Öyle bir anlayış ki 22 yıldır ne mazereti bitti ne de şikayeti. Oysa o koltuklar mazeretleri bitirme, şikayetleri çözme koltuklarıydı. Karıştırdılar demek ki!

AKP genel başkanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan seçim meydanlarında insanımıza; 'Seçim sonrası için felaket senaryoları yazarak ekonomi programını sabote etmek için çalışanlar var, onları da yakından takip ediyoruz' dedi.

Kimi takip ettiriyor bilmem ama iş felaket senaryosu olunca birkaç cümle yazmak geldi içimden.

Senaryo değil, gerçek bunlar gerçek

Ne seçimden sonrası? Ne senaryosu? Millet zaten felaketin içinde. Senaryo değil gerçek bunlar gerçek.

Bundan tam 11 yıl önce "Biz göreve geldiğimizde faiz oranı yüzde 47 idi. Nereden nereye geldiğimizi hep birlikte görüyoruz" diyen Erdoğan tam 11 yıl sonra faizi % 50'ye çıkardı.

1 dolar 33 TL'yi zorluyor, benzin-mazot 45 TL'ye gelmiş, Merkez Bankası bile yıl sonu enflasyon tahminlerini yükseltiyor.

Sayın Erdoğan ise 'seçimden sonrası tufan diyenleri' not alıyormuş.

İsmi 'Adalet' olan partinin 22 yılında gelir adaletsizliği bile patlamış, asgari ücret 17 bin TL ile açlık sınırı altında kalmış, emeklilere '10 bin lira ile geçineceksin, kaynak yok' resti çekilmiş ama Sayın Erdoğan ise 'seçimden sonrası tufan diyenleri' not alıyormuş.

Siyasette kaos var. Ekonomide kaos var. Futbolda, diyanette, sağlıkta, eğitimde, sokakta, statta kaos var. Ama Sayın Erdoğan ise 'seçimden sonrası tufan diyenleri' not alıyormuş.

Yahu! Avrupa'da bir polis amirinin aldığı maaşa karşılık koskoca devletimizi yöneten bir Cumhurbaşkanımız var. (180 bin eşittir 5 bin kusur Euro)

Onun için tufan, felaket senaryoları boştur. Devlet ve millet o tufanın içinde, o felaketi zaten yaşıyor.

İyi de ne yapacağız?

Oyları böleceğiz. Oylar bölününce rant bölünecek. Rant bölününce seçkin değil seçilmiş olduklarını, efendi değil hizmetkar olduklarını anlayacaklar.

Detaylarını BTP lideri Hüseyin Baş'tan dinleyelim;

"İnsanımız, hayat pahalılığı ile sınanırken öte yandan 20 yıllık bir kötü yönetimle, kötü iktidarla da sınanıyor. En büyük sınavımız buydu zaten. Bu 20 yılı kazasız belasız atlatırız diye umuyorduk ama pek öyle olmadı. Dolayısıyla önümüzdeki yerel seçim bunu değiştirebilmek için büyük bir fırsattır…

'Alışkanlıklarınızı değiştirmeden değişim gelmez'

Yaşanan ağır ekonomik kriz seçmenin kararını belirlemesinde tabii ki belirleyici olacak. İnsanımız ciddi anlamda bezmiş durumda, evine ekmek götüremeyen milyonların olduğu bir ülkede yaşıyoruz. Emeklilerin hayatını kurgulayamadığı, asgari ücretlilerin geçinemediği, işçilerin yarınını göremediği bir ülkede yaşıyoruz. Ekonomik kriz elbette belirleyici olacaktır.

Benim en büyük tavsiyem, bundan kurtuluş yolu, yıllardır sürdürdüğümüz alışkanlıkları tekrar etmek değildir.

Alışkanlıklarımızı değiştirirsek toplum olarak bu krizden de kurtulabiliriz, bu kötü yönetimden de kurtulabiliriz.

Biz eğer yıllardır yaptığımız alışkanlıkları, oy tercihlerimizi aynı şekilde kullanmaya devam edersek, bu iktidar gitsin diye aynı partileri desteklemeye devam edersek ne yazık ki bu değişim hiçbir zaman gerçekleşemeyecektir çünkü az önce de söylediğim gibi birbirini ayakta tutan iki unsurdan bahsediyoruz.

'Oyları bölün!'

Bir de 'oyları bölmeyin' diye çok popüler bir söylem başladı. Oyları bölmeyelim mantığı aslında şu; 'Bizim rantımızı bölmeyin' gibi bir istekleri var. Aslında, 'Bizim rantımızı bölmeyin' diyorlar. Oysa tam tersi oyların bölünmesi lazım, Türkiye'de insanların tercihlerini değiştirebilmesi lazım. Siyasilerin baskılarıyla, propagandalarıyla aynı şeyleri tercih etmekten vazgeçmenin vakti gelmiştir.

'Benim diktatörlüğüm devam edecek kavgası'

Şu anda iktidarla muhalefet arasındaki tartışma hususu şudur; ben senin diktatörlüğünü beğenmiyorum, seni indireceğim ve kendi diktatörlüğümü kuracağım…

Biri diyor ki, 'hayır benim diktatörlüğüm devam edecek, diğeri diyor ki hayır senin diktatörlüğün devam etmeyecek benim diktatörlüğüm gelecek.

Bu kavganın mezesi olmamıza hiç gerek yok. Sorgulayıcı akıllı, eleştirel mantıkla ortaya düşüncelerimizi koyduğumuzda şunu görürüz; hiçbirini desteklemenin bize hiçbir faydası yoktur. Bilakis oyumuzun boşa gitme sebebi yıllardan beri aynı siyasi partileri desteklememiz, onlara oy vermemizdir."

QOSHE - Erdoğan ‘seçimden sonrası tufan diyenleri’ not alıyormuş - Akın Aydın
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Erdoğan ‘seçimden sonrası tufan diyenleri’ not alıyormuş

78 1
23.03.2024

Öyle bir anlayış ki 22 yıldır ne mazereti bitti ne de şikayeti. Oysa o koltuklar mazeretleri bitirme, şikayetleri çözme koltuklarıydı. Karıştırdılar demek ki!

AKP genel başkanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan seçim meydanlarında insanımıza; 'Seçim sonrası için felaket senaryoları yazarak ekonomi programını sabote etmek için çalışanlar var, onları da yakından takip ediyoruz' dedi.

Kimi takip ettiriyor bilmem ama iş felaket senaryosu olunca birkaç cümle yazmak geldi içimden.

Senaryo değil, gerçek bunlar gerçek

Ne seçimden sonrası? Ne senaryosu? Millet zaten felaketin içinde. Senaryo değil gerçek bunlar gerçek.

Bundan tam 11 yıl önce "Biz göreve geldiğimizde faiz oranı yüzde 47 idi. Nereden nereye geldiğimizi hep birlikte görüyoruz" diyen Erdoğan tam 11 yıl sonra faizi % 50'ye çıkardı.

1 dolar 33 TL'yi zorluyor, benzin-mazot 45 TL'ye gelmiş, Merkez Bankası bile yıl sonu enflasyon tahminlerini yükseltiyor.

Sayın Erdoğan ise 'seçimden sonrası tufan diyenleri' not alıyormuş.

İsmi 'Adalet' olan partinin 22 yılında gelir adaletsizliği bile patlamış, asgari ücret 17 bin TL ile açlık sınırı altında kalmış, emeklilere '10 bin lira ile geçineceksin, kaynak yok' resti çekilmiş ama Sayın Erdoğan ise 'seçimden sonrası tufan diyenleri' not alıyormuş.

Siyasette kaos var. Ekonomide kaos var. Futbolda, diyanette, sağlıkta, eğitimde, sokakta, statta kaos var. Ama Sayın Erdoğan ise 'seçimden sonrası tufan diyenleri' not........

© Yeni Mesaj


Get it on Google Play