Her zaman ve zeminde, her hal ve şartta ve daima imtiyazlı sınıftandırlar.

Halleri var bizimkine benzemez, dilleri var bizimkine benzemez, yolları var bizimkine benzemez ve pulları var bizimkine benzemez.

Milletin hali ile hâllenmedikleri için, bizzat kendilerinin sebep oldukları milletin, çilekeş, perişan ve sefil halinden asla anlamazlar ve milletten bambaşka hallerde ve havalardadırlar.

Zahirde millet ile aynı dili konuşuyor gözükürler ama kendi aralarında, şöhretin ve servetin şımarıklığı ile farklı dilde konuşurlar.

Beş paralık ettikleri ve adeta pula çevirdikleri bu milletin parası, para birimi ile pek işleri olmaz, alışverişleri koltuğa oturdukları günden beri döviz iledir.

Bir yola girseler, kendilerine mahsus yollar ayrılır, sadece arının adını ansalar kendilerine kovan kovan ballar ayrılır, hafif sendeleyecek olsalar kendilerine uzanacak nice eller ayrılır, koklamak istedikleri her zaman ve zeminde kendilerine deste deste güller ayrılır, ihtiyaç duydukları her anda, hizmetlerine koşacak manga manga kullar ayrılır, oynamak istediklerinde kendilerine daima en gözde seneryolardan ve elbette başroller ayrılır.

Milletin oyları ile çıktıkları makamları, servet biriktirmede ve kamu kaynaklarının üstüne çökmede kullanırlar.

Hemen her konuda katı açılmamış yalanlar söyledikleri için, söyledikleri yalan ile öteki arasındaki zamanı yeni yeni yalanlar uydurarak kullanırlar, dolayısıyla milletin asıl işleri ile uğraşmaya, milletin problemlerini çözmeye asla vakitleri kalmaz.

Ağır bir emanet olarak üzerlerine aldıkları yönetim emanetini gerektiği biçimde yerine getirmek için harcayacakları zamanı ve eforu tutar algı oluşturmaya harcarlar, bir zaman sonra algıyı yel alır gider ve toplum can yakıcı problemleri ile ve can yakıcı demet demet dertleri ile baş başa kalır.

Halleri var bizimkine benzemez.

Oturdukları sofralar, sofraları donattıkları bin bir çeşit ziyafetler, milletin sofraları ile ve yedikleri ile kesinlikle alakasızdır.

Bizzat kendilerinin sebep oldukları ve gece yarılarında başlayan ucuz et kuyrukları, ucuz ekmek ve meyve sebze kuyruklarına bakar bakar geçerler, geçer geçer bakarlar.

Milletin parası ile milletin vergileri ile elde ettikleri makamlarda yaşanan bu apayrı haller, bu acayip havalar, bu tepeden bakmalar, zannediyorlar ki ilelebet sürecek…

Ne demişti Aşık Reyhani:

Gözüm yummuş gafletinen giderken

Dediler ki tebdil görmüş kara yer

Dünya varlığını hayal ederken

İki taş bir mezar örmüş kara yer

Sanma bu dünyanın bir vefası var

Aldatır oynatır eder ihtiyar

Ağayla hizmetkâr yan yana yatar

Ne asıl ne nesil sormuş kara yer

Reyhanî farkı ne az ile çoğun

İkisi bir olur var ile yoğun

Mezar bir tarladır insanlar tohum

Her gün dane dane sürmüş kara yer

QOSHE - Halleri var bizimkine benzemez - Aziz Karaca
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Halleri var bizimkine benzemez

15 1
22.04.2024

Her zaman ve zeminde, her hal ve şartta ve daima imtiyazlı sınıftandırlar.

Halleri var bizimkine benzemez, dilleri var bizimkine benzemez, yolları var bizimkine benzemez ve pulları var bizimkine benzemez.

Milletin hali ile hâllenmedikleri için, bizzat kendilerinin sebep oldukları milletin, çilekeş, perişan ve sefil halinden asla anlamazlar ve milletten bambaşka hallerde ve havalardadırlar.

Zahirde millet ile aynı dili konuşuyor gözükürler ama kendi aralarında, şöhretin ve servetin şımarıklığı ile farklı dilde konuşurlar.

Beş paralık ettikleri ve adeta pula çevirdikleri bu milletin parası, para birimi ile pek işleri olmaz, alışverişleri koltuğa oturdukları günden beri döviz iledir.

Bir yola girseler, kendilerine mahsus yollar ayrılır, sadece arının adını ansalar kendilerine kovan kovan ballar ayrılır, hafif sendeleyecek olsalar kendilerine uzanacak nice eller ayrılır, koklamak istedikleri her zaman ve zeminde kendilerine........

© Yeni Mesaj


Get it on Google Play