"Ekonomik istikrarsızlık ortamında devletin ulusal paranın hukuki egemenliğini yıkacak ya da zayıflatacak birçok uygulamalarına şahit olunabilir. Bunlara örnek olarak şu uygulamaları sıralayabiliriz:

1- Yabancı para üzerinden bankacılık sisteminde tasarruf yapılabilmesi.

2- Devletin özelleştirme faaliyetlerinde yabancı paralar üzerinden değerleme yapması.

3- Ödemeyi yabancı para cinsinden kabul etmesi.

4- Devletin yurt içindeki yerleşiklerden yabancı paralar üzerinden borçlanması.

5- Yerleşikler arasında ileriye dönük yükümlülüklerinde yabancı para üzerinden yapılan sözleşmelerin devletçe geçerli kabul edilmesi.

6- Yerleşikler arasındaki yükümlülüklerin nominal değerinin yabancı paralara endekslenmesi.

Bu çeşit uygulamalar yaşamı kolaylaştırsa da ekonomik istikrara ulaşılmasını zorlaştırır.

Parayı para yapan çeşitli hukuki düzenlemelerin yanında paranın basıldığı ülkede tekel olmasıdır.

Ulusal paranın tekel konumu zayıfladığında ya da kaldırıldığında özellikle paranın iç ve dış değerinin istikrarlı olmadığı ülkelerde ulusal paranın para olarak değerlendirilmesinin fazla bir anlamı yoktur. Yüksek enflasyon ortamında ulusal paranın para olma özelliğinin yıprandığı ülkelerde başka ülkelerin paralarının yaygın bir şekilde kullanıldığı (para ikamesi) gözlenir."

Biraz uzun bir alıntı yaptım ama meselenin tam olarak anlaşılması için Dr. Mahfi Eğilmez ve Dr. Ercan Kumcu'nun beraber yazdıkları "Ekonomi Politikası Teori ve Türkiye Uygulaması" kitabının 143 ve 144 sayfalarında özetle bir ekonomide tek para sisteminin olması gerektiği anlatılmaktadır. İşin çarpıcı tarafı mevcut hükümet yukarıdaki uygulamaların tamamını yaparak paramızı sıfırla çarpmayı başarmış durumdadır. Paramızın değersiz paralar sınıfına neden ve nasıl sokulduğunu şimdi daha iyi anlıyoruz değil mi?

Bu alıntıları yapmamın temel sebebi Profesör Doktor Haydar Baş'ın Milli Ekonominin Modeli'nde tanımladığı "milli para" kavramının ne kadar önemli olduğunu altını çizmek içindi.

Profesör Doktor Haydar Baş, özellikle dolarizasyon tehlikesine dikkat çekerek ABD'nin bütün dünyayı bastığı parayla sömürdüğünü ve bundan da Türkiye'nin nasibini aldığını ısrarla vurgulamış ve dedolarizasyonu yani dolardan kurtulmanın mümkün olduğunu bir modelle beraber bir siyasi ve ekonomik programla bütün dünyaya Rus Meclisi DUMA'dan deklare etmişti.

Dr. Mahfi Eğilmez ve Dr. Ercan Kumcu meseleyi teorik olarak ele almış ve çift parası sisteminin durduğu sakıncaları kitaplarında anlatmışlar. Prof. Dr. Haydar Baş dünya ülkelerinin başına bela olan dolar sistemini nasıl bertaraf edeceğini bir modelle izah etmiş günümüzde Rusya, Çin ve BRICS ülkeleri başta olmak üzere birçok ülke tarafından uygulanmış ve bu ülkelerde dolarizasyon oranı sıfıra doğru yaklaşmıştır. Bazı iktisatçılar bu durumun farkına varıp bazı teoriler geliştirseler de bu örnekte olduğu gibi dolara vurgu yapılmıyor sadece çok genel geçer kurallarla beraber bazı atıflar yapılıyor.

Merkez Bankası'nın bastığı paranın 'milli para' olabilmesi için piyasada dolaşan tek para birimi olması lazım. Bir ülkenin bağımsızlığını ve egemenliğini temsil eden bayrak, sancak, sınırlar ve ülkenin resmi dili ile beraber anayasada belirtilen hükümranlık sembolleri ne kadar önemliyse 'milli para' da o derece önemlidir. Nasıl ki özgür bir ülkede iki bayrak, iki ordu, iki emniyet teşkilatı ve iki cumhurbaşkanı olamıyorsa çift parası sisteminin de egemenliği zedeleyen bir tarafı vardır.

Prof. Dr. Haydar Baş, Milli Ekonomi Modeli'nin 98-99 sayfalarındaki bu tespitleri altı çizilmesi gereken önemli vurgulardır:

"Milli para, iktisat literatürüne kazandırdığımız yepyeni bir tanımdır. Milli para milletlerin ürettikleri katma değer ve sahip oldukları kaynaklar karşılığı basılan paradır. Merkez bankalarının kasalarında faizle alınarak tutulan hard currency karşılığı basılan para ulusal para olarak gözükse de 'milli para' ile uzaktan yakından bir alakası yoktur. Bir paranın 'milli para' olup olmadığı üzerinde yerli para yazması ile anlaşılmaz. Burada önemli olan paranın ne karşılığı basıldığıdır. Bugün ülkemizde de olduğu üzere tedavülde olan TL kasamızda bulunan dolar veya avro karşılığı bastığımız paradır. Her ne kadar üzerinde TL de yazsa gerçekte piyasamızda dolaşan para "hard currency" karşılığı olduğu için tarifini yaptığımız 'milli para' değildir."

QOSHE - Eğer milli paranız yoksa - Cihat Tekin
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Eğer milli paranız yoksa

16 26
14.02.2024

"Ekonomik istikrarsızlık ortamında devletin ulusal paranın hukuki egemenliğini yıkacak ya da zayıflatacak birçok uygulamalarına şahit olunabilir. Bunlara örnek olarak şu uygulamaları sıralayabiliriz:

1- Yabancı para üzerinden bankacılık sisteminde tasarruf yapılabilmesi.

2- Devletin özelleştirme faaliyetlerinde yabancı paralar üzerinden değerleme yapması.

3- Ödemeyi yabancı para cinsinden kabul etmesi.

4- Devletin yurt içindeki yerleşiklerden yabancı paralar üzerinden borçlanması.

5- Yerleşikler arasında ileriye dönük yükümlülüklerinde yabancı para üzerinden yapılan sözleşmelerin devletçe geçerli kabul edilmesi.

6- Yerleşikler arasındaki yükümlülüklerin nominal değerinin yabancı paralara endekslenmesi.

Bu çeşit uygulamalar yaşamı kolaylaştırsa da ekonomik istikrara ulaşılmasını zorlaştırır.

Parayı para yapan çeşitli hukuki düzenlemelerin yanında paranın basıldığı ülkede tekel olmasıdır.

Ulusal paranın tekel konumu zayıfladığında ya da kaldırıldığında özellikle paranın iç ve dış değerinin istikrarlı olmadığı ülkelerde ulusal paranın para olarak değerlendirilmesinin fazla bir anlamı yoktur. Yüksek enflasyon ortamında ulusal paranın para olma özelliğinin yıprandığı ülkelerde başka ülkelerin paralarının yaygın bir şekilde kullanıldığı (para ikamesi) gözlenir."

Biraz uzun bir alıntı yaptım ama meselenin tam olarak anlaşılması için Dr. Mahfi Eğilmez ve Dr. Ercan Kumcu'nun beraber........

© Yeni Mesaj


Get it on Google Play