Birkaç gündür gündemde bir ses bandı var.

Almanya’da yaşayan Gazeteci Cevheri Güven, Falyalı’dan rüşvet alan isimler arasına TC’nin bundan önceki Kıbrıs İşleri’nden de Sorumlu Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay’ın ismini de ekliyor.

Aslında bu ismi ekleyen Cevheri Güven değil, Falyalı’nın para işlerini yürüten ve şu anda Hollanda’da tutuklu bulunan Cemil Önal isimli kişi.

İddiaya göre Cemil Önal, Halil Falyalı suikastiyle ilgili de anılıyorken yine iddiaların devamında yaptığı hizmetlerin! karşılığını Falyalı grubundan alamayınca tutuklu bulunduğu cezaevinden Türkiye veya Kıbrıs’tan birilerini arayıp bazı iddialar ortaya atıyor.

Bu iddialar arasında çok önemli bir konu var. Fuat Oktay’ın Falyalı’dan 50 milyon dolar rüşvet aldığı ve bunun aracılığını da Saraya atanan Ersin Tatar ile gazeteci Alihan Pehlivan’ın yaptığı şeklinde…

Bu rüşvet karşılığı yapılan işlerle, söz konusu ses kayıtlarının İsrail’in eline geçtiği iddiasıyla Türkiye’nin İsrail karşısında zor durumda kalması gibi ek bilgiler de var.

Ses bandı bu minvalde iken, Kıbrıs’ın kuzeyinde yapılması gereken bir şey yok mu?

YouTube’da dönen bu video dünyaya ulaşırken bu konuyu sorgulaması, araştırması gerekenler, kurumlar yok mu?

CTP Genel Sekreteri Asım Akansoy’un da belirttiği ve talep ettiği gibi Savcılık ve Polis’in bu konuyu açık ihbar kabul etmesi gerekmiyor mu?

***

Diyelim ki bu kurumlar kıllarını kıpırdatmadı, bir sorgulamaya girmediler ama bu ve daha önceki konularda isimleri geçen Ersin Tatar ve hükümet yetkilileri istifa etmeyi akıllarından hiç mi geçirmezler?

En azından eğer kendilerinden eminseler, bir araştırmayı, sorgulamayı kolaylaştırmak için makamlarından feragat edip “gelin araştırın, ben de temize çıkayım” diye düşünemezler mi?

Düşünemezler çünkü bunun için de bir yerlerden bir emir gelmesi gerekiyor. Buna kendi başlarına karar verecek özgürlüğe sahip değiller ne yazık ki!

***

Demokrasinin olduğu, bütün kurumların görevlerini yaptığı bir yerde bunlar olmaz demeyeyim, en asgari düzeye iner ve öyle bir yerde siyasilerin, makam sahiplerinin bu araştırmanın önünü kendilerinin açtığını da hatırlamamız gerekir.

Böyle bir durum olmadığı için, yani demokrasi ve özgür irade bizim memlekette olmadığı için böyle bir şeyi beklememiz çok da mümkün değil. Ona rağmen biraz dürüstlük, biraz vicdan, halka karşı bir borç hissedilse bu araştırmanın önü açılırdı diye düşünüyorum.

Demek ki öyle bir şey de kalmadığı için “Bu konuda ne bilgim var, ne de haberim” ve “Ne duydum ne de gördüm” denebiliyor.

***

Keşke görev yapması gereken kurumlar görevlerini yapabilseler… Yapabildikleri takdirde de daha önceki işlerde olduğu gibi dosyalar rafa kaldırılmasa, ortadan da yok edilmeseler…

QOSHE - İddiaya karşı sessizlik - Tayfun Çağra
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

İddiaya karşı sessizlik

3 2
28.12.2023

Birkaç gündür gündemde bir ses bandı var.

Almanya’da yaşayan Gazeteci Cevheri Güven, Falyalı’dan rüşvet alan isimler arasına TC’nin bundan önceki Kıbrıs İşleri’nden de Sorumlu Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay’ın ismini de ekliyor.

Aslında bu ismi ekleyen Cevheri Güven değil, Falyalı’nın para işlerini yürüten ve şu anda Hollanda’da tutuklu bulunan Cemil Önal isimli kişi.

İddiaya göre Cemil Önal, Halil Falyalı suikastiyle ilgili de anılıyorken yine iddiaların devamında yaptığı hizmetlerin! karşılığını Falyalı grubundan alamayınca tutuklu bulunduğu cezaevinden Türkiye veya Kıbrıs’tan birilerini arayıp bazı iddialar ortaya atıyor.

Bu iddialar arasında çok önemli bir konu var. Fuat Oktay’ın Falyalı’dan 50 milyon dolar rüşvet aldığı ve bunun aracılığını da Saraya atanan Ersin Tatar ile gazeteci Alihan Pehlivan’ın yaptığı şeklinde…

Bu rüşvet karşılığı yapılan işlerle, söz konusu ses........

© Yeni Düzen


Get it on Google Play