Önceden yaptıkları sinsi planın bir gereği olarak, abileri, Yusuf'u kuyuya atıp akşam eve, canhıraş feryatlarla, gözyaşları içinde dönüyorlar ve Peygamber olan babaları Yakup aleyhisselama, 'Yusuf'u kurt yedi' yalanını söylüyorlar.

Avladıkları bir kuşun kanı ile kana buladıkları 'kanlı gömlek' de ellerinde olduğu halde…

Bu yaman haberin, bir baba için tek kelime ile korkunç olan bu haberin ardından, Yakup Peygamberle oğlu Yusuf'un vuslatı, kavuşmaları arasında en az kırk yıl olduğunu söylüyor tefsirler.

Hangi tarihlerde başladığını kestirmek elbette zor ama hayli uzun asırlardan beri, İslam coğrafyasını yönetenler, ne yazık ki her devirde 'Yusuf'u kurt yedi' yalanı ile talanlarını ve yolsuzluklarını sürdürüyorlar.

Niye yoksuluz, kaynaklarımıza ne oldu, neden insanca yaşanacak bir ülke olamıyoruz, niçin gençlerimizin, yetişmiş beyinlerimizin gözleri hep dışarda, dış ülkelerde?

Bütün bu sorulara verilen cevap, 'Yusuf'u kurt yedi' yalanından farksız, 'dış güçler efendim!'

İlim ve bilim namusu olan tüm bilginler ve bilge insanlar, öteden beri Müslümanların üzerinde oturdukları coğrafyaların, yer altı ve yer üstü kaynakları ile dolu olduğunu, dünyanın diğer bölgelerine göre daha zengin kaynaklara sahip olduğunu hep söylemiş yazmışlar, söyleyip yazmaya da devam ediyorlar.

Yaşadığımız zaman dilimi de bu bilimsel tespitleri doğruladığı halde, söz konusu coğrafyada yaşamakta olan iki milyarlık Müslüman nüfusun el an yaşamakta oldukları perişanlıkları, derin yoksullukları ve dayanılmaz boyuttaki keşmekeşlikleri nasıl izah edeceğiz?

Söz konusu coğrafyalardaki yöneticilere sorarsanız, bizimkilerden çok iyi bildiğimiz üzere, bu millet niye yoksul, bu memleketin kaynakları nereye ve kime akıtılıyor, nüfusun büyük çoğunluğu neden bir lokma ekmeğe muhtaç?

Cevap hazır; 'dış güçler'…

Peki, sizler bu ülkelerin, bu milletlerin yönetimine talip olmuşsunuz, yönetim emanetini omuzlarınıza almışsınız, her türlü emanete sahip çıkacağınıza söz vermişsiniz, yönettiğiniz halka ait olan kaynakları, dış güçler dediğiniz haramilere karşı niye korumadınız?

Yusuf'u babalarından almak, ayırmak için, sinsi planlarını bir dağın başında uygulamak için, babanın; 'korkarım ki siz oyuna-eğlenceye dalarsınız da Yusuf'u kurtlara kaptırırsınız' şeklindeki itirazına karşı, 'bizler, güçlü-kuvvetli ve kalabalık bir topluluk iken Yusuf'u kurda kaptırırsak, gerçekten hüsrana uğrayanlardan oluruz' dedikleri gibi, sizler de bu çok mühim yönetim emanetine talip olurken, kitleler huzurunda envai çeşit yeminler etmemiş miydiniz?

Ne yazık ki, eyvahlar olsun ki, tüm İslam coğrafyasında 'Yusuf'u kurt yedi' yalanı devam ediyor ve bu yalan üzerinden talanlar ve soygunlar dahi devam ediyor.

QOSHE - 'Yusuf’u kurt yedi' yalanı devam ediyor - Aziz Karaca
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

'Yusuf’u kurt yedi' yalanı devam ediyor

16 1
22.03.2024

Önceden yaptıkları sinsi planın bir gereği olarak, abileri, Yusuf'u kuyuya atıp akşam eve, canhıraş feryatlarla, gözyaşları içinde dönüyorlar ve Peygamber olan babaları Yakup aleyhisselama, 'Yusuf'u kurt yedi' yalanını söylüyorlar.

Avladıkları bir kuşun kanı ile kana buladıkları 'kanlı gömlek' de ellerinde olduğu halde…

Bu yaman haberin, bir baba için tek kelime ile korkunç olan bu haberin ardından, Yakup Peygamberle oğlu Yusuf'un vuslatı, kavuşmaları arasında en az kırk yıl olduğunu söylüyor tefsirler.

Hangi tarihlerde başladığını kestirmek elbette zor ama hayli uzun asırlardan beri, İslam coğrafyasını yönetenler, ne yazık ki her devirde 'Yusuf'u kurt yedi' yalanı ile talanlarını ve yolsuzluklarını sürdürüyorlar.

Niye yoksuluz, kaynaklarımıza ne oldu, neden insanca yaşanacak bir ülke olamıyoruz, niçin gençlerimizin, yetişmiş beyinlerimizin gözleri hep dışarda, dış ülkelerde?

........

© Yeni Mesaj


Get it on Google Play