...” - Sevgül Uludağ
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

“Erdoğan Erdem, Canbulat Radyosu hatıralarını anlattı...”

7 9
13.03.2024

Ulus IRKAD

MASDER’in geçtiğimiz Cumartesi günkü (9 Mart 2024) konuğu, Mağusa’da ailece çok iyi tanıdığımız, rahmetli babamın en iyi dost ve arkadaşlarından, aynı zamanda ailevi temaslarımızın da hanımının ailesinden dolayı 1974 öncesine kadar uzandığı, Mağusa’nın saygıdeğer beyefendi aydınlarından Erdoğan Erdem abimizdi...

Kusura bakmayın ben yazımda da “Erdoğan abi” olarak Sayın Erdoğan Erdem’den bahsedeceğim. Hanımıyla evlenmeden önce rahmetli babam, Kayınpederi Hüseyin Cengiz Bey ve eski Mağusa Kaymakamı Vedat Tezcan Bey, 1950’li yıların başlarında, Beyarmudu (Pergama) Ziraat Koleji’nde birlikte öğretmenlik yapmışlardı. Bu öğretmenlerimiz, Beyarmudu Ziraat Koleji’nde birlikte tanışmışlar, annem de henüz yeni evliyken, Cengiz Bey ve Hanımıyla, aynı zamanda Vedat Bey ve hanımıyla da, Beyarmudu’nda komşu olmuşlar, aile olarak temaslarımız ta 1950’li yılların başlarına kadar gidiyordu. Rahmetli Cengiz Bey, rahmetli Hanımı sevgili teyzemiz ve de Erdoğan abinin Hanımı, 1974 öncesinde de bizlere Baf’a gelmişlerdi ve onları o zamanlardan da tanımaktaydım. Cumartesi günü hem Erdoğan abiyi, hem de Saygıdeğer hanımını MASDER’de görmekle çok memnun oldum ve tabii ki Erdoğan abinin şiire karşı ilgi ve hassasiyetini bildiğimden dolayı da, hem edebiyat hem de Mağusa Canbulat Radyosu hakkında verdiği bilgileri, “Garga Dergisi” hakkındaki bilgilerini can kulağı ile dinledim ve not da ettim ama Rıfat Bey’in sunumundan da önce, onun hakkında, benim de, onun babamla ilgili hatta benimle ilgili anılarını da yansıtmak bir görevdi benim için. Bu arada Baf’tan 1975 yılında geldikten sonra Namık Kemal Lisesi’nde yarım kalan eğitimimi tamamlarken, okulda olan bir şiir yarışmasında, Erdoğan abinin de jüride olduğunu ve benim okuduğum şiiri de çok beğendiğini, bunu o zamanlar rahmetli babama naklettiğini, burada 49 yıl sonra ortak bir anımız olarak anımsatmam da bir başka görev benim için.

SAYIN RIFAT YALINÇ’IN TANITIMI

Erdoğan abinin özgeçmişini her zamanki gibi MASDER’in tanıtımlarını yapan Rıfat Bey bizlere nakletti. Erdoğan abinin 1949 yılında Sandallar Köyü’nde doğduğunu öğrenirken, yine kendisinin daha 15 yaşındayken Canbulat Radyosu’nda gönülü olarak çalıştığını, bu arada 1964 sonrası, Mağusa’da arkadaşları ile “Garga” adlı bir mizah dergisini çıkardığını, Namık Kemal’daki eğitiminden sonra Türkiye’ye giderek Ekonomi ve Siyaset üzerinde eğitim yaptığını, bu arada gene Kıbrıs’ta çeşitli gazetelerde müstear isimle de makaleler yazdığını anlattı bizlere.

CANBULAT RADYOSU VE EDEBİYAT ETKİNLİKLERİYLE HAYATI...

Sözlerine başlamadan önce Erdoğan abi tüm kadınların 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nü kutlarken, Mağusa’da gerek askeri birimlerde, gerekse Canbulat Radyosu’nda çalışan ama bugün unutulan birçok kadının da adını andı. Şermin Kotak, Latife Hanım ve Eşref Çetinel’in eşi Kadriye Hanımları anımsattı…

1964 yılında İsmet Kotak tarafından 15 yaşında Canbulat Radyosu’nda görev aldığını, NKL’de (Namık Kemal Lisesi’nde) okurken şiir ve edebiyatla ilgilendiğini, Radyoda akşam vakitlerinden sabahlara kadar çeşitli radyolardan kayıtlar yaptıklarını, bunları da sabahleyin çevirmenlere verdiklerini belirtti. O günlerde radyoda çalışan Selçuk Veli Bey, Nazım Turanlı, Hüseyin Ahmet ve Yıldıray Fenercioğlu gibi fedakarlıkları olanları konuşmasında andı. Radyonun kuruluşunda büyük payları olan; Kemal Pehlivan, Sancaktar Turgut Sökmen ve gene çok becerikli ve zekalı bir elektrik teknisyeni olan rahmetli Halil Asilkan hakkında da bizleri bilgilendirerek, onlar hakkındaki anılarını da bizlere aktardı.

Erdoğan abi, konuşmasına devam ederken, gene esprilere de başvurdu ve dinleyicileri bir o kadar daha konuşmasına bağladı. Namık Kemal hakkında bilgiler verirken Namık Kemal’in Mağusa’dan ayrıldıktan sonra sineklerini ve halkının dedikodularını unutmadığını belirtti. Gene “Garga” ve nasıl yayına başladığı hakkında bilgiler verirken Ramiz Gökçe ve kendisinin de katkılarını bir kere daha anlattı. Ramiz Gökçe’nin........

© Yeni Düzen


Get it on Google Play