Dünkü yazımızda nüfus artış hızının bir önceki yıla göre düştüğünü ve 2022 yılında binde 7,1 olan nüfus artış hızının 2023 yılında binde 1.1'e gerilediğini ifade etmiştik.

Siyasiler 1980'li yıllarda Malthusçu bir politika ile beraber doğum kontrolünü şiddetle tavsiye ve teşvik ettiler.

Tek kanal TRT'nin programları, yayınları ve kamusal spotları doğum kontrol dayatmaları ile adeta dolup taşmıştı.

Üniversitelerde matematiksel olarak hiçbir zaman açıklanamayan bir ölçü veriliyordu.

Reel büyüme oranı diye bir hız icat edilmişti.

Reel büyüme hızı eşittir büyüme oranı eksi nüfus artış oranı.

Yani bu akl-ı evvellere göre Türkiye bir büyüme oranı yakalamış olmasına rağmen artan nüfus bu büyümeyi sakatlıyor gibi bir düşünceyle beraber bu konular üniversitelerde ciddi ciddi anlatılıyordu.

Aslında büyüme oranı ile nüfus artış hızı arasında ters orantı ilişkisi kurulamayacağı açıktır. Matematiksel olarak da birbirleriyle toplanıp çıkarılamazlar.

2 armut artı 3 elma kaç karpuz eder gibi bir denklem kuruldu.

Maalesef işin sonunda bugün geldiğimiz noktada nüfus artış hızını nasıl arttıracağız diye kafa patlatan bir dünyada yaşıyoruz.

Nüfusumuz yerinde sayıyor ve o çok güvendiğimiz çok böbürlendiğimiz genç nüfusumuz artık yaşlanmaya başladı, haberiniz olsun.

Yıllar yılı nüfus bir problem olarak görüldü ve doğum kontrolleri ile beraber frenlenmeye çalışıldı.

Kırsal alandan kentlere boca edilen insanlar artık eskisi gibi rahatlıkla evlenemiyor ve çocuk sahibi olamıyor.

Ekonomik krizlerle sarsılan insanlarımız bırakın evlenmeyi veya ev sahibi olmayı bir göz oda bile kiralayamaz hale geldi.

Erdoğan, evlenecek çiftlere üç çocuk tavsiyesi yaparken nasıl geçinecekleriyle ilgili en ufak bir ipucu bile vermekten kaçınıyor.

Netice itibari ile başta Avrupa ve Amerika olmak üzere Batı'da başlayan bu doğum kontrol çılgınlığının ne kadar yanlış olduğu çok kısa bir sürede anlaşıldı.

Nüfusun dinamikliğini kaybetmesinin en önemli sebeplerinden bir tanesi ekonomik olmakla beraber ahlaki çöküntü sonucunda evliliklerin ve aile kurumunun bitirilmesi de nüfus artış hızını oldukça yavaşlattı.

Çok yakın bir geçmişte yüzde 2'leri yüzde 3'leri bulan nüfus artış hızımız binde birlere geriledi.

Bu çok vahim tablo, beka meselesini de tetikleyen çok tehlikeli bir boyuta ulaşmıştır.

Bugün başta Almanya olmak üzere diğer Batı ülkelerin her yıl milyonlarca göçmen ve işçi almazsa ekonomik faaliyetlerini sürdüremez hale gelmelerinin temel sebebi, zamanında yaptıkları doğum kontrol sistemlerinin bugün başlarına açtıkları derttir.

Malthusçu yaklaşım insanların çoğalmasını bir tehlike olarak görmüş ve kesinlikle nüfusun kontrol edilmesi gerektiği üzerine bütün Batı'yı ve dünyayı etkileyerek günümüzdeki çözümsüzlüğün oluşmasına sebep olmuştur.

QOSHE - Malthus'un nüfus problemi - Cihat Tekin
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Malthus'un nüfus problemi

12 10
11.02.2024

Dünkü yazımızda nüfus artış hızının bir önceki yıla göre düştüğünü ve 2022 yılında binde 7,1 olan nüfus artış hızının 2023 yılında binde 1.1'e gerilediğini ifade etmiştik.

Siyasiler 1980'li yıllarda Malthusçu bir politika ile beraber doğum kontrolünü şiddetle tavsiye ve teşvik ettiler.

Tek kanal TRT'nin programları, yayınları ve kamusal spotları doğum kontrol dayatmaları ile adeta dolup taşmıştı.

Üniversitelerde matematiksel olarak hiçbir zaman açıklanamayan bir ölçü veriliyordu.

Reel büyüme oranı diye bir hız icat edilmişti.

Reel büyüme hızı eşittir büyüme oranı eksi nüfus artış oranı.

Yani bu akl-ı evvellere göre Türkiye bir büyüme oranı yakalamış olmasına rağmen artan nüfus bu büyümeyi sakatlıyor gibi bir düşünceyle beraber bu konular üniversitelerde ciddi ciddi anlatılıyordu.

Aslında büyüme oranı ile nüfus artış hızı arasında ters orantı ilişkisi kurulamayacağı açıktır.........

© Yeni Mesaj


Get it on Google Play