26 Mart 1989 tarihinde yapılan yerel seçimlerde iktidar partisi ANAP, hızla irtifa kaybederek 3. parti konumuna düşmüştü.

Bunun üzerine dönemin DYP Genel Başkanı Süleyman Demirel, Anavatan Partisi'nin aldığı %21.8 oranındaki oyu her konuşmasında gündeme getirerek "Yüzde 21.8 ile iktidar olunmaz. Halkın desteğini çektiği bir iktidarı artık sürdüremezsin." diyerek ANAP'ı devamlı mindere çekip erken seçim çağrıları yapmaya başladı.

Süleyman Demirel 2 yıl boyunca bu çağrısını hemen hemen her gün tekrarladı.

Demirel, ANAP'ın 3. parti konumuna düşerek %21.8 oy almasını iktidarın meşruiyetinin kalmadığı noktasında yorumlayarak ANAP'ı erken seçime zorladı.

Nitekim 1991 yılında yapılan genel seçimleri kaybeden ANAP, iktidardan uzaklaştı.

ANAP'ın iktidardan düşmesinin hikâyesi yerel seçimlerde aldığı yüzde 21.8 oy oranının meşruiyetini sorgular hale getirmesiyle başladı.

Siyasette iktidar alternatifi olan ana muhalefet partisinin asıl amacı iktidarı değiştirmek ve yerine geçmek olması gerekirken günümüzde maalesef işler böyle yürümüyor.

CHP Genel Başkanı Özgür Özel yaptığı açıklamada "Erken seçim çağrısı yapmıyorum" diyerek bence siyaseten çok büyük bir fırsatı tepmiş oldu.

"Seçimlerden bıktık, seçim yorgunuyuz. Seçimler yeni yapıldı. Erken seçim gereksizdir.." sözlerini duyar gibiyim.

Fakat siyasetin doğasında iktidarı yıpratmak, yerinden etmek ve iktidarı değiştirerek yerine geçmek vardır. Siyasi mücadelenin asıl amacı da budur.

CHP bu altın fırsatı Özgür Özel'in bu sözüyle kaçırdı.

CHP yerel seçim başarısını taçlandırmak yerine AKP'yi ve Erdoğan'ı rahatlatan bir açıklama yaptı.

Erken seçim çağrısı yapmak demek iktidarı rahatsız ederek tedirgin etmek ve bulunduğu koltukta onu rahat ettirmemek anlamına geliyor.

Seçmen gerçekten bugün itibarıyla AKP'yi 2. sıraya iterek "Sana güvenmiyorum. Devasa problemleri sen çözemezsin" mesajını çok net bir şekilde demokratik bir ortamda dile getirdi.

Demokrasinin padişahlıktan ve krallıktan üstün tarafı da iktidarın değişiminin kansız, kavgasız ve medeni bir şekilde olmasıdır.

Mutlakiyet rejimlerinde en büyük krizler ve en büyük problemler iktidar değişimi sırasında yaşanan taht kavgaları, taç kavgaları değil miydi?

Bu kutuplaşmalardan milyonlarca insan hayatını kaybetmedi mi? Kardeş kavgaları olmadı mı?

İşte demokrasinin bu iktidar değişimini medeni bir şekilde yapma gibi bir gücü var.

Ana muhalefet partisi olan CHP, erken seçim çağrısıyla beraber iktidara güçlü bir şekilde talip olmazsa o zaman bu yerel seçim galibiyetine de gölge düşürmüş olacak.

QOSHE - Erken seçim çağrısı yapılmalı - Cihat Tekin
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Erken seçim çağrısı yapılmalı

15 6
05.04.2024

26 Mart 1989 tarihinde yapılan yerel seçimlerde iktidar partisi ANAP, hızla irtifa kaybederek 3. parti konumuna düşmüştü.

Bunun üzerine dönemin DYP Genel Başkanı Süleyman Demirel, Anavatan Partisi'nin aldığı !.8 oranındaki oyu her konuşmasında gündeme getirerek "Yüzde 21.8 ile iktidar olunmaz. Halkın desteğini çektiği bir iktidarı artık sürdüremezsin." diyerek ANAP'ı devamlı mindere çekip erken seçim çağrıları yapmaya başladı.

Süleyman Demirel 2 yıl boyunca bu çağrısını hemen hemen her gün tekrarladı.

Demirel, ANAP'ın 3. parti konumuna düşerek !.8 oy almasını iktidarın meşruiyetinin kalmadığı noktasında yorumlayarak ANAP'ı erken seçime zorladı.

Nitekim 1991 yılında yapılan genel seçimleri kaybeden ANAP, iktidardan uzaklaştı.

ANAP'ın iktidardan düşmesinin hikâyesi yerel seçimlerde aldığı yüzde 21.8 oy oranının meşruiyetini sorgular hale........

© Yeni Mesaj


Get it on Google Play