Kıbrıs Barış Konseyi’nin 2023 Barış Ödülleri, 14 Şubat 2024 Çarşamba gecesi Lefkoşa’nın güneyinde ilkokul öğretmenleri sendikası POED’in salonunda düzenlenen törenle verildi. 2023 Barış Ödülleri’ne iki toplumdan “kayıp” yakınları ve savaş mağdurlarının ortak örgütü “Birlikte Başarabiliriz”e, yıllarını barış hareketine adamış Donis Hristofinis’e ve İsrail yönetiminin bir zamanlar hapsettiği ve şu an hayatta olmayan Kıbrıslırum gazeteci Panayotis Paskalis’e verildi. Paskalis’in kızı Andria, rahmetlik babasına verilen ödülü Filistin Büyükelçiliği Birinci Sekreteri Haytham Alzeer’den alırken çok duygulandı.

Büyük bir kalabalığın yer aldığı etkinliğe “Birlikte Başarabiliriz”in iki toplumdan üyeleri de katılarak birlikte sahneye çıktılar ve ödülü birlikte aldılar. Biz de “Birlikte Başarabiliriz” adına kuruculardan biri olarak bir konuşma yaparak bu özgün örgütün özelliklerini aktarmaya çalıştık.

Etkinliğe çok sayıda barışseverler, aydınlar ve çeşitli yabancı ülkelerden diplomatlar katıldı. Etkinliğin başında ve sonunda genç bir müzisyenler grubu da sahne alarak barış özlemine dair şarkılar söylediler. Bu genç müzisyenler arasında önde gelen Kıbrıslırum gazeteci Andreas Paraskos’un kızı Katerina Paraskos ve oğlu Paris Paraskos da bulunuyordu. KALESMA adlı altı üyeli bu koro, Kıbrıs ve Yunan geleneksel müziğinin yanısıra orijinal bestelerle gelenekseli günümüzle birleştirmeye çalışıyor ve Vasilis Filippu, Savvas Lagu, Paris Paraskos, Frederiki Tumbazu, Katerina Paraskos ve Anastasia Zakintinu’dan oluşuyor. Etkinlikte simultane olarak Türkçe ve Rumca çeviri yapıldı, yazılı metinler ise dev ekrandan Türkçe ve Rumca olarak yansıtıldı.

TASOS KOSTEAS’IN KONUŞMASI

Kıbrıs Barış Konseyi Başkanı Tasos Kosteas, etkinlikte yaptığı konuşmada şöyle dedi:

“Bir yıl önce, Ukrayna'daki savaşın girdabının yaşandığı dönemde, dört yurttaşımızı; Yorgos Liasis’i, Hüseyin Akansoy’u, Petros Supuris’i ve Suat Kafadar'ı geçmişi geride bırakıp yüzlerini iş birliği ve barış yoluna döndürmeye cesaret ettikleri için Barış Ödülü’yle onurlandırdık.

Bir yıl sonra uluslararası durum daha da kötüleşti, savaşlar ve çatışmalar çoğaldı. Çoğunluğu kadın ve çocuk olan binlerce sivilin öldürüldüğü bölgemizde yaşanan vahşeti adeta dilimizi yutmuş bir şekilde açık izliyoruz. Hamas'ın yüzlerce kişiye ölüm saçarak yaptığı benzeri görülmemiş silahlı çıkış ve İsrail ordusunun Gazze Şeridi'ndeki sivil halka yönelik benzeri görülmemiş yıkıcı saldırısı insanlığın geçmişte yaşadığı ve 21. yüzyılda bir daha tekrarlanamayacağını düşündüğümüz kâbusları geri getiriyorlar. Bugün, 1,2 milyon insanın yiyecekten, sudan, tıbbi bakımdan yoksun ve hava koşullarından korunmadan mahrum bir şekilde yerlerinden edildiği, tek bir şehir olan Refah, sözde meşru müdafaa adına acımasız bir bombardımana maruz kalıyor. Bu, dünyanın dört bir yanında her insanın vicdanen isyan ettiği kabul edilemez ve acımasız bir eylem.

Kıbrıs Barış Konseyi olarak, savaşları ve çatışmaları kınıyoruz ve sesimizi "Artık yeter" ve "Bir daha asla" diyen milyonlarca insanın sesleriyle birleştiriyoruz.

Savaşların nedenleri her zaman aynı değildir. Emperyalist yayılmalara, ticaret ve enerji yollarının kontrol altına alınmasına bundan böyle açlığı, susuzluğu, insan hakları ihlallerini ve çevreye verilen zararı da eklemeliyiz. Bugün 100 milyondan fazla insanı yeni bir vatan arayışına iten sebepler bunlardır.

Mülteci ve göçmen dalgaları giderek daha yoğunlaşıyor ve daha görünür hale geliyor. Şanslı olanlar bindikleri tekneler Akdeniz'de batmadan önce bizim adamız gibi sakin kıyılara ulaşmayı başarıyorlar.

Savaşlar ve göç tüm ülkelerde manzarayı değiştiriyor ve bugün, belki de İkinci Dünya Savaşı'ndan bu yana hiç olmadığı kadar, aşırı sağın şiddeti, Neonazizm ve militarizm dalgaları daha tehditkâr bir şekilde yükseliyor. Bu tehditlere direnmek; demokrasi, sosyal adalet ve insan haklarının toplum genelinde sürekli olarak yayılması mücadelesine katılmak ve bu mücadelelere öncülük etmek barış hareketi açısından önemli bir adımdır. Demokrasi ile savaşın birbirine zıt kavramlar olduğunu; demokratik ülkelerin ise renk, din, dil ayrımı olmaksızın her insanın yaşamını ve onurunu savunan ülkeler olduğunu kanıtlamak daha da büyük bir adımdır.

Bugün iki insanı ve iki toplumlu değerli bir inisiyatifi, öğretmen ve politikacı Donis Hristofinis’i, gazeteci Panayotis Paskalis’i ve iki toplumlu örgüt “Together We Can - Birlikte Başarabiliriz”i Barış Ödülü’yle onurlandırıyoruz.

Donis Hristofinis on yıl boyunca özellikle başarılı ve takdire şayan bir şekilde Kıbrıs eğitimine hizmet etti. Çocuklara olan sevgisi, öğreticiliği, sürekli gülümseyen yüzü ve sıcakkanlılığı onu öğrenciler tarafından sevilen bir öğretmen yapan unsurlardı. Daha sonra siyasete ve daha geniş toplumsal faaliyetlere yöneldi ve Sol gençlik hareketinin temel dayanaklarından biri oldu. Barış hareketine, AKEL'e, Sol’a, genç nesillere ve emekçilere özveri ve fedakarlıkla hizmet etti. Kıbrıs sorunuyla ilgili olarak bilgilendirme ve dayanışma O’nun kadar mücadele edenlerin sayısı oldukça azdır. Donis yıllarca Kıbrıs Solu’nun yurt dışındaki çehresi oldu ve her yerde sıcak bir şekilde karşılandı. Kıbrıs Barış Konseyi Genel Sekreteri olarak karşılıklı saygı ve güvene dayalı ilişkileri güçlendirdi ve Kıbrıs’ın ve bölgemizin tüm halklar için bir barış köprüsü haline gelmesini vizyon edindi.

Panayotis Paskalis Kıbrıs'ın en önemli gazetecilerinden biriydi. Siyasi röportaj ve özellikle Filistin sorunuyla ilgili uluslararası haberleriyle, yayınladığı pek çok özel haberle ön plana çıkıyordu. “Haravgi” gazetesinde çalıştı ve Doğu Alman televizyonunun muhabirliğini yaptı. 1978'de İsrail makamları tarafından tutuklandı ve uydurma delillere dayanılarak beş yıl hapis cezasına çarptırıldı. Bu, Filistin'in haklı davasına destek veren herkesi susturma hedefiyle yapılan bir kovuşturma, siyasi bir zulümdü. 1998 yılında İsrail Dışişleri Bakanlığı tarafından ülkeyi ziyarete davet edildi. Bu, maruz kaldığı otoriter muamele için söylenmesi gereken özrü içermeksizin yapılan bir itiraftı. Panayotis Paskalis'in fikirleri ve çalışmaları her zaman olduğu gibi bugün de güncelliğini sürdürmektedir.

Barikatların açılmasının ardından kurulan iki toplumlu bir sivil toplum girişimi olan “Together We Can-Birlikte Başarabiliriz”, Kıbrıslı Rum ve Kıbrıslı Türk kayıp kişilerin ve savaş mağdurlarının yakınlarından oluşuyor. Örgütün amacı sadece kendi kayıp insanlarının akıbetinin tespit edilmesi için ortak eylemler gerçekleştirmek değil, aynı zamanda ortaya çıkan büyük sorunlara da ortak destek sağlamaktır. Bu değerli girişimin yaratıcılarından ve dayanaklarından ikisi duayen gazeteci Sevgül Uludağ ile savaşta babasını ve erkek kardeşini kaybeden Hristina Pavlu Solomi Patça'dır. Ülkemizin büyük ve küçük sorunlarını çözme çabası gibi acılarımız da ortaktır. “Together We Can - Birlikte Başarabiliriz” ekibi dikenli tellerin aşılamaz göründüğü durumlarda bile yolları açıyor.

Kıbrıs'ta ve yurt dışında toplumlararası anlaşmanın uzak, güvensizlik ve belirsizlikle dolu göründüğü bu dönemde, barış hareketleri bu hedefi öne çıkarmada güçlü bir sosyal ve siyasal eylem kürsüsü olmaya devam ediyor. Sizi Kıbrıs'ın geleceği için ne ütopik ne de zamansız olan bu mücadeleye katılmaya davet ediyoruz ve mevcudiyetiniz için size teşekkür ediyoruz.”

DONİS HRİSTOFİNİS’İN ÖDÜLLENDİRİLMESİ...

AKEL Meclis Grubu Sözcüsü Lukaidis’in etkinlikteki konuşması ardından ödül törenine geçildi ve Barış Ödülü verilenlere neden bu ödüllerin verildiğine dair gerekçeler okundu... Donis Hristofinis’e Barış Ödülü verilmesi gerekçesi şöyle açıklandı:

“Donis Hristofinis’in şahsında bugün Kıbrıs Barış Konseyi onlarca yıldır görünen ve görünmeyen faaliyetleriyle barış davasını Kıbrıs halkının tümünün davası haline getirmeyi başaranları, barış ve dayanışma mücadelesinin tüm öncülerini hak ettikleri büyük değerle onurlandırmaktadır. Barış hareketinin yeniden canlanmasının, büyümesinin ve kitleselleşmesinin temellerini atan herkesin onuruna bugün Donis Hristofinis'i ödüllendiriyoruz.

Donis, 26 Kasım 1928'de doğdu ve bugün 95 yaşında. O, hayatını Kıbrıs'taki ve aynı zamanda uluslararası alandaki Sol hareketin eylem ve mücadeleleri ile bağdaştırdı. Bu mütevazı törenimiz, Donis'in uzun yıllar boyunca Kıbrıs Halk Hareketi saflarındaki yolculuğunun tamamını sunmak için yeterli değilse de O’nun yaşam ve mücadele sürecinin özünü anlayabilmemize yardımcı olacak bazı karakteristik dönemlere atıfta bulunmamıza değer diye düşünüyoruz.

Donis bir öğretmendi. O’nun eğitime ve insanlara olan derin sevgisinin izleri çocuklarla ilk temasına ve onların karakterlerini şekillendirme sürecine kadar uzanmaktadır. Halk Hareketi içerisindeki tüm süreci boyunca Donis, insanı yücelten ve geliştiren, duyarlı ve hassas kılan, estetiğini ve aynı zamanda insanlarla dayanışmasını geliştiren her şeye duyduğu koşulsuz sevgisini, insana duyduğu derin sevgisini asla kaybetmedi.

1950'lerin sonu ve 1960'ların başında Uluslararası Öğrenci Birliği’nin Sekreterliği görevi O’na halkların mücadeleleriyle uluslararası dayanışmanın önemini yakından deneyimleme ve emperyalizmin, militarizmin ve savaşın tüm gezegende yarattığı sorunların ne kadar benzer olduğunu fark etme fırsatını verdi. İngiltere’deki Kıbrıslı Öğrenciler Birliği'ni temsil ettiği Uluslararası Öğrenciler Birliği içerisindeki çalışmalarıyla O, enternasyonalist Donis Hristofinis'in temellerini attı. Daha sonraki süreci boyunca Donis tüm dünya halklarının mücadelelerinde her zaman uluslararası dayanışmanın önemini vurguladı.

EDON'un Neolea (Gençlik) gazetesine verdiği bir röportajında özellikle şunu belirtiyordu:

“Enternasyonalizm Sol için her şeyin alfabesidir, her şeyin başı ve sonudur. Eğer ilerici bir insan enternasyonalist değil de milliyetçi ise o zaman adil ve doğru olamaz. Mücadelelerimizde ayrımcılık yapmadan, tüm insanlığı yoldaşımız olarak kucaklamalıyız”.

Gerek EDON Genel Sekreterliği gerekse yıllarca üstlendiği AKEL Uluslararası İlişkiler Bürosu Sorumluluğu görevinde ve aynı zamanda AKEL'in tüm yönetim organlarında yer aldığı yıllarda Donis, bu anlayışı hayata geçirdi.

Barış Hareketi ve Uluslararası Dayanışma'nın aktif bir kadrosu oldu ve Kıbrıs sorunu hakkında uluslararası aydınlatma girişimleri silinmez bir biçimde O’nun mührünü taşımaktadır. 1970'li yıllarda Anti-Emperyalist Dayanışma Komitesi (EPAAL) Donis’in başkanlığında faaliyet göstermekteydi. AKEL ve Halk Hareketi örgütlerinin koordinasyon organı olan Anti-Emperyalist Dayanışma Komitesi, emperyalizmin yol açtığı acıları yaşayan Nikaragua, Küba, Filistin, Güney Afrika gibi ülkelerle dayanışma etkinlikleri düzenliyordu. Yıllarca görev yaptığı ve omurgasını oluşturduğu Kıbrıs Barış Konseyi'nde Genel Sekreterlik görevine kadar ulaştı. Kıbrıs Barış Konseyi'ndeki hizmet yıllarında aralarından 1983'ten 2002'ye kadar gerçekleştirilen beş büyük barış yürüyüşünün de yer aldığı çok yönlü eylemlerle barış hareketinin gelişimine önemli katkılarda bulundu. Dünya Barış Konseyi'nin uluslararası toplantılarında yer aldı. Özellikle 1990'lı yıllarda Kıbrıs Barış Konseyi’ni temsil ederek Dünya Barış Konseyi'nin ayakta kalmasına önemli katkıda bulundu.

Donis, yalnızca Kıbrıs'ta ve Kıbrıslılarda barış ve dayanışma ideallerinin geliştirilmesinde belirleyici bir rol oynamakla kalmadı, aynı zamanda sürdürdüğü faaliyetleriyle, uluslararası alandaki temasları ve ilişkileriyle başka ülkelerde Kıbrıs'ı dayanışma odağı haline de getirdi. 1974 Darbesi ve Türkiye’nin istilası sonrasında Dünya Barış Konseyi'nin tarihi Başkanı Romes Siandra’nın başkanlığını ve Eugenia Kiranova'nın da Sekreterliği’ni üstlendiği Kıbrıs’la Uluslararası Dayanışma Komitesi'nin kuruluşunda öncü oldu.

Kıbrıs Barış Konseyi barış için mücadele eden ve hala daha mücadele etmeye devam eden örnek bir insan olan Donis Hristofinis’i Kıbrıs Barış ve Dayanışma Hareketi'ne uzun yıllar boyunca sunduğu tutarlı ve özverili katkılarından dolayı 2023 Barış Ödüllerinden biriyle onurlandırmaya karar verdi.”

PANAYOTİS PASKALİS’E BARIŞ ÖDÜLÜ GEREKÇESİ...

Şu anda hayatta olmayan Kıbrıslırum gazeteci Panayotis Paskalis’e ödül gerekçesi ise özetle şöyle açıklandı:

“Bu akşam, anısı yüreklerimizde ebediyen yaşayacak olan Panayotis Paskalis'i onurlandırıyoruz. Kıbrıs ve Filistin halkları arasındaki samimi ilişkinin sembolü haline gelen ve örnek alınacak şahsiyet Panayotis Paslalis Demokratik Almanya Cumhuriyeti’nde sinematografi ve gazetecilik okudu. 1960 yılından emekliliğine kadar, genel yayın yönetmen yardımcısı olarak da görev yaptığı “HARAVGİ” gazetesinde çalıştı ve aynı zamanda Demokratik Almanya Cumhuriyeti devlet televizyonunda da muhabir olarak görev yaptı.

Gazetecilikte sembol olan çalışmalarıyla ardında bıraktığı miras paha biçilemez değerdedir. O, fotoğrafçılık hayranı ve yetenekli bir film yapımcısıydı. Görüntünün medyada bugünkü kadar yaygın olmadığı bir dönemde, metinlerine gerçekleri yansıtan görüntülerin eşlik etmesine özen gösteriyordu. Bu şekilde yaptığı röportajlarla 1964'teki Dillirga çatışmalarını gözler önüne serdi. Kıbrıs'taki İngiliz üslerinin faaliyetlerini ifşa eden röportajıyla aynı zamanda bölgeye yönelik emperyalist planları da ortaya koydu. Üslerin casus istasyonlarının ekipmanını ve teknolojisini gizlice fotoğrafladı.

O, Kıbrıs'ı ve Kıbrıs halkını çok seviyordu. Hayatının sonuna kadar Kıbrıslırumların ve Kıbrıslıtürklerin barış içinde bir arada yaşamalarına ve Kıbrıs'ın barışçıl geleceğine inandı ve bu nedenle de röportajlarında bunu vurgulamaya çalıştı.

Panayotis Paskalis'in kişisel tarihi özellikle İsrail makamları tarafından hapsedildiği dönemle elbette ki bağlantılıdır. Fotoğraf makinesi ve sinematografik kamerasıyla Filistin’e ve Lübnan'a üst üste yaptığı ziyaretleri, “Haravgi” gazetesinde ve Demokratik Almanya Cumhuriyeti devlet televizyonunda yayınlanan ve gerçekleri gözler önünde seren röportajları ve aynı zamanda Filistin Kurtuluş Örgütü liderliğiyle olan ilişkileri İsrail devletini rahatsız ediyordu. 1978 yılında Filistinlilere karşı işlenen suçları açığa çıkarmak amacıyla “Haravgi” gazetesi için gerçekleştirdiği görevlerinden birinde güya casusluk yaptığı bahanesiyle İsrail makamları tarafından tutuklandı ve ardından kanıtlanmış hiçbir suç olmaksızın beş yıl hapis cezasına çarptırıldı.

Bunun üzerine, Panayotis Paskalis serbest bırakılıncaya kadar büyük bir dayanışma ve destek dalgası gelişti. İdeallerine olan inancı, masumiyeti, Kıbrıs halkının dayanışması ve uluslararası destek O’na hapishanede yaşadığı zorluklara dayanma gücünü ve cesaretini verdi. Paskalis hapishanedeyken “Eğer özgürlük ve adalet için mücadele terörizmse, ben de teröristim” diye yazıyordu.

Yürüyüşler, gösteriler, etkinlikler ve temaslarla dayanışma eylemleri sürekli olarak devam etti. O’nun serbest bırakılması talebi o dönemde hükümet, Gazeteciler Birliği ve “Haravgi” gazetesi, AKEL ve Halk Hareketi, siyasi partiler ve gençlik örgütleri, Kıbrıs Barış Konseyi, Dünya Gazeteciler Örgütü, Dünya Barış Konseyi, Dünya Demokratik Gençlik Örgütü gibi uluslararası örgütler ve Arap hareketleri ile Filistinliler tarafından da destekleniyordu.

Paskalis'in serbest bırakılması ve kişisel tarihi enternasyonalist dayanışmanın tarihi bir mirasıdır. O, kişisel notlarında “Adalet kazandı. Uluslararası mücadeleci dayanışma sonuç verdi” diye yazıyordu. Panayotis Paskalis'in hikayesi Filistin halkının Kıbrıs halkıyla olan bağlarını, mücadelelerini ve kaygılarını pratikte daha da güçlendirdi.

Mücadeleci araştırmacı gazetecilik alanında sembol olmuş çalışmaları aracılığıyla, Filistin Sorunu’nun adil çözümü ve Orta Doğu bölgesinde barışın hakim olması davasına yaptığı katkıları nedeniyle, Kıbrıs Barış Konseyi, Kıbrıs ve Filistin halklarının ebedi dayanışmasının güçlenmesine sunduğu katkıya duyulan takdirin de bir ifadesi olarak, Panayotis Paskalis'i 2023 Barış Ödüllerinden biriyle onurlandırmaya karar verdi.”


Donis Hristofinis ödülünü alırken...


Genç müzisyenler korosunda gazeteci Paraskos'un kızı Katerina ve oğlu Paris de vardı...


Paskalis'in kızı Andria, ödülünü alırken...


Donis Hristofinis, Paskalis'in kızı Andria, Birlikte Başarabiliriz örgütü üyeleri ödüllerini aldıktan sonra anı fotoğrafında birlikte...


İki toplumdan kayıp yakınları ve savaş mağdurlarının ortak örgütü Birlikte Başarabiliriz'e Barış Ödülü verilirken...

(Devam edecek)

QOSHE - İki toplumdan “kayıp” yakınları ve savaş mağdurlarının ortak örgütü “Birlikte Başarabiliriz”e Barış Ödülü... (1) - Sevgül Uludağ
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

İki toplumdan “kayıp” yakınları ve savaş mağdurlarının ortak örgütü “Birlikte Başarabiliriz”e Barış Ödülü... (1)

5 1
17.02.2024

Kıbrıs Barış Konseyi’nin 2023 Barış Ödülleri, 14 Şubat 2024 Çarşamba gecesi Lefkoşa’nın güneyinde ilkokul öğretmenleri sendikası POED’in salonunda düzenlenen törenle verildi. 2023 Barış Ödülleri’ne iki toplumdan “kayıp” yakınları ve savaş mağdurlarının ortak örgütü “Birlikte Başarabiliriz”e, yıllarını barış hareketine adamış Donis Hristofinis’e ve İsrail yönetiminin bir zamanlar hapsettiği ve şu an hayatta olmayan Kıbrıslırum gazeteci Panayotis Paskalis’e verildi. Paskalis’in kızı Andria, rahmetlik babasına verilen ödülü Filistin Büyükelçiliği Birinci Sekreteri Haytham Alzeer’den alırken çok duygulandı.

Büyük bir kalabalığın yer aldığı etkinliğe “Birlikte Başarabiliriz”in iki toplumdan üyeleri de katılarak birlikte sahneye çıktılar ve ödülü birlikte aldılar. Biz de “Birlikte Başarabiliriz” adına kuruculardan biri olarak bir konuşma yaparak bu özgün örgütün özelliklerini aktarmaya çalıştık.

Etkinliğe çok sayıda barışseverler, aydınlar ve çeşitli yabancı ülkelerden diplomatlar katıldı. Etkinliğin başında ve sonunda genç bir müzisyenler grubu da sahne alarak barış özlemine dair şarkılar söylediler. Bu genç müzisyenler arasında önde gelen Kıbrıslırum gazeteci Andreas Paraskos’un kızı Katerina Paraskos ve oğlu Paris Paraskos da bulunuyordu. KALESMA adlı altı üyeli bu koro, Kıbrıs ve Yunan geleneksel müziğinin yanısıra orijinal bestelerle gelenekseli günümüzle birleştirmeye çalışıyor ve Vasilis Filippu, Savvas Lagu, Paris Paraskos, Frederiki Tumbazu, Katerina Paraskos ve Anastasia Zakintinu’dan oluşuyor. Etkinlikte simultane olarak Türkçe ve Rumca çeviri yapıldı, yazılı metinler ise dev ekrandan Türkçe ve Rumca olarak yansıtıldı.

TASOS KOSTEAS’IN KONUŞMASI

Kıbrıs Barış Konseyi Başkanı Tasos Kosteas, etkinlikte yaptığı konuşmada şöyle dedi:

“Bir yıl önce, Ukrayna'daki savaşın girdabının yaşandığı dönemde, dört yurttaşımızı; Yorgos Liasis’i, Hüseyin Akansoy’u, Petros Supuris’i ve Suat Kafadar'ı geçmişi geride bırakıp yüzlerini iş birliği ve barış yoluna döndürmeye cesaret ettikleri için Barış Ödülü’yle onurlandırdık.

Bir yıl sonra uluslararası durum daha da kötüleşti, savaşlar ve çatışmalar çoğaldı. Çoğunluğu kadın ve çocuk olan binlerce sivilin öldürüldüğü bölgemizde yaşanan vahşeti adeta dilimizi yutmuş bir şekilde açık izliyoruz. Hamas'ın yüzlerce kişiye ölüm saçarak yaptığı benzeri görülmemiş silahlı çıkış ve İsrail ordusunun Gazze Şeridi'ndeki sivil halka yönelik benzeri görülmemiş yıkıcı saldırısı insanlığın geçmişte yaşadığı ve 21. yüzyılda bir daha tekrarlanamayacağını düşündüğümüz kâbusları geri getiriyorlar. Bugün, 1,2 milyon insanın yiyecekten, sudan, tıbbi bakımdan yoksun ve hava koşullarından korunmadan mahrum bir şekilde yerlerinden edildiği, tek bir şehir olan Refah, sözde meşru müdafaa adına acımasız bir bombardımana maruz kalıyor. Bu, dünyanın dört bir yanında her insanın vicdanen isyan ettiği kabul edilemez ve acımasız bir eylem.

Kıbrıs Barış Konseyi olarak, savaşları ve çatışmaları kınıyoruz ve sesimizi "Artık yeter" ve "Bir daha asla" diyen milyonlarca insanın sesleriyle birleştiriyoruz.

Savaşların nedenleri her zaman aynı değildir. Emperyalist yayılmalara, ticaret ve enerji yollarının kontrol altına alınmasına bundan böyle açlığı, susuzluğu, insan hakları ihlallerini ve çevreye verilen zararı da eklemeliyiz. Bugün 100 milyondan fazla insanı yeni bir vatan arayışına iten sebepler bunlardır.

Mülteci ve göçmen dalgaları giderek daha yoğunlaşıyor ve daha görünür hale geliyor. Şanslı olanlar bindikleri tekneler Akdeniz'de batmadan önce bizim adamız gibi sakin kıyılara ulaşmayı başarıyorlar.

Savaşlar ve göç tüm ülkelerde manzarayı değiştiriyor ve bugün, belki de İkinci Dünya Savaşı'ndan bu yana hiç olmadığı kadar, aşırı sağın şiddeti, Neonazizm ve militarizm dalgaları daha tehditkâr bir şekilde yükseliyor. Bu tehditlere direnmek; demokrasi, sosyal adalet ve insan haklarının toplum genelinde sürekli olarak yayılması mücadelesine katılmak ve bu mücadelelere öncülük etmek barış hareketi açısından önemli bir adımdır. Demokrasi ile savaşın birbirine zıt kavramlar olduğunu; demokratik ülkelerin ise renk, din, dil ayrımı olmaksızın her insanın yaşamını ve onurunu savunan ülkeler olduğunu kanıtlamak daha da büyük bir adımdır.

Bugün iki insanı ve iki toplumlu değerli bir inisiyatifi, öğretmen ve politikacı Donis Hristofinis’i, gazeteci Panayotis Paskalis’i ve iki toplumlu örgüt “Together We Can - Birlikte Başarabiliriz”i Barış Ödülü’yle onurlandırıyoruz.

Donis Hristofinis on yıl boyunca özellikle başarılı ve takdire şayan bir şekilde Kıbrıs eğitimine hizmet etti. Çocuklara olan sevgisi, öğreticiliği, sürekli gülümseyen yüzü ve sıcakkanlılığı onu öğrenciler tarafından sevilen bir öğretmen yapan unsurlardı. Daha sonra siyasete ve daha geniş toplumsal faaliyetlere yöneldi ve Sol gençlik hareketinin temel dayanaklarından biri oldu. Barış hareketine, AKEL'e, Sol’a, genç nesillere ve emekçilere özveri ve fedakarlıkla hizmet etti. Kıbrıs sorunuyla ilgili olarak bilgilendirme ve dayanışma O’nun kadar mücadele edenlerin sayısı oldukça azdır. Donis yıllarca Kıbrıs Solu’nun yurt dışındaki çehresi oldu ve her yerde sıcak bir şekilde karşılandı. Kıbrıs Barış Konseyi Genel Sekreteri olarak karşılıklı saygı ve güvene dayalı ilişkileri güçlendirdi ve Kıbrıs’ın ve bölgemizin tüm halklar için bir barış köprüsü haline gelmesini vizyon edindi.

Panayotis Paskalis Kıbrıs'ın en önemli gazetecilerinden biriydi. Siyasi röportaj ve özellikle Filistin........

© Yeni Düzen


Get it on Google Play