Yerel seçim sonuçlarının yankıları devam ediyor. CHP, 50 yıl sonra logosunun yanında gördüğü rakamı haklı olarak kutluyor.

Ama bu oranın, kendi söylem, icraat ve duruşlarından kaynaklanmadığını da çok iyi biliyorlar.

AKP ise bozuntuya vermese de çok ağır yaralı. Tek teselli 'Saray bizim'.

Kader boyutunda ise bugüne kadar hep din ile İsrail başta olmak üzere dış güçler ile oy toplayan Erdoğan ve partisi şimdi aynı kafa ile karşısına çıkan Yeniden Refah'a oyları kaptırdı.

Sonuçlar bin bir şekilde yorumlanabilir. Ama bu yerel seçimlerin en genel sonucu; Sadece küçük tasın değişmiş olmasıdır. Hamam aynı hamam (kapitalizm). Büyük tas (hükümet) aynı hükümettir.

Buradaki hamam, liberal ekonomi sistemi yani kapitalizm yani zenginin devamlı kazandığı yoksulun ise hayatta kalma mücadelesi verdiği sistemdir.

Erdoğan bu sistemi çok iyi uyguladı. Kendisini, çevresini ve mutlu azınlığı ihya ederken milletimizi ve koskoca devletimizi borca batırdı. Yabancı sermaye tüccarlarının emrine soktu, himmetine muhtaç etti.

Hamamı değişmedikten sonra yerelde de, genelde de kim seçilirse seçilsin milletimizin kaderi değişmeyecek, devletimiz emir almaya, İsrail, ABD ve AB'nin kapıkulu olmaya devam edecektir ki, bugün AKP'nin de, MHP'nin de, CHP'nin de bu kapı kulluğundan şikayetçi olmadıklarını son İsveç, İsrail ve AB kararlarında gördük.

Bugün seçilen belediye başkanları ne kadar iyi niyetli ve ne kadar samimiyetle hizmet için sahaya çıksalar karşılarına para (kapitalizm) çıkacak.

Erdoğan gibi borçlanacaklar. Karşımıza çıkıp şunları şunları yaptık, diyecekler. Ardından sana, bana faturayı ödetecekler. Olay budur.

Para anlayışını değiştirmedikten ve kapitalizmi yıkmadıktan sonra her hizmetin bedelini yine sana, bana ödetecekler.

Türkiye fiilen elden gidiyor

2015 seçimlerinin hatırlar mısınız? Erdoğan'ın manevraları ile iktidarı nasıl partisinde tutup, nasıl başkanlık sürecini hızlandırdığı yıllardı.

İşte o seçim sonuçlarını Merhum Prof. Dr. Haydar Baş adeta bugünü görürcesine şöyle yorumluyordu;

"Arkasında istikrar devam etsin diye, şimdi de başkanlık olsun diye tıraşlamaya devam ediyorlar.

Her dönemde bir gerekçeyle ortaya çıkıyorlar. Bu gerekçelerle birlikte Türk toplumuna bugüne kadar bir şey veremediler. Vermeleri de mümkün değil!

Tarım, madencilik, hayvancılık, ormancılık, para konusunda vesaire gibi konularda görüşleri, tezleri yok. Kendilerine verilen talimatnameyi hayata geçirme görevleri var.

Türkiye fiilen elden gidiyor. Biz bunu derken felaket tellallığı yapmıyoruz. Bu vatan bizim. Güneydoğu'da mahkemeler kuruldu, valiler ve kaymakamlar tayin edildi. Geriye ne kaldı?

Adam istediği zaman caddeye çıkıyor, istediği gösteriyi yapıyor. Senin orada devletin yok! Şimdi başkan olmak istiyor. Başkan olsan ne yazar!

Başkanlık sistemi Türkiye'nin bölünmesidir. Üniter yapı içinde başkanlık olmaz, cumhurbaşkanı olur. Federatif yapıda başkanlık olur.

Türkiye federasyona geçtiğinde, 'ülke parçalandı' demektir. Sen bu halle bunu tutamıyorsun, bölüp ondan sonra bir arada tutacaksın.

Bence taviz vererek geldikleri bu noktayı, fiilen ve hukuken hayata geçirebilmek için başkanlığı da bahane ederek önümüze koydular.

Kamuoyu sakın oyuna gelmesin. Bu oyun gerçekleşirse, hicret edecek vatan da bulamayız. En iyisi Sayın Cumhurbaşkanının nadim olup geri dönmesidir.

'Bir köyde muhtar olamazken, Allah getirdi beni, Cumhurbaşkanı yaptı' diyerek, şükür secdesi yapması, Allah'a hamdetmesi, Türkiye Cumhuriyeti Anayasa ile millete hizmet etmesi gerekir.

Yoksa bu milletin kaderiyle oynayanların akıbeti kesinlikle hayırlı olmaz. Yazın şuraya: Kaderlerine kendileri bile hayret edecekler. Alma mazlumun ahını, çıkar aheste aheste.

Milletimiz kendine geldin

"Burada milletime söyleyeceğim bir şey var: Yunan, Rus, Çinli bizi takdir ediyor. Hindistan, Çin, Güney Afrika, Güney Amerika bizden alıyor. Bu millet ne zaman uyanacak? Ne zaman kendine gelecek?

Yüce milletim kendine gelsin, yapılanları iyi değerlendirsin, beraber olalım bu işi bitirelim. Bir her şeyimizle varız. İstedikleri konuda istedikleri adamlarla tartışırız.

Milletimizi bir ve beraber olmaya, huzura, mutluluğa, milleti ve devleti ayağa kaldırmaya davet ediyoruz. İnşallah milletimiz de gerekli olan noktaya gelmiştir."

Bugüne kadar yaşayarak gördük ki, hangi anlayış iktidar olursa olsun ekonomide para problemini çözemediği için hiçbir sorunu çözemedi. Aksine her gelen bir öncekinden daha büyük enkazlar bırakarak gitti.

Bu ülkede para problemini çözen tek parti vardır; Bağımsız Türkiye Partisi. Formülü de; Milli Ekonomi Modelidir.

Ha! İnanmıyorsun. O da senin sorunun.

QOSHE - Değişen küçük tas, büyük tas ve hamam aynı - Akın Aydın
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Değişen küçük tas, büyük tas ve hamam aynı

19 18
04.04.2024

Yerel seçim sonuçlarının yankıları devam ediyor. CHP, 50 yıl sonra logosunun yanında gördüğü rakamı haklı olarak kutluyor.

Ama bu oranın, kendi söylem, icraat ve duruşlarından kaynaklanmadığını da çok iyi biliyorlar.

AKP ise bozuntuya vermese de çok ağır yaralı. Tek teselli 'Saray bizim'.

Kader boyutunda ise bugüne kadar hep din ile İsrail başta olmak üzere dış güçler ile oy toplayan Erdoğan ve partisi şimdi aynı kafa ile karşısına çıkan Yeniden Refah'a oyları kaptırdı.

Sonuçlar bin bir şekilde yorumlanabilir. Ama bu yerel seçimlerin en genel sonucu; Sadece küçük tasın değişmiş olmasıdır. Hamam aynı hamam (kapitalizm). Büyük tas (hükümet) aynı hükümettir.

Buradaki hamam, liberal ekonomi sistemi yani kapitalizm yani zenginin devamlı kazandığı yoksulun ise hayatta kalma mücadelesi verdiği sistemdir.

Erdoğan bu sistemi çok iyi uyguladı. Kendisini, çevresini ve mutlu azınlığı ihya ederken milletimizi ve koskoca devletimizi borca batırdı. Yabancı sermaye tüccarlarının emrine soktu, himmetine muhtaç etti.

Hamamı değişmedikten sonra yerelde de, genelde de kim seçilirse seçilsin milletimizin kaderi değişmeyecek, devletimiz emir almaya, İsrail, ABD ve AB'nin kapıkulu olmaya devam edecektir ki, bugün AKP'nin de, MHP'nin de, CHP'nin de bu kapı kulluğundan şikayetçi olmadıklarını son İsveç, İsrail ve AB kararlarında gördük.

Bugün seçilen belediye başkanları ne kadar iyi niyetli ve ne kadar samimiyetle hizmet için sahaya çıksalar karşılarına para (kapitalizm) çıkacak.

Erdoğan gibi borçlanacaklar. Karşımıza........

© Yeni Mesaj


Get it on Google Play