İsrail yaşlıymış, çocukmuş, hamileymiş, hastaneymiş, okulmuş, ekmek alma kuyruğuymuş vs. vahşette sınır tanımıyor. Kutsal günmüş, kutsal aymış, kutsal mekanmış dinlemiyor.

Kendi peygamberlerini katleden bir topluluktan başka bir şey de beklenmezdi zaten. Zalim, zalimliğini yapıyor. Ya diğerleri?

Ramazan ayındayız. Üzerimize konan sineği bile incitmekten haya ettiğimiz günleri yaşıyoruz.

Ama 57 İslam ülkesinde 2 milyar Müslüman nüfusu yöneten ve İslam coğrafyasının ortasındaki bu Müslüman katliamına karşı İsrail'e ile ilişkilerini kesmeyen, tek bir ambargo kararı bile alamayan zengin İslam devlet başkanları nasıl oruç tutuyor, nasıl iftar açıyor? Hangi yüz ile Rahman'a el açıyorlar merak ediyorum?

Ya 2 milyarlık Ümmeti Muhammed?

Şu da acı bir gerçek ki, İslam dünyasındaki halklar, batı dünyasındaki halklar kadar Filistin'e sahip çıkmadı, İsrail'e tepki gösteremedi.

Ülkemizde de aynı! Bir kaç siyasi fenomenin mitingine katılan, birkaç dinci fenomenin vaazıyla lanetler sıralayan, birkaç milliyetçi fenomenin eşliğinde kafe basan, birkaç özgürlükçü fenomenin eşliğinde basın açıklamasına katılan insanlarımız, böylece kendini tatmin etti. Şimdi kimisi iftar açıyor, kimisi şampanya!

Kalplerde olanları Sen bilirsin Ya Rabbi! Bizi affet. Bizi, 'bu zulme neden sessiz kaldınız', sorusuna muhatap etme.

Evveli ve ahiri bilen Sensin Ya Rabbi! Bugüne kadar dilimiz ile kalbimiz ile zulme ve zalimlere hep karşı olduk.

Eğer ben böylesine zengin bir coğrafyada tarihi şan ile dolu Türk Milletinin başında ben olsaydım…

Eğer güç ve iktidar sahibi olsaydım…

Eğer bana, ümmetin lideri deniliyor olsaydı…

Eğer bana, dünya lideri deniliyor olsaydı…

Eğer bana, Filistin davasını sahibi deniliyor olsaydı...

İsrail bir tek Müslümanı bile incitemezdi. Daha ilk günden İsrail'e, 'halkını yaşatmak için Müslümanı yaşatmak zorundasın' ayarını verirdim.

Ama bunlar ıslah olmaz bir kavim. O zaman tedbirimi alırdım. İlk Müslümanı katlettikleri gün elçimi çağırır, elçilerini gönderirdim.

Anında siyasi ve ekonomik anlaşmaları askıya alırdım. Askeri anlaşma zaten yapmazdım.

Önce ülkemdeki İsrail markalarının temsilcilerini çağırır ve İsrail ile görüşün, açıkça tarafınızı seçin, der, şıkları önlerine koyardım. Ve halkımın karşısına çıkar ve tarafını İsrail'den yana seçenleri topyekûn boykot kararı alırdım. Bunlar işin basit olanı.

Başta İran, Mısır, Suudi-i Arabistan ve Katar olmak üzere İslam devletlerini yönetenleri bir araya toplar, 'gün, imanımızı ispat etme günüdür, var mısınız' çağrısı yapardım.

İmanı olan bu çağrıya sessiz kalamazdı. Kalırsa, halkı, onu o koltukta barındırmazdı.

Bu birliği gören İsrail zaten kuyruğunu toplayıp, inine çekilirdi. Ha ABD ve AB desteği ile çekilmedi, zulmüne devam etti.

Petrol, doğalgaz vanalarını kapat. Yiyeceğini, içeceğini gönderme. Emperyalizme karşı Çin, Rusya ve orta Amerika ülkeleri ile birkaç kağıt imzala.

Emin olun ABD ve AB vatandaşları anında kendi devletlerini sorgular. Çünkü batı halkları zoru görmemiş ve hayatı seviyorlar. Azıcık zoru göster, bak nasıl hizaya geliyorlar.

İktidar bende olsaydı ve bana ümmetin lideri vasfı layık görülmüş olsaydı zaten ümmeti böyle bir zillete düşürmezdim. En azından bu uğurda mazeret üretmekten Allah'a sığınır ve bu uğurda can verirdim.

Sayın Erdoğan ne diyor?

Açıklanan rakamlara göre 33 binden fazla Müslüman katledildi. Yüz binlercesi yaralandı ve yaşam alanları yok edildi.

Vahşetin başlangıcından bugüne birkaç miting yapan, seçim meydanlarında İsrail'i kınayan Sayın Erdoğan en son; "Sahne önünde İsrail'i eleştiren ama İsrail'e katliamlarını yapabilmesi için mühimmat desteği veren batılı ülkelerin münafıklığı Gazze'yi dünyanın en büyük çocuk mezarlığına çevirdi' sözleriyle bir kez daha topu başkalarına attı.

Başka mı? Başka bir şey yapmadı. Ne bir anlaşmayı iptal etti, ne bir gemiye, İsrail'e gitme' dedi. Ne Kürecik'i, ne İncirlik'i kapattı.

Filistin davasının sahibi (!) Sayın Erdoğan, İsrail'e soykırım davası bile açamadı. Hıristiyanların yönettiği Güney Afrika Cumhuriyeti açtı.

Nas ne diyor?

"Ey iman edenler! Yahudileri ve Hristiyanları veli-dost edinmeyin. Onlar, birbirlerinin velileridir (dostlarıdırlar). Sizden kim, onları dost edinirse şüphesiz o da, onlardandır. Allah zalimler topluluğunu hidayete erdirmez." (Maide 51)

Hz. Peygamber (s.a.v) buyurdu ki; "Sizden kim bir kötülük görürse onu eliyle değiştirsin; buna gücü yetmezse diliyle düzeltsin; buna da gücü yetmezse kalbiyle ona buğz etsin… Bu ise imanın en zayıf derecesidir.'' (Müslim, İman 78; Tirmizî Fiten 1I; Nesâî, İman 17; İbn Mâce, Fiten 20).

"Ruhum kudret elinde olan Allah'a yemin olsun ki, ümmetimden zulmü ve batılı engellemeye takatları olduğu halde geri durup, zalimlere yağcılık yapanlar, kabirlerinden maymunlar ve domuzlar suretinde diriltileceklerdir" (Deylemî, Kenz'ul Ummal, 5605, 3/83; Suyutî, Durr'ul Mensur, 3/127).

Bir de fetva geldi

Gazze Alimler Heyeti Başkanı Mervan Ebu Ras ve Muhammed Hasan Dedo öncülüğünde dünya genelinden 100'den fazla alim ve vaiz 'Gazze Fetvası' yayınladı:

Gazze'ye başlatılan saldırılardan önce yapılmış olsa dahi işgalcilerle yapılan her türlü ticari anlaşma şer'en hükümsüzdür ve haramdır.

İsrail'i ve onları destekleyenlerin ürünlerini boykot etmek farz, onlardan mal almak ve onlara mal satmak haramdır.

Yahudilerin Kudüs, Aksa ve Gazze'ye yönelik saldırıları Müslümanların savunma cihadı yapmasını gerektirmektedir.

Gazze'yi desteklememek cihattan kaçmaktır. Cihat herkes üzerine farz kılınmıştır.

Sınırları ve kapıları kapatmak Allah'a ve Resulüne ihanettir. Özellikle de can damarı olan Refah sınır kapısı, Allah yolunda cihat edenlerin yüzüne kapatılması hiçbir şekilde caiz değildir.

Filistin topraklarını gasp eden, evlerini işgal eden, suç örgütüne bağlı olan her kişi, cinsiyeti ve tanımı ne olursa olsun barışçıl bir sivil değil, bir saldırgan, terörist ve savaşçıdır.

Müslüman halkın elinden geldiğince seferber olması, elindeki tüm imkanlarla düşmana saldırması veya düşmanın ve destekçilerinin elçiliklerine giderek protesto etmesi farzdır."

Bakalım bu fetvaya boynunda İngiliz, Yunan ipi olan bizdeki fetvacılar ne diyecek?

QOSHE - Müslümanların kan ile iftarı ve son fetva - Akın Aydın
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Müslümanların kan ile iftarı ve son fetva

18 11
22.03.2024

İsrail yaşlıymış, çocukmuş, hamileymiş, hastaneymiş, okulmuş, ekmek alma kuyruğuymuş vs. vahşette sınır tanımıyor. Kutsal günmüş, kutsal aymış, kutsal mekanmış dinlemiyor.

Kendi peygamberlerini katleden bir topluluktan başka bir şey de beklenmezdi zaten. Zalim, zalimliğini yapıyor. Ya diğerleri?

Ramazan ayındayız. Üzerimize konan sineği bile incitmekten haya ettiğimiz günleri yaşıyoruz.

Ama 57 İslam ülkesinde 2 milyar Müslüman nüfusu yöneten ve İslam coğrafyasının ortasındaki bu Müslüman katliamına karşı İsrail'e ile ilişkilerini kesmeyen, tek bir ambargo kararı bile alamayan zengin İslam devlet başkanları nasıl oruç tutuyor, nasıl iftar açıyor? Hangi yüz ile Rahman'a el açıyorlar merak ediyorum?

Ya 2 milyarlık Ümmeti Muhammed?

Şu da acı bir gerçek ki, İslam dünyasındaki halklar, batı dünyasındaki halklar kadar Filistin'e sahip çıkmadı, İsrail'e tepki gösteremedi.

Ülkemizde de aynı! Bir kaç siyasi fenomenin mitingine katılan, birkaç dinci fenomenin vaazıyla lanetler sıralayan, birkaç milliyetçi fenomenin eşliğinde kafe basan, birkaç özgürlükçü fenomenin eşliğinde basın açıklamasına katılan insanlarımız, böylece kendini tatmin etti. Şimdi kimisi iftar açıyor, kimisi şampanya!

Kalplerde olanları Sen bilirsin Ya Rabbi! Bizi affet. Bizi, 'bu zulme neden sessiz kaldınız', sorusuna muhatap etme.

Evveli ve ahiri bilen Sensin Ya Rabbi! Bugüne kadar dilimiz ile kalbimiz ile zulme ve zalimlere hep karşı olduk.

Eğer ben böylesine zengin bir coğrafyada tarihi şan ile dolu Türk Milletinin başında ben olsaydım…

Eğer güç ve iktidar sahibi olsaydım…

Eğer bana, ümmetin lideri deniliyor olsaydı…

Eğer bana, dünya lideri deniliyor olsaydı…

Eğer bana, Filistin davasını sahibi deniliyor olsaydı...

İsrail bir tek Müslümanı bile incitemezdi. Daha ilk günden İsrail'e, 'halkını yaşatmak için Müslümanı yaşatmak zorundasın' ayarını verirdim.

Ama bunlar ıslah olmaz bir kavim. O zaman tedbirimi alırdım. İlk Müslümanı katlettikleri gün elçimi çağırır, elçilerini gönderirdim.

Anında siyasi ve ekonomik anlaşmaları........

© Yeni Mesaj


Get it on Google Play