Bu ülkenin yönetici takımı, giyimleri- kuşamları ile, bindikleri aşırı pahalı ve lüks arabaları ile, ülke içinde ve dünyanın değişik yerlerinde uğradıkları, yiyip-içtikleri mekânlar itibariyle yürüyen servet gibiler.

Her biri ayrı ayrı yürüyen servet…

Uzun yıllardan beri yönetmekte oldukları halkın büyük çoğunluğu ise dünya sıralamasında sefalet endeksinde en ön sıralarda.

Yönetici takımının haline, hayatına, gidişine ve gidişatına bakanlar, bu ülke ne kadar müreffeh, ne kadar gelişmiş ve ne kadar zengin bir ülke diye imreniyor.

Bir miktar halkın içine girip, çarşısına-pazarına, evinin mutfağına şahit olanlar ise, beş kuruş sadakaya muhtaç bir halk diye mührünü basıyor.

Meşhur fıkrada olduğu gibi, halkın halini görenler bu ülkede, seferberlik yıllarından, savaş yıllarından kalma müthiş bir kıtlık var diyor, yönetici takımının halini, hayatını, lüks yaşantısını görenler ise, halkın yaşadığı bu kıtlığın sebebi, demek ki bunlarmış diyor.

Söylemeye çalıştığımız bu müthiş çelişkinin en net fotoğrafı, günlerdir televizyonlarda, tartışma programlarında ve sosyal medya mecralarında dönüp duruyor, öyle ki, yediden yetmişe bütün bir millet ezberledi.

Yürüyen servet dediğimiz vekillerden biri, 'işte biz bu milletin taa kendisiyiz' iddiasını ispat etmek için iki kolunu öne doğru uzatıp fotoğraf çekmeye çalışırken, münasebetsizin biri de onun fotoğrafını çekince, kolundaki yaklaşık 560 bin TL'lik saat ortaya çıkmış.

Yürüyen servetlerden biri, servetinin bir bölümünü kulağında, bir kısmını kolunda taşıyormuş meğer.

"Yönettik" zannettikleri ülkenin emeklisi, ayda 10 bin TL'ye talim ediyormuş, iki büklüm ihtiyarların tüm günleri kuyruklarda geçiyormuş, gece yarılarında battaniye sırtında ucuz et kuyruklarında sabahlıyorlarmış, domates elliyi, patates-soğan kırkı çoktan aşmış, bir tek fasulye, evet evet tek fasulyenin fiyatı 3 TL'ye dayanmış… Bütün bunların hiç biri yönetici takımının, yürüyen servetlerin asla umurlarında bile değilmiş.

Söz konusu yönetici takımının bakanlarından biri kameralar önünde; 'Bizler Anadolu'yu talan ettik' diye açık açık itirafa bulunmasına, bakanlardan bir diğeri; İsrail'in bütün katliamlarına rağmen onunla alış-verişe mecburuz, ticari anlaşmalarımız var tarzında açıklama yapmasına rağmen, sayın hacım ve muhterem hocam hâlâ bu takımı savunmak için kıvranıp duruyor.

Anlayan varsa beri gelsin.

QOSHE - Önünde ardında ve kolunda servet… - Aziz Karaca
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Önünde ardında ve kolunda servet…

26 1
24.04.2024

Bu ülkenin yönetici takımı, giyimleri- kuşamları ile, bindikleri aşırı pahalı ve lüks arabaları ile, ülke içinde ve dünyanın değişik yerlerinde uğradıkları, yiyip-içtikleri mekânlar itibariyle yürüyen servet gibiler.

Her biri ayrı ayrı yürüyen servet…

Uzun yıllardan beri yönetmekte oldukları halkın büyük çoğunluğu ise dünya sıralamasında sefalet endeksinde en ön sıralarda.

Yönetici takımının haline, hayatına, gidişine ve gidişatına bakanlar, bu ülke ne kadar müreffeh, ne kadar gelişmiş ve ne kadar zengin bir ülke diye imreniyor.

Bir miktar halkın içine girip, çarşısına-pazarına, evinin mutfağına şahit olanlar ise, beş kuruş sadakaya muhtaç bir halk diye mührünü basıyor.

Meşhur fıkrada olduğu gibi, halkın halini görenler bu ülkede, seferberlik yıllarından, savaş........

© Yeni Mesaj


Get it on Google Play