Yıllardır Anadolu coğrafyasının altı oyuluyor, yeraltı ve yerüstü kaynakları soyuluyor, söz konusu oyma ve soyma eylemleri dünyanın taa öbür ucundan duyuluyor, fakat siz duymuyorsunuz.

Özellikle 2001 yılının Eylül ayında Bağımsız Türkiye Partisi'ni kurduktan sonra merhum Prof. Dr. Haydar Baş, Anadolumuzda var olan maden yataklarını ve çeşitlerini uzun listeler halinde hem televizyonlardan hem de şehirlerin meydanlarından saydığı zaman, "Türkiye'de maden mi varmış?" diyerek dudak büktünüz, fakat çok geçmeden anlaşıldı ve ortaya çıktı ki, çoğu ecnebi şirketlere binlerce, on binlerce maden ruhsatı dağıtmışsınız.

Erzincan/İliç'te hesapsız-kitapsız oluşturulan dağlar yürüyünce, vadileri doldurup yurdun insanının altına alınca facianın ve talanın boyutları ortaya çıktı ama bazıları için hâlâ gerçek ortaya çıkmadı.

Nice asırlar boyunca, bu coğrafya, üzerinde yaşamakta olan mevcut nüfusu tarım ve hayvancılık açısından beslediği halde, çevre ülkelere de ürettiklerinden ihraç ettiği halde, yağışlar bitmiş, sular kurumuşçasına, inekler ve koyunlar üremeyi hepten kesmişçesine, yurdun insanı ete-süte, peynire-yoğurda, tahıla-tohuma muhtaç bırakılmış ama sizler, bütün bu olumsuzlukların müsebbiplerinin peşini bırakmıyorsunuz.

Mevcut siyasi iktidar koltuğa oturduğu zaman, rahatlıkla bir koyunu aldığınız paraya bugün aynı koyunun etinden sadece bir kilo et alabiliyorsunuz ama siz, ısrarla destek olmaktan kendinizi alamıyorsunuz.

Dünyanın muhtelif köşelerinde sıcak savaş halindeki ülkelerde bir yılda gerçekleşen enflasyona bu ülkede sadece bir ayda erişildiği halde, faiz oranlarında tüm ülkeleri bir kaç defa solladığımız halde, bakkalda, markette, pazarda fiyatlar, etiketler günlük ve haftalık değiştiği halde, sizler, halinizi ve huyunuzu değiştirmiyorsunuz.

Hemen yanıbaşımızda, kapı komşusu sayılabilecek mesafedeki Gazze'yi, altı aydan beri gece-gündüz aralıksız bombalayan, hiç tartışmasız soykırım uygulayan katil İsrail ile ticaret utancından vazgeçin diye bu millet adeta yalvarıyor, ama siz hem Gazze'deki hem de buradaki feryatlara kulaklarını tıkayan kadrolara, bir kaş çatma, bir surat asma tavrını dahi göstermiyor, gösteremiyorsunuz.

Katil ve soykırımcı İsrail'in, içme suyu senden, sebzesi-meyvesi senden, demiri-çimentosu senden, çeliği-çelik teli senden, tablo bu iken, bir de hiç utanmadan diyorsun ki; "biz kazanırsak Gazzeli çocuklar sevinecek."

Gerçekten merak ediyoruz, daha nasıl bir yüzsüzlük, daha hangi boyutta bir ikiyüzlülük sergilenecek ki sizler 'yeter artık' diyeceksiniz?

QOSHE - Ne olursa ‘yeter artık’ diyeceksiniz? - Aziz Karaca
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Ne olursa ‘yeter artık’ diyeceksiniz?

23 25
27.03.2024

Yıllardır Anadolu coğrafyasının altı oyuluyor, yeraltı ve yerüstü kaynakları soyuluyor, söz konusu oyma ve soyma eylemleri dünyanın taa öbür ucundan duyuluyor, fakat siz duymuyorsunuz.

Özellikle 2001 yılının Eylül ayında Bağımsız Türkiye Partisi'ni kurduktan sonra merhum Prof. Dr. Haydar Baş, Anadolumuzda var olan maden yataklarını ve çeşitlerini uzun listeler halinde hem televizyonlardan hem de şehirlerin meydanlarından saydığı zaman, "Türkiye'de maden mi varmış?" diyerek dudak büktünüz, fakat çok geçmeden anlaşıldı ve ortaya çıktı ki, çoğu ecnebi şirketlere binlerce, on binlerce maden ruhsatı dağıtmışsınız.

Erzincan/İliç'te hesapsız-kitapsız oluşturulan dağlar yürüyünce, vadileri doldurup yurdun insanının altına alınca facianın ve talanın boyutları ortaya çıktı ama bazıları için hâlâ gerçek ortaya çıkmadı.

........

© Yeni Mesaj


Get it on Google Play