Acaba dizi senaristleri mi, siyasetçilerden etkileniyor yoksa siyasetçiler mi dizilerden, sorusunu aklıma getirdi!

Şu 'Yasak Elma' dizisi ve onun muhafazakar versiyonu 'Kızılcık Şerbeti' dizinde olduğu gibi siyasette de kim kiminle, nerede, ne yapıyor belli değil. Her şey birbirine girmiş vaziyette.

Malum Sayın Erdoğan'ın son günlerde kullandığı 'gölgemizde yürüyenler' tabiri var.

Erdoğan'ın gölgesinde kim var? 'Şeyh Said Kürt İslam Devleti kuracaktı' diyen HÜDA-PAR anlayışı.

Başka? "Hınıslı Sait bir vatan hainidir. Yaşadığı dönemin terörist başıdır. Kim övgü ile bahsediyorsa onunla aynı çukurdadır" diyen Devlet Bahçeli ve partisi var.

Başka? Yunan uçaklarından Anadolu'ya atılan ve emperyalistlere karşı savaşan Atatürk'ü, Türk Milletini kafir ilan eden padişah fetvasının altında imzası olan İskilipli Atıf'ın mezarını ziyaret edip, dua (!) eden Mustafa Destici ve partisi BBP var.

Birde Y. Refah vardı. Özellikle İstanbul ve Urfa başta olmak üzere kritik illerden aday çıkarmalarına Sayın Erdoğan çok bozuldu ve anında hükmünü açıkladı; 'Gölgemizde yürüyüp bize çelme takmaya çalışanlar'

Karşıdan, Necmettin Erbakan vurgusu ile cevap geldi; 'Sen, kimin gölgesinde yürüyüp, çelme taktın?'

Erdoğan cephesinden bir ses yükseldi; 'bunlar İstanbul'da CHP'nin kazanmasını istiyor'

Karşıdan cevap geldi; 'DEM, İstanbul'da aday çıkararak Erdoğan'ın kazanmasını istiyor'.

Bu arada YRP Milletvekili Pamukçu partisinden istifa etti, AKP'ye katıldı. AKP'den istifa edenleri, AKP adaylarına karşı aday çıkaranları hain ilan edenler bu katılımı adeta iman kabul etti.

Tabi bu istifa düelloyu iyice ateşlendirdi. İşi Merhum Erbakan'a götürdüler. Eski Milli Görüşçüler, Erdoğan konusunda Erbakan'ı defalarca uyardıklarını ama dinlemediğini açıkladılar.

Hamle sırası Erdoğan cephesine geçti ve Erdoğan cephesi içerden hamle yaptı. Yeniden Refah Partisi MKYK Üyesi Abdurrahman Akyüz, "Erbakan Hocam olsaydı Murat Kurum'u belediye başkanı yapmamızı beklerdi" diyerek mezar altı okuma ustalığını gösterdi.

İş büyüyor, zaman daralıyordu ve Fatih Erbakan'dan, Erdoğan'a İsrail resti geldi; 'Sizi, biz değil İsrail ile ticaretiniz bitirecek'.

Hüseyin Baş 'dur' dedi

Bu dinci güruhta İsrail-Filistin başlığı açtın mı akan sular bir duruyor ama BTP Liderinin buna itirazı vardı ve 'durun, siz kardeşsiniz' dedi. Bakın nasıl bir kardeşlikleri var?

''Şimdi bir tanesi çıktı, iktidarın oylarını bölüyormuş! Bütün siyasetini Filistin'in üzerine inşa etti.

Hatta son günlerde çok popüler oldu, bir bilgi vermiş ve demiş ki; Mescid-i Aksa'nın etrafına dolandırılan dikenli tel Türkiye'den gidiyor.

Yani 'Bu hükümet İsrail ile iş birliği içinde' demek istiyor. Dolayısıyla hükümetin eli ayağı birbirine dolandı, 'Biz ne cevap vereceğiz şimdi' diye.

Vereceğiniz cevap belli: 'Senin baban değil miydi İsrail ile 20 tane gizli anlaşma yapan' diyeceksiniz.

Diyeceksiniz ki 'Senin baban değil miydi İsrail ile askeri anlaşma yapan, İsrail ile istihbarat anlaşması yapan, İsrail ile su anlaşması yapan. Bu anlaşmalara 'Tabu yıkan anlaşmalar' diyen senin baban değil miydi?

Bunu diyecek hükümet ama diyemiyor. Niye? Çünkü kendileri de o babanın evladı. Yani şunu bilin arkadaşlar, siyaset ne yazık ki sahteleşti.''

Günün sonunda sorsan hepsi ilahi Kelimetullah için nefes alıyor, hepsi milliyetçi, hepsi İsrail düşmanı, hepsi bu milletin aşığı. Yersen afiyet olsun.

Hüseyin Baş'tan CHP ve paydaşları da nasibini aldı

"Arkadaşlar zannediyoruz ki sadece Atatürk karşıtları Atatürk'le kavga ediyor. Bir de Atatürkçü gibi olup Atatürk'le kavga edenler var. Bu daha vahim bir tablo.

Adamlar Seyit Rıza'yı anmaktan bir hal oldu, adamlar Şeyh Said'i anmaktan bir hal oldu. Adamlar Atatürk'ün kurduğu cumhuriyete sahip çıkacak ne kadar fikir varsa buna düşman olup, başkaca fikirlerle yürümekten bir hal oldu. Bakıyorsunuz oturdukları masalarda yanlarında oturanlar bile cumhuriyet düşmanları."

Aksini iddia edebilecek olan var mı?

Bir de laiklik var

CHP zihniyetinin yıllardan beri 'laiklik elden gidiyor' naralarıyla dinci ve sözde milliyetçi siyaseti bu milliyetin başına musallat etmiştir. Şu da bir gerçek artık laiklikte ellerinden gidiyor.

Atatürk'ün her ilkesi önemli değil mi?

BTP lideri Hüseyin Baş bu noktada da CHP zihniyetine ayar verdi ve dedi ki;

"Türkiye'de ekonominin devletçi ekonomi olması gerektiğini savunan yegane siyasi parti Bağımsız Türkiye Partisi'dir. Devletçi ekonomi Atatürk'ün tezi. Ben, 'laikliği kaldıralım' desem ne yaparsınız, hepimiz ortalığı ayağa kaldırırız.

Peki devletçilik ilkesi bu ülkeden yok edildi. Hiçbir siyasi parti devletin de bir oyuncu olarak, regülatör olarak piyasada olması gerektiğini savunmuyor. Bunu bir tek biz savunuyoruz ve bu Atatürk'ün tezi atını çiziyorum.

Atatürk'ün devletçilik ilkesi ortadan kaldırılırken niye laikliğe verdiğimiz tepkiyi vermiyoruz?

Burada sorgulanacak kişi ben değilim, sorgulanacak kişi 20 yıldır iktidarı iktidarda tutan muhalefet ve o muhalefeti muhalefette tutan iktidardır.

Türkiye'de bugün yeni isimlermiş gibi ortaya çıkan insanlar da aslında 20 yıldan beri Meclis koltuklarını işgal eden insanlar, başka insanlar değil ki."

Artık prangalardan kurtulma vaktidir…

QOSHE - Siyasetçiler Yasak Elma ve Kızılcık Şerbeti dizilerini mi izliyor! - Akın Aydın
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Siyasetçiler Yasak Elma ve Kızılcık Şerbeti dizilerini mi izliyor!

43 4
28.03.2024

Acaba dizi senaristleri mi, siyasetçilerden etkileniyor yoksa siyasetçiler mi dizilerden, sorusunu aklıma getirdi!

Şu 'Yasak Elma' dizisi ve onun muhafazakar versiyonu 'Kızılcık Şerbeti' dizinde olduğu gibi siyasette de kim kiminle, nerede, ne yapıyor belli değil. Her şey birbirine girmiş vaziyette.

Malum Sayın Erdoğan'ın son günlerde kullandığı 'gölgemizde yürüyenler' tabiri var.

Erdoğan'ın gölgesinde kim var? 'Şeyh Said Kürt İslam Devleti kuracaktı' diyen HÜDA-PAR anlayışı.

Başka? "Hınıslı Sait bir vatan hainidir. Yaşadığı dönemin terörist başıdır. Kim övgü ile bahsediyorsa onunla aynı çukurdadır" diyen Devlet Bahçeli ve partisi var.

Başka? Yunan uçaklarından Anadolu'ya atılan ve emperyalistlere karşı savaşan Atatürk'ü, Türk Milletini kafir ilan eden padişah fetvasının altında imzası olan İskilipli Atıf'ın mezarını ziyaret edip, dua (!) eden Mustafa Destici ve partisi BBP var.

Birde Y. Refah vardı. Özellikle İstanbul ve Urfa başta olmak üzere kritik illerden aday çıkarmalarına Sayın Erdoğan çok bozuldu ve anında hükmünü açıkladı; 'Gölgemizde yürüyüp bize çelme takmaya çalışanlar'

Karşıdan, Necmettin Erbakan vurgusu ile cevap geldi; 'Sen, kimin gölgesinde yürüyüp, çelme taktın?'

Erdoğan cephesinden bir ses yükseldi; 'bunlar İstanbul'da CHP'nin kazanmasını istiyor'

Karşıdan cevap geldi; 'DEM, İstanbul'da aday çıkararak Erdoğan'ın kazanmasını istiyor'.

Bu arada YRP Milletvekili Pamukçu partisinden istifa etti, AKP'ye katıldı. AKP'den istifa edenleri, AKP adaylarına karşı aday çıkaranları hain ilan edenler bu katılımı adeta iman kabul etti.

Tabi bu istifa düelloyu iyice ateşlendirdi. İşi Merhum Erbakan'a götürdüler. Eski Milli Görüşçüler, Erdoğan konusunda Erbakan'ı defalarca........

© Yeni Mesaj


Get it on Google Play