Seçim mağlubiyetinin ardından partisinin MYK'sını toplayan Cumhurbaşkanı Erdoğan yaptığı değerlendirmede, seçimi kaybetmelerinin temel sebebinin sadece ekonomik kriz olmadığını, kan ve ruh kaybının da etkili olduğunu beyan etti.

Erdoğan birkaç sene önce fikr-i iktidar olamadık diyerek esasında bugünkü tehlikeyi haber vermişti.

Yine aynı Erdoğan "Partimizde metal ve mental yorgunluk emareleri görülüyor" tespiti ile yine aynı noktayı işaret ediyordu.

Fakat bu kötü süreci durduracak bir mekanizmanın oluşturulamadığı da açıkça belli oluyor.

Çünkü AK Parti iktidarı 22 yıllık uzun süren bu hükümet döneminde kadrolarının konfor alanı içerisinde çürümesinden ve halka tepeden bakmasından kaynaklanan sorunları çözemedi.

Bu seçimin mağlubiyetinin simgelerinden biri olan ve hafızalara kazınan en önemli enstantane bir AKP'li belediye başkan adayının çok lüks ve son derece yüksek bir cipin üstünden -halkı selamlaması mı, yoksa tepeden bakması mı anlayamadık!- verdiği fotoğraf oldu.

22 yıllık iktidar da olsanız halka tepeden baktığınız andan itibaren kaybetmeye mahkûmsunuz.

Artık AKP iktidarı mağduriyet edebiyatı yapamıyor ve mazlumu oynayamıyor.

Tam aksine ceberrut bir iktidar görüntüsü vererek halkla olan bağlarını oldukça gevşetti.

AKP'nin düşüşü filmini biz ANAP'ın düşüşünde seyretmiştik.

ANAP da 1989 yerel seçimleri sonrası aldığı mağlubiyetten sonra hiçbir zaman toparlanamadı.

4 eğilimi birleştirmek parolası ile yola çıkan Özal, büyük bir sempati toplasa da daha sonraki iktidar yıllarında özellikle papatyalarla, yolsuzluklarla haktan ve halktan kopuk politikalarını ısrarla sürdürmesi sonucu tepetaklak oldu.

Diğer taraftan AKP'nin ikinci parti olması gerek bürokraside, gerek yargıda, gerekse devletin diğer mekanizmalarında çalışan kadroların daha adil karar almasını sağlayabilir.

Eğer AKP bu yerel seçimlerde örneğin %50'nin üstünde bir oy oranıyla birinci parti olmayı sürdürseydi Van'da seçilen belediye başkanı o koltuğa tekrar oturabilecek miydi?

AKP'nin ikinci parti olması onun devlet kadrolarında ve bürokraside her isteğinin artık yapılamayacağı anlamına da geliyor.

Önümüzdeki ilk genel seçimde iktidarı kaybetmesi çok büyük oranda belli olan bir partinin her türlü isteği artık kamu görevlilerinin kendi geleceklerini düşünmelerinden dolayı mümkün olmayabilir.

Esasında AKP'nin ikinci parti olması Türkiye'nin normalleşmesi, devlet mekanizmasının daha iyi çalışması, yargının daha doğru kararlar vermesi ile beraber gelirdeki adaletin sağlanması ve dezavantajlı grupların kendi taleplerini dile getirip elde etmeleri açısından son derece olumlu oldu.

Her alanda olduğu gibi siyasetteki tekelin kırılarak rekabet ortamının oluşması kesinlikle seçmenin ve vatandaşın hayatını daha fazla kolaylaştıracaktır.

Böylece AKP'liler emanetçi olduklarını, devletin sahibi olmadıklarını ve vatandaşın oyuyla o makamlara oturduklarını biraz olsun anlamışlardır.

Yani sandık AKP'lileri iktidar edebildiği gibi onları doğal olarak çok kolaylıkla alaşağı edebiliyormuş. Yani AKP'lilerin kendilerinden menkul bir güçleri falan yokmuş.

Seçimden hemen önce BTP Genel Başkanı Hüseyin Baş'ın seçmen için kullandığı "Bir günlüğüne mühür sizde. Sandık başına gidin ve gücünüzü gösterin" çağrısının karşılık bulduğunu memnuniyetle görmüş olduk.

Sandık her türlü haksızlığı, hukuksuzluğu ve yanlışlığı düzeltecek kudrete ve kuvvete sahiptir.

Yeter ki doğru bir şekilde kullanılsın.

Seçmen 31 Mart'ta kendisine tutulmuş balık muamelesi yapanlara okkalı bir demokrasi dersi verdi.

QOSHE - Mahkeme kadıya mülk değildir - Cihat Tekin
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Mahkeme kadıya mülk değildir

15 27
09.04.2024

Seçim mağlubiyetinin ardından partisinin MYK'sını toplayan Cumhurbaşkanı Erdoğan yaptığı değerlendirmede, seçimi kaybetmelerinin temel sebebinin sadece ekonomik kriz olmadığını, kan ve ruh kaybının da etkili olduğunu beyan etti.

Erdoğan birkaç sene önce fikr-i iktidar olamadık diyerek esasında bugünkü tehlikeyi haber vermişti.

Yine aynı Erdoğan "Partimizde metal ve mental yorgunluk emareleri görülüyor" tespiti ile yine aynı noktayı işaret ediyordu.

Fakat bu kötü süreci durduracak bir mekanizmanın oluşturulamadığı da açıkça belli oluyor.

Çünkü AK Parti iktidarı 22 yıllık uzun süren bu hükümet döneminde kadrolarının konfor alanı içerisinde çürümesinden ve halka tepeden bakmasından kaynaklanan sorunları çözemedi.

Bu seçimin mağlubiyetinin simgelerinden biri olan ve hafızalara kazınan en önemli enstantane bir AKP'li belediye başkan adayının çok lüks ve son derece yüksek bir cipin üstünden -halkı selamlaması mı, yoksa tepeden bakması mı anlayamadık!- verdiği fotoğraf oldu.

22 yıllık iktidar da olsanız halka tepeden baktığınız andan itibaren kaybetmeye mahkûmsunuz.

Artık AKP iktidarı mağduriyet edebiyatı yapamıyor ve mazlumu oynayamıyor.

Tam aksine........

© Yeni Mesaj


Get it on Google Play