Yeniden Refah Partisi yerel seçimlerde İsrail, Filistin ve faiz başlıklarında yani Erdoğan taktiğiyle Erdoğan'ı nakavt ettiği gibi Saadet Partisini baypas etti.

İsrail başlığını sıcak tutan Fatih Erbakan'a, bir tek BTP Lideri Hüseyin Baş, 'İsrail ile 20'den fazla anlaşma yapan senin baban değil miydi' sorusunu sordu.

Fatih Erbakan, iddia sahiplerine 'hodri meydan, ispatlayın siyaseti bırakacağım' resti çekmek yerine babasını taklit ederek, 'ba ba ba şunlara' cevabını verdi.

Hodri meydan çekebilir miydi? Asla. Ortada devlet kayıtları, atılan resmi imzalar var.

Şu bir gerçek ki şimdi çoğalsalar da bu zihniyet ne yiyor, ne içiyor ise gerçekleri çok iyi inkâr edip, bir de insanları buna inandırıyorlar.

En başa gidersek! Türkiye siyasetindeki İslamcı, muhafazakâr ve milliyetçi anlayışların patenti ABD'ye aittir ve komünist Rusya'ya karşı kullanmak için dizayn edilmiştirler.

Komünizmin çöküşünden sonra sıra İslam dünyasına geldi. İslam dünyasının siyasi kuşatma ve askeri çökertme projesinin adı Büyük Ortadoğu Projesidir.

'Müslümanları bölük bölük Hristiyan yapma ama kendilerini, Müslüman zannettirme' projesinin adı da 'Medeniyetler İttifakı, kültürlerarası ya da dinler arası diyalog' projeleridir.

Evet, Erdoğan üzerindeki milli görüş gömleğini çıkardığını bizzat itiraf etmişti.

Ama Erdoğan'ın da, Milli Görüşçülerinde üzerlerinde İsrail, ABD, AB dostluğu, onlar olmadan olmayız itikadı ve dinler arası diyalog gömleği var.

Arşivlerimiz, bu zihniyetlerin kayıtları ile dolu. Bugün hain dedikleri Fethullah Gülen ve yapılanması ile nasıl beraber yürüdüklerini anlatan Merhum Prof. Dr. Haydar Baş Hocamız ve bizlerdik.

Örneğin, Milli Görüş'ün Almanca tanıtım broşüründe, "Milli Görüş nedir?" sorusuna Haç, Hilâl ve Siyon Yıldızı resimleri ile tanımlama getirilmiştir. Bu üçleme Dinler arası Diyaloğun beynelmilel sembolüdür. Hz. İbrahim'de buluşmaya davet vardır, Hz. Muhammed (s.a.v) devre dışı bırakılmıştı.

Milli Nizam, Milli Selamet yani Erbakan'ın hızlı dönemlerinde, Milli Görüş camilerine papazların, heyetler halinde geldiğine çok şahitler vardır. (Yusuf Toraman–1970'li yıllar).

Kuzey Hollanda Milli Görüş Federasyonu, 2003 yılında, Mirac Kandilini papazlarla İncil müzesinde kutlamıştır. Bir önceki yıl da Mevlid Kandilinin, Musa ve Harun kilisesinde kutlandığı ifade edilmiştir.

2004 yılında Milli Görüş camilerinde asılı bir afişte, 26–29 Mayıs 2004'te Hannover'de düzenlenen İslâm haftasına davet var: "Ayrılıkları kaldıralım" sloganıyla Hz. Peygamberin Ravzası ile Donn Kilisesi arasında köprü kurulmuş ve hak ile bâtıl eşitlenmiştir.

İGMG (Milli Görüş'ün) Berlin ve Stutgart teşkilatlarınca 2007 yılı takozlu Hicret takvimlerinde Kelime–i Şehadet 'ten Muhammed Resulullah kısmı çıkartılmıştır.

İGMG (İslâm Toplumu Milli Görüş) sitesinde (26 Kasım 2009) Milli Görüşün Dinler arası Diyaloğa bakışı başlığında, Merkez Camii'nde, 'tek bir tanrıya iman ediyor olmanın manası mucibince' çok sayıda Müslümanın ve Hristiyan'ın katıldığı bir program tertip edildi.

Sitede "tanrının birliği iki dinin de ortak paydasını oluşturuyor" deniyor. İmam ve rahip, Kur'an'dan ve İncil'den alıntılarla bu fikri anlatıyorlar.

Bunlar gibi daha nice belgeler Prof. Dr. Haydar Baş'ın görevlendirdiği bir heyet tarafından bizzat Merhum Erbakan'a sunulmuş ama Erbakan görmezden gelmiş ve geçirtirmiş.

İsrail ve Milli Görüş

Necmettin Erbakan hükümetinin kurulmasıyla beraber, 1996 yılı Temmuz ayında hükümetin onay vereceği düşünülerek iki ülke arasında "Savunma Sanayi İş Birliği" başlıklı ikinci bir anlaşma yapılması planlanmıştır.

(İlk anlaşma: Askeri Eğitim ve İş Birliği Anlaşması: https://mavivatan.net/turkiye-israil-diplomatik-ve-stratejik-iliskisi/ üzerinden okuyabilirsiniz.)

Erbakan Hükümeti, dönemin Genelkurmay 2. Başkanı Çevik Bir'in, İsrail ile imzaladığı "Askerî Eğitim ve İş Birliği Anlaşması'nda olduğu gibi gerçekleşecek ikinci anlaşma içinde gizlilik istemiştir. Necmettin Erbakan bizzat bu şart ile imza atacağını Genelkurmay Başkanlığı'na iletmiştir.

Ne var ki imza tarihinden bir gün önce Hürriyet gazetesi "İsrail'le Gizli İmza" haberiyle anlaşmayı manşetten kamuoyu bilgisine taşımıştır. Anlaşmanın duyulması üzerine Dışişleri ve Milli Savunma Bakanlıkları içeriğine dair kamuoyunu bir gün öncesinde aydınlatmak durumunda kalmıştır.

28 Ağustos 1996 yılında "Savunma Sanayii İş Birliği Anlaşması" kamuoyunun bazı kesimlerinde tepki ile karşılanmasına rağmen imzalanmıştır. Anlaşma ile beraber taraf ülkelerin savunma sanayilerinin ortak aksiyon alması, savunma sanayilerinde karşılıklı olarak teknoloji transferi, uzman eğitimi ve ortak silah üretimi gibi konularda iş birliği gerçekleştirmesi karara bağlanmıştır.

Yapılan anlaşmalar için bakınız https://mavivatan.net/turkiye-israil-savunma-is-birligi-anlasmasi-1996/)

Onursuzca susmak mı, zillete karşı çıkmak mı?

Aynı mahalleden yayın yapan Haksöz dergisi bile Erbakan'ın, İsrail aşkına isyan etmişti. Derginin Eylül 1996 sayısının manşeti şu şekildeydi;

Türkiye-İsrail Savunma Anlaşması Karşısında Onursuzca Susmak mı, Zillete Karşı Çıkmak mı?

Yazıda gündem değerlendiriliyor ve şu cümlelere yer veriliyordu;

"İçeriği ve hatta imza protokolü bile halktan gizlenerek 28 Ağustos 1996 günü Ankara'da imzalanan askeri ve istihbarat içerikli İsrail-Türkiye Savunma Anlaşması, RP Başkanı ve TC Başbakanı Necmettin Erbakan'ın onayıyla gerçekleştiriliyor.

İsrail karşıtlığı nedeniyle kitlelerden oy alan bir partinin, İsrail'le, Müslüman halkların aleyhindeki ve İsrail'in yayılmacı-katil varlığını meşrulaştırıcı bir konumdaki stratejik bir anlaşmaya imza atmasının nedenini iyi niyetli bir yaklaşımla yorumlayabilmenin imkanı yoktur. Bu onursuz ve dayatmacı anlaşma, İslam'a ve İslami gelişmelere karşı düşmanlığını açıkça ilan eden İsrail'i ve Siyonist hedefleri meşrulaştırmaktan öte, ciddi hiçbir anlam taşımıyor.

"İsrail anlaşmasını yırtıp atarız" iddiasıyla iktidara gelen RP kurmayları, bugün nasıl oluyor da, İsrail'le askeri ve istihbarat amaçlı ikinci bir anlaşmaya gizli olarak imza atabiliyorlar?

Anlaşmanın imzalandığı basına sızdıktan sonra, bazı RP kurmaylarının utanmadan değişik mazeretler göstererek anlaşmayı savunmaları ne büyük bir yüzsüzlüktür. "Bu anlaşmayı Türkiye'nin çıkarları için imzaladık" diyenler gerçekten Müslüman olarak mı konuşuyorlar; yoksa Türkiyeci veya devletçi olmayı İslam'a, İslami kardeşliğe tercih mi ediyorlar? Bu ne büyük bir kimlik kirliliği, bu ne büyük bir gaflet ve bu ne büyük bir ihanettir?"

İhanetin diğer bir tanığı daha. Yarın…

QOSHE - Milli Görüşçülerin İsrail ve dinler arası diyalog gömleği -1 - Akın Aydın
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Milli Görüşçülerin İsrail ve dinler arası diyalog gömleği -1

45 8
07.04.2024

Yeniden Refah Partisi yerel seçimlerde İsrail, Filistin ve faiz başlıklarında yani Erdoğan taktiğiyle Erdoğan'ı nakavt ettiği gibi Saadet Partisini baypas etti.

İsrail başlığını sıcak tutan Fatih Erbakan'a, bir tek BTP Lideri Hüseyin Baş, 'İsrail ile 20'den fazla anlaşma yapan senin baban değil miydi' sorusunu sordu.

Fatih Erbakan, iddia sahiplerine 'hodri meydan, ispatlayın siyaseti bırakacağım' resti çekmek yerine babasını taklit ederek, 'ba ba ba şunlara' cevabını verdi.

Hodri meydan çekebilir miydi? Asla. Ortada devlet kayıtları, atılan resmi imzalar var.

Şu bir gerçek ki şimdi çoğalsalar da bu zihniyet ne yiyor, ne içiyor ise gerçekleri çok iyi inkâr edip, bir de insanları buna inandırıyorlar.

En başa gidersek! Türkiye siyasetindeki İslamcı, muhafazakâr ve milliyetçi anlayışların patenti ABD'ye aittir ve komünist Rusya'ya karşı kullanmak için dizayn edilmiştirler.

Komünizmin çöküşünden sonra sıra İslam dünyasına geldi. İslam dünyasının siyasi kuşatma ve askeri çökertme projesinin adı Büyük Ortadoğu Projesidir.

'Müslümanları bölük bölük Hristiyan yapma ama kendilerini, Müslüman zannettirme' projesinin adı da 'Medeniyetler İttifakı, kültürlerarası ya da dinler arası diyalog' projeleridir.

Evet, Erdoğan üzerindeki milli görüş gömleğini çıkardığını bizzat itiraf etmişti.

Ama Erdoğan'ın da, Milli Görüşçülerinde üzerlerinde İsrail, ABD, AB dostluğu, onlar olmadan olmayız itikadı ve dinler arası diyalog gömleği var.

Arşivlerimiz, bu zihniyetlerin kayıtları ile dolu. Bugün hain dedikleri Fethullah Gülen ve yapılanması ile nasıl beraber yürüdüklerini anlatan Merhum Prof. Dr. Haydar Baş Hocamız ve bizlerdik.

Örneğin, Milli Görüş'ün Almanca tanıtım broşüründe, "Milli Görüş nedir?" sorusuna Haç, Hilâl ve Siyon Yıldızı resimleri ile tanımlama getirilmiştir. Bu üçleme Dinler arası Diyaloğun beynelmilel sembolüdür. Hz. İbrahim'de buluşmaya davet vardır, Hz. Muhammed (s.a.v) devre dışı bırakılmıştı.

Milli Nizam, Milli Selamet yani Erbakan'ın hızlı dönemlerinde, Milli Görüş camilerine papazların, heyetler halinde geldiğine çok şahitler vardır. (Yusuf Toraman–1970'li yıllar).

Kuzey Hollanda Milli Görüş Federasyonu, 2003 yılında,........

© Yeni Mesaj


Get it on Google Play