Ne zaman seçim sürecine girsek asıl konular, gündemler, sorunlar arkaya atılarak kavga çıkaracak başlıklar ısıtılıp, insanımızın önüne servis ediliyor. İktidarda, muhalefette bu kavgadan besleniyor.

Örneğin terör, örneğin üniter yapımız, örneğin dilimiz, örneğin milliyetçilik, örneğin dinimiz.

Arkadaşlar! Bu ülkede hala terör başlığı varsa bunun sebebi iktidarlar ve müzmin muhalefet partileridir.

Bu ülkede üniter yapımız, dilimiz vs. tartışma konusu oluyorsa bunun sebebi iktidarlar ve müzmin muhalefet partileridir.

Hele din ve milliyetçilik kavramları yok mu! Bu iki kavramı siyaset gündeminde yasaklayın emin olun AKP'de, CHP'de, MHP'de, İP'te, TİP'te diğerleri de iflas açıklar ve hepsine kayyum atanır.

Şu hale bak ya hu! Yerel seçim yapacağız, adayların dilinde Gazze, Kabe, Ezan, bayrak, halkların kardeşliği vs.

Bu söylemlerin yerel seçimler ile ne alakası var? Alakası yok. Ama ülkemiz siyasetçileri, siyasetlerini insanımızın algısını kontrol edip, makam, mevki ve mallarını korumak üzere yaptıkları için bu kavramlara sığınıyorlar.

En çok getirisi olan başlık dinimiz İslam. Sanki bir el, boynunda İngiliz, Yunan, Vatikan, ABD ipi olan dilinden dini düşürmeyen kişileri piyasaya sürüyor.

Bu tasmalı şahıslar en başta dinimize olmak üzere insanımıza, tarihimize iftiralar sıralıyor.

Aynı el, bu kez karşı mahalledeki yine aynı marka tasma takanları piyasaya sürüyor. Onlarda dinimize, tarihimize saldırıyor.

Biz bıktık bu havlamalardan ve bu havlayanlar üzerinden insanımızın karşı karşıya getirilmesinden. Ama siyasetçiler bu kavgalardan beslenmeye devam ediyor.

Bir de DİP var

Diyanet İşleri Başkanlığı ve başkanı çok farklı noktalara doğru koşmaya devam ediyor.

Merhum Atatürk, Diyanet İşleri Başkanlığını, İslam dininin özüne ve ilkelerine uygun olarak yorumlanması, dini istismar edenlerin elinden kurtarılması, din hizmetlerinin çağdaş bir anlayışla yürütülmesi, din görevlilerinin nitelikli bir şekilde yetiştirilmesi, cami ve mescitlerin halkın manevi ve ahlaki ihtiyaçlarına cevap verecek şekilde işlev görmesi için kurdu.

Geldiğimiz noktada Diyanet İşleri eğer ülkemizin en az güvenilen kurumları arasında ilk üçe girmişse demek ki Diyanet bırak kuruluş amacını İslam dininden uzaklaşmıştır.

Birkaç ayet ve hadis hatırlatayım

"(Resulüm!) Sen, Rabbinin yoluna hikmet ve güzel öğütle çağır ve onlarla en güzel şekilde mücadele et! Kuşkusuz Rabbin, kendi yolundan sapanları en iyi bilendir ve O, hidayete erenleri de çok iyi bilir" (Nahl suresi 125)

"O, sizi seçti ve dinde sizin için bir güçlük kılmadı." (Hac, 78.),

"Allah sizin için kolaylık diler, zorluk dilemez." (Bakara, 2/185.),

"Zorlukla beraber kolaylık vardır." (İnşirah, 5.)

Hz. Peygamber (s.a.a.) "Muhakkak ki din kolaylıktır. Hiç kimse dini zorlaştırmaya kalkmasın, mağlup olur…" (Nesai, İman, 28.)

"Allah, beni sıkıntı verip zorlaştırıcı olarak göndermedi. Beni ancak kolaylaştırıcı bir öğretmen olarak gönderdi." (Müslim, Talak, 29.)

"Kolaylaştırınız! Zorlaştırmayınız! Müjdeleyiniz, nefret ettirmeyiniz! Birbirinizle anlaşın, iyi geçinin, ihtilâfa düşmeyin!" (Buharî, 3:72)

Şimdi soralım: Ey DİP, ey Adil Öksüz'ün tez hocası olan DİP Başkanı, neden zorlaştırıyorsunuz, neden nefret ettiriyorsunuz?

Din, insanı Allah'a (c.c) ulaştıran yoldur. Bu yola neden zarar veriyorsunuz?

Bu ara okullarda sözde din adına yapılan maket mezarlar, maket kurbanlıklar vs nedir?

Ya o diliniz? Eşek arısı soksun. Belki şifa olur. Daha geçenlerde 4-6 Yaş Kur'an Kursu açılışında Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş dedi ki, "Milletine, devletine hainlik yapanlara karşı içinde ve yüreğinde bir nefret besleyen gençler olsun".

Sen bu milleti, bu devleti sevdirmek için ne yaptın? Malum siyasetçiler gibi Türk Milleti demekten ar eden bir mantığın bu devleti, bu milleti nasıl sevdirebilir ve bu sevgiyi nasıl imana dayandırabilir?

Diyanet çalışanları Diyanet'e güvenmiyor

Ben değil Diyanet-Sen'in anketi öyle diyor. Diyanet-Sen "Diyanet Çalışanlarının Sorunları" ismiyle bir anket yapıp, Ali Erbaş'a sunuyor. Rapor uzun ama dikkat çeken başlıklar var.

'Diyanet'te torpil, iltimas ve kayırmacılık yoktur' diyebilenlerin oranı yüzde 7.

Diyanet'te torpil olmadığı yönündeki söylem karşısında kararsız kalanların oranı ise yüzde 13.

"Diyanet, Türkiye'de İslam Dinine ilişkin en etkin ve saygın kurumdur" diyen personelin oranı yüzde 68'de.

Benin yönettiğim kurumda bu sonuçlar çıksa emin olun sessiz sedasız istifa eder, utancımdan insanlardan uzak diyarlara giderdim.

Gerçi DİP Başkanı da uzak diyarlara gitmiş.

Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş ve eşi Seher Erbaş'ın, bazı DİB yöneticileri, özel kalem, protokol, koruma ve basın ekibiyle birlikte 8-13 Şubat tarihleri arasında İskandinav gezisine çıktıkları, heyette yer alan isimlere yedi günlük harcırah ile birlikte uçak ve otel paralarının Diyanet bütçesinden karşılandığı, gezi tepki çekeceği gerekçesiyle kamuoyuna açıklanmadığı, heyette yer alan isimlere de "sosyal medyada paylaşım yapmayın" talimatı verildiği ortaya çıktı.

Asıl sorun

Rad Suresi 11. Ayet; "Bir toplum kendisindekini değiştirmedikçe Allah, onlarda bulunanı değiştirmez."

Biz aslımıza dönmedikçe bunlar değişmez.

QOSHE - Diyanet çalışanları bile Diyanet’e güvenmiyor - Akın Aydın
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Diyanet çalışanları bile Diyanet’e güvenmiyor

36 4
07.03.2024

Ne zaman seçim sürecine girsek asıl konular, gündemler, sorunlar arkaya atılarak kavga çıkaracak başlıklar ısıtılıp, insanımızın önüne servis ediliyor. İktidarda, muhalefette bu kavgadan besleniyor.

Örneğin terör, örneğin üniter yapımız, örneğin dilimiz, örneğin milliyetçilik, örneğin dinimiz.

Arkadaşlar! Bu ülkede hala terör başlığı varsa bunun sebebi iktidarlar ve müzmin muhalefet partileridir.

Bu ülkede üniter yapımız, dilimiz vs. tartışma konusu oluyorsa bunun sebebi iktidarlar ve müzmin muhalefet partileridir.

Hele din ve milliyetçilik kavramları yok mu! Bu iki kavramı siyaset gündeminde yasaklayın emin olun AKP'de, CHP'de, MHP'de, İP'te, TİP'te diğerleri de iflas açıklar ve hepsine kayyum atanır.

Şu hale bak ya hu! Yerel seçim yapacağız, adayların dilinde Gazze, Kabe, Ezan, bayrak, halkların kardeşliği vs.

Bu söylemlerin yerel seçimler ile ne alakası var? Alakası yok. Ama ülkemiz siyasetçileri, siyasetlerini insanımızın algısını kontrol edip, makam, mevki ve mallarını korumak üzere yaptıkları için bu kavramlara sığınıyorlar.

En çok getirisi olan başlık dinimiz İslam. Sanki bir el, boynunda İngiliz, Yunan, Vatikan, ABD ipi olan dilinden dini düşürmeyen kişileri piyasaya sürüyor.

Bu tasmalı şahıslar en başta dinimize olmak üzere insanımıza, tarihimize iftiralar sıralıyor.

Aynı el, bu kez karşı mahalledeki yine aynı marka tasma takanları piyasaya sürüyor. Onlarda dinimize, tarihimize saldırıyor.

Biz bıktık bu havlamalardan ve bu havlayanlar üzerinden insanımızın karşı karşıya getirilmesinden. Ama siyasetçiler bu kavgalardan beslenmeye devam ediyor.

Bir de DİP var

Diyanet İşleri Başkanlığı ve başkanı çok farklı noktalara doğru koşmaya devam ediyor.

Merhum Atatürk,........

© Yeni Mesaj


Get it on Google Play