Canlı Kuran olan Peygamberimiz, Veda Haccı'nda da, Gadir Hum Hutbesinde de ayrılık vaktinin yakın olduğunu üstü kapalı haber verirken açıkça da, kendisinden sonrası için hem müjde vermiş hem de ikazda bulunmuştu.

Neydi o müjde ve de ikaz? "Size iki emanet bırakıyorum. Biri Allah'ın kitabı Kur'an, diğeri Ehl-i Beyt'imdir. Bunlara sarıldığınız sürece hidayettesiniz, asla delalete düşmezsiniz."

Demek ki, hidayetin kaynağı neymiş? El-cevap, Kur'an-ı Kerim ve Kuran'ı Kerim'de Cenab-ı Hakk'ın (c.c) maddi ve manevi eksikliklerden tertemiz kıldığı (Ahzap 33) ve sevilmesi şart koştuğu (Şura 23) Ehl-i Beyt'tir.

Bazıları, Hz. Peygamberin hanımlarının veya Haşimoğullarının Ehl-i Beyt içine girdiğini iddia etseler de, Ehl-i Beyt Hamse-i Ali Aba hadisinde, Hz. Peygamberin beyan buyurduğu şekliyle; Peygamberimiz, Hz. Fatıma, Hz. Ali, Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin Efendilerimizdir.

Ehl-i Beyt hakkında Kur'an-ı Kerim'de yüzlerce ayet bulunmaktadır. Örneğin Ahzap Suresi 33. Ayet nazil olduğunda o mübarek 'aba' altına aldığı beş kişi herkesin malumudur.

Yine Al-i İmran 61. Ayetin emri gereği Necran Hıristiyanları karşısına yine o beş kişi çıkmıştır.

Yani Ehl-i Beyt, hiçbir şüpheye yer bırakmayacak şekilde sınırları ve adedi belli bu mübarek beş kişidir.

Sünni hadisçi İmam Müslim'in Sahih adlı eserinde: "Mübahale ayeti nazil olunca Peygamber; Ali, Fatıma, Hasan ve Hüseyin'i çağırdı ve Allah'ım! Bunlar benim Ehl-i Beyt'imdir" diye buyurdu.

Sünni alim Tirmızi'nin, Sünen'in de Hz. Ali, Resulullah'tan şöyle buyurmuştur: "Bir gün Hz. Peygamber (saav) ciğerimin köşeleri Hasan ile Hüseyin'in ellerinden tutarak şöyle buyurdu: 'Beni, bu ikisini, bunların babalarını ve analarını seven, kıyamette bana ait derecenin yakınında, bizimle beraber yerleştirilecektir."

Hz. Resulullah, Selman'a şöyle dedi: "Ey Selman! Kim, kızım Fatıma'yı severse cennette benimle birlikte olur. Kim de, ona düşman olursa ateşe atılır.

Ey Selman! Fatıma'ya sevgi beslemenin yüz yerde insana faydası dokunur. O yerlerin en kolayı şunlardır: ölüm zamanı, kabre koyulurken, terazi kurulduğunda, mahşer günü, sırat köprüsünde, sorgu sual anında." (Feraidus-Simteyn, c.2, sayfa 68)

İbn-i Mesud rivayet etmiştir: "Allah Resulü şöyle buyurdu: Fatıma iffetini kâmil olarak korudu. Bu yüzden Allah, O'nun soyuna ateşi haram kılmıştır." (Hâkim, Müstedrekü's Sahihayn, c.3, sayfa 152)

"Kim, Ali'yi severse, beni sevmiştir. Kim Ali'ye buğz ederse bana buğz etmiştir." (Hâkim, Müstedreku's Sahihayn, c.3, sayfa 130)

"Allah her ilmi Bende toplamıştır. Ben de bildiğim her ilmi muttakilerin imamında topladım. Ben her ilmi, Ali'ye öğrettim. O'dur açık ve şüphesiz imam."

"Ali, Havz-ı Kevserimin başında Benim halifem olacaktır."

"Ey Fatıma! Allah, Ali'yi, Benimle birlikte yedi haslette bir kıldı: O, kabri açılıp Benimle birlikte çıkan ilk kişidir.

O, Benimle sırat başında duran ve cehennem ateşine bunu al, bunu bırak diyen ilk kimsedir.

O, Benden sonra ululuk ve şeref elbisesi giydirilen ilk kişidir.

O, arşın sağında Benimle birlikte duran ilk kişidir.

O, cennet kapısını Benimle birlikte çalan ilk kimsedir.

O, cennetin en yüce makamına ve İlliyun'a yerleştirilecek ilk kimsedir.

O, benimle birlikte mühürlenmiş şarap içen ilk kimsedir ki, onun soyu misktir." (Prof. Dr. Haydar Baş'ın, İmam Ali eserinden derlenmiştir)

Yine Sünni eserlerde Ehl-i Beyt hakikati şöyle ifade edilir

"Bir gün Hz. Hüseyin mescide girmişti. Bunu gören Hz. Peygamber'in şöyle dediği duyuldu: Cennet gençlerinin seyidine bakmak isteyen buna baksın." (Zehebi, c.3, sayfa 282-283)

"Ashab-ı Kiram'ın nakline göre bir gün Hz. Peygamber, Hasan ve Hüseyin'in elinden tutmuş, onlardan, 'evlatlarım' diye bahsederek şöyle diyordu: "Hasan ile Hüseyin, benim evlatlarımdır; onları seven, Beni sevmiş, onları gazaplandıran Beni öfkelendirmiştir." (İbn Mace, Mukaddime, 11; Ez-Zehebi, Siyer'u A'lami'n-Nübela, c.3, sayfa 284)

Azıcık aklı ve de imandan nasibi olan herkes (Şii veya Sünni fark etmez) çok iyi bilir ki, her mezhep ve meşrebin merkezi Ehl-i Beyt'tir.

Ehl-i Beyt'e, İmam Ali'ye çıkmayan her yol batıldır. İslam'ın doğru anlaşılması, hayata geçirilmesi ve de ihtilafların ortadan kaldırılması için merkez Ehl-i Beyt'tir. Ehl-i Beyt'in yaşadığı ve anlattığı Kuran'dır.

QOSHE - Abanın altındaki 5 kişi - Akın Aydın
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Abanın altındaki 5 kişi

23 18
12.04.2024
Canlı Kuran olan Peygamberimiz, Veda Haccı'nda da, Gadir Hum Hutbesinde de ayrılık vaktinin yakın olduğunu üstü kapalı haber verirken açıkça da, kendisinden sonrası için hem müjde vermiş hem de ikazda bulunmuştu.

Neydi o müjde ve de ikaz? "Size iki emanet bırakıyorum. Biri Allah'ın kitabı Kur'an, diğeri Ehl-i Beyt'imdir. Bunlara sarıldığınız sürece hidayettesiniz, asla delalete düşmezsiniz."

Demek ki, hidayetin kaynağı neymiş? El-cevap, Kur'an-ı Kerim ve Kuran'ı Kerim'de Cenab-ı Hakk'ın (c.c) maddi ve manevi eksikliklerden tertemiz kıldığı (Ahzap 33) ve sevilmesi şart koştuğu (Şura 23) Ehl-i Beyt'tir.

Bazıları, Hz. Peygamberin hanımlarının veya Haşimoğullarının Ehl-i Beyt içine girdiğini iddia etseler de, Ehl-i Beyt Hamse-i Ali Aba hadisinde, Hz. Peygamberin beyan buyurduğu şekliyle; Peygamberimiz, Hz. Fatıma, Hz. Ali, Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin Efendilerimizdir.

Ehl-i Beyt hakkında Kur'an-ı Kerim'de yüzlerce ayet bulunmaktadır. Örneğin Ahzap Suresi 33. Ayet nazil olduğunda o mübarek 'aba' altına aldığı beş kişi herkesin malumudur.

Yine Al-i İmran 61. Ayetin emri gereği Necran Hıristiyanları karşısına yine o beş kişi çıkmıştır.

Yani Ehl-i Beyt, hiçbir şüpheye yer bırakmayacak şekilde sınırları ve adedi belli bu mübarek beş kişidir.

Sünni hadisçi İmam Müslim'in Sahih adlı eserinde: "Mübahale ayeti nazil olunca Peygamber; Ali, Fatıma, Hasan ve Hüseyin'i çağırdı ve Allah'ım! Bunlar benim........

© Yeni Mesaj


Get it on Google Play