Başımıza neler geldi neler…

Başınıza neler geldi neler…

Başlarına neler geldi neler…

Bütün bu çektiklerimizin, topyekûn ülkenin çektiklerinin ana sebeplerinden biri, elbette ki doymayan gözler…

Kimileri, bazıları, bir türlü doymayan gözleri yüzünden, açgözlülüğün zirvesini yaşamaları yüzünden, kendilerinde, insan içine çıkacak yüz bırakmayacak kadar paraya-pula, araziye-arsaya, dağa-denize, yaylaya-ovaya saldırdılar.

Mala-mülke saldırmayı, mal-mülk toplamayı o kadar ileri götürdüler ki, sadece yaşadıkları şehirlerde değil, sadece yaşadıkları ülkede değil, erişebildikleri başka başka diyarlarda da tapular edinmeye başladılar.

'Kefenin cebi yok' ikazı, 'Mal sahibi mülk sahibi/ Hani bunun ilk sahibi/ Mal da yalan mülk de yalan/ Var biraz da sen oyalan' tarzındaki uyarılar, onlar için sadece birer edebi cümle olmaktan öteye geçmediğinden, geçemediğinden, kalplerinde zerre kadar bir ürperti meydana getiremediğinden olacak ki, her fırsatı mal toplamak için kullandılar.

Doymayan gözlerden ve ürpermeyen kalplerden ötürü başımıza, başınıza ve başlarına neler geldi neler…

Onların bu çılgınca mal toplama, servet biriktirme, ulaşabildikleri her kaynağa çökme kara sevdaları yüzünden milletin büyük çoğunluğu aç kaldı.

'Milletin çoğunluğu aç kaldı' cümlesi, siz dahi çok iyi biliyorsunuz ki, öylesine lafın gelişi olarak söylenmiş bir cümle değil.

Bu ülkede artık, nüfusun büyük çoğunluğu barınma ve beslenme felaketiyle karşı karşıya.

Bu ülkede artık, Merkez bankasının içine düştüğü, düşürüldüğü borç bataklığından çıkabilmesi için emeklinin çıplak sofrasına salma salınmıştır, beslenme çantasında tek yumurta, üç-beş zeytin olan öğrenciye salma salınmıştır, uyku saatlerinin dışındaki vakitlerini kuyruklarda geçirmek zorunda kalan yoksulların, tam takır kuru bakır cüzdanlarına salma salınmıştır.

Doymayan gözler ve ürpermeyen kalpler yüzünden, ülke hazinesi adeta buharlaştı, binalar artık göklere doğru dikilmeye başladı, ülkenin ormanları ve sahilleri ciddi tehditler altında ama çılgınca saldırılar devam ediyor ve umursamazlıklar artarak devam ediyor.

Bir türlü doymayan gözler ve yaşanan hiç bir acıdan, sancıdan, kitleleri direkt etkileyen bin bir olumsuzluklardan ötürü zerre kadar ürpermeyen kalpler yüzünden, dünya ülkeleri arasında sefalette başı çekiyoruz, perişanlıkta en başlardayız, gelir dağılımındaki adaletsizlikte lider durumundayız, zaten hak-hukuk hak getire…

Mala-mülke, arsaya-tarlaya, sahile-ormana çok aşırı bir hırsla saldıran, gecesini-gündüzünü tapu toplamaya harcayan açgözlülerde bir ürperti kalmamış, zayıflara, acizlere ve yoksullara karşı bir acıma hissi kalmamış, gece yarısından itibaren üç kuruş daha ucuza bir kilo kıyma alabilmek için kuyruğa giren iki büklüm çilekeş insanlara karşı zerre kadar bir acıma duygusu kalmamış.

Doymayan gözler ve ürpermeyen kalpler, koca bir milleti, dertlerden dertlere ve felaketlerden felaketlere sürüklemiş durumda.

'Yolsuzluk hırsızlık değildir' diye fetva veren ulema takımı ise başlı başına bir felaket.

QOSHE - Doymayan gözden ve ürpermeyen kalpten… - Aziz Karaca
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Doymayan gözden ve ürpermeyen kalpten…

21 1
19.04.2024

Başımıza neler geldi neler…

Başınıza neler geldi neler…

Başlarına neler geldi neler…

Bütün bu çektiklerimizin, topyekûn ülkenin çektiklerinin ana sebeplerinden biri, elbette ki doymayan gözler…

Kimileri, bazıları, bir türlü doymayan gözleri yüzünden, açgözlülüğün zirvesini yaşamaları yüzünden, kendilerinde, insan içine çıkacak yüz bırakmayacak kadar paraya-pula, araziye-arsaya, dağa-denize, yaylaya-ovaya saldırdılar.

Mala-mülke saldırmayı, mal-mülk toplamayı o kadar ileri götürdüler ki, sadece yaşadıkları şehirlerde değil, sadece yaşadıkları ülkede değil, erişebildikleri başka başka diyarlarda da tapular edinmeye başladılar.

'Kefenin cebi yok' ikazı, 'Mal sahibi mülk sahibi/ Hani bunun ilk sahibi/ Mal da yalan mülk de yalan/ Var biraz da sen oyalan' tarzındaki uyarılar, onlar için sadece birer edebi cümle olmaktan öteye geçmediğinden, geçemediğinden, kalplerinde zerre kadar bir ürperti meydana getiremediğinden olacak ki, her fırsatı mal toplamak için kullandılar.

Doymayan........

© Yeni Mesaj


Get it on Google Play