Yardım kuruluşları ve derneklerin Eminönü esnafı için yıllar önce bir darb-ı mesel işitmiştim.

"Eminönü esnafı un çuvalı gibidir. Ne kadar sirkelersen silkele un vermeye devam eder."

Yani Eminönü esnafı cömerttir. Ne kadar giderseniz gidin muhakkak bir şeyler verirler, bir yardım alırsınız anlamında kullanılırdı.

Filistin meselesi de AKP'liler için un çuvalına döndü.

Her siyasi meselede sıkıştıkları zaman Filistin, Kudüs ve Gazze demekten kendilerini alamıyorlar.

Milli Görüş partileri Filistin'in ekmeğini o kadar çok yediler ki artık kabak tadı vermeye başladı.

"Sadece İstanbul" sloganı ile yola çıkan Murat Kurum proje üretemeyince İstanbul dışına epey çıktı ve "31 Mart'ta Gazze'deki mazlumlar sevinecek" diye demeç verdi. Sanki Gazzeliler canlarının derdine düşmüşken, açlıktan ölürken an be an Türkiye'deki yerel seçimleri ve hassaten Murat Kurum'un kazanmasını dört gözle bekliyorlar. Öyle mi!?

Gazze II. Dünya Savaşı'ndan beri en büyük sivil katliamına sahne oluyor.

Katledilen Müslüman sayısı 30 bini, yaralı sayısı da yüzbinleri geçti. Bu ortamda hükümet İsrail'i çok lanetledi. Çok laf attı. Çok sövdü-saydı. Çok kınadı. Çok kalabalık mitingler yaptı. Ancak her zaman olduğu gibi herhangi bir yaptırım uygulayamadı.

Türkiye neleri mi yapabilir?

Kürecik istasyonunu kapatabilir.

İsrail vatandaşlarına vize uygulayabilir.

Diplomatik ilişkileri kesebilir.

Demir-çelik ihracatını durdurabilir.

İsrail'e Türkiye üzerinden gönderilen akaryakıtı kesebilir.

Türkiye hava sahasını İsrail uçaklarına kapatabilir.

İsrail'in korkulu rüyası Hizbullah'a destek verebilir.

Benzeri yaptırımlar mümkün olmasına rağmen hükümet hiçbir yaptırıma yanaşmıyor.

Murat Kurum 31 Mart'ta seçildiğinde Erdoğan'ın 7 Ekim 2023'ten beri yapmadığı hangi icraatı yapacak?

Aslında Murat Kurum farkında veya değil ama doğrudan doğruya Erdoğan'ı ve hükümeti eleştiriyor.

Demek istiyor ki, siz Gazze'yi kurtaramadınız. Beceremediniz. Ama ben 31 Mart'ta İBB Başkanı olduğum gün Gazze'yi İsrail'in zulmünden kurtaracağım. Koskoca Erdoğan'ın İHA'larla, SİHA'larla yapamadığını çöp kamyonlarıyla, zabıtayla, belediye personeliyle yapacağım mı demek istiyor? Murat Kurum, Selahattin Eyyübi gibi Gazze'yi nasıl kurtaracak?

Murat Kurum "Sadece İstanbul" sloganıyla yola çıktı ama İstanbul dışında hükümetin ilgilenmesi gereken konuyu gündem ederek fincancı dükkânına giren fil gibi her şeyi devirdi.

"Merd-i Kıpti şecaat arz ederken sirkatin söyler" kabilinden ofsayta düştü.

Diğer taraftan Ekrem İmamoğlu da reklam yapmaktan icraat yapmaya vakit bulamıyor.

5 senelik belediye başkanlığı döneminde İstanbul'da bunu da Ekrem İmamoğlu yaptı diyebileceğimiz herhangi bir eser ortaya koyamadı.

Tek avantajı Murat Kurum gibi zayıf bir rakibi karşısında bulması oldu.

Erdoğan yıllarca Kılıçdaroğlu gibi bürokrasiden gelen bir rakiple kolayca uğraşarak seçim üzerine seçim kazandı.

İmamoğlu'nun da payına siyasetin tozunu yutmamış hanım evladı kıvamındaki Kurum'un Erdoğan tarafından belediye başkan adayı yapılmasıdır. Erdoğan'ın klişeleri ile konuşmaya çalışan ve onu taklit eden Murat Kurum polemik dahi geliştiremiyor.

2019 belediye seçimlerinde Erdoğan'ın İmamoğlu'na yönelik olarak "ya darbeci Sisi'yi ya da AKP'yi seçeceksiniz" kıyaslaması ters tepmiş ve İmamoğlu büyük farkla kazanmıştı.

Neyse biz polemikler, Gazze ve Kudüs gibi İstanbul'la ilgisi olmayan tartışmalar üzerinden yürüyen iki adayı bir kenara koyalım da sadece İstanbul'u düşünen ve İstanbul'la ilgili dijital ikiz teknolojisini, yapay zekâyla trafiği rahatlatma projesi gibi gerçekten İstanbul'un dertleri ile ilgilenen Bağımsız Türkiye Partisi İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Cihan Erdoğanyılmaz'a bakalım.

Vel hasıl-ı kelam, ne Ekrem, ne Murat, tek çözüm Cihan.

QOSHE - Ne Ekrem, ne Murat, tek çözüm Cihan - Cihat Tekin
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Ne Ekrem, ne Murat, tek çözüm Cihan

15 1
04.03.2024

Yardım kuruluşları ve derneklerin Eminönü esnafı için yıllar önce bir darb-ı mesel işitmiştim.

"Eminönü esnafı un çuvalı gibidir. Ne kadar sirkelersen silkele un vermeye devam eder."

Yani Eminönü esnafı cömerttir. Ne kadar giderseniz gidin muhakkak bir şeyler verirler, bir yardım alırsınız anlamında kullanılırdı.

Filistin meselesi de AKP'liler için un çuvalına döndü.

Her siyasi meselede sıkıştıkları zaman Filistin, Kudüs ve Gazze demekten kendilerini alamıyorlar.

Milli Görüş partileri Filistin'in ekmeğini o kadar çok yediler ki artık kabak tadı vermeye başladı.

"Sadece İstanbul" sloganı ile yola çıkan Murat Kurum proje üretemeyince İstanbul dışına epey çıktı ve "31 Mart'ta Gazze'deki mazlumlar sevinecek" diye demeç verdi. Sanki Gazzeliler canlarının derdine düşmüşken, açlıktan ölürken an be an Türkiye'deki yerel seçimleri ve hassaten Murat Kurum'un kazanmasını dört gözle bekliyorlar. Öyle mi!?

Gazze II. Dünya Savaşı'ndan beri en büyük sivil katliamına sahne oluyor.

Katledilen Müslüman sayısı 30 bini, yaralı sayısı da yüzbinleri geçti. Bu ortamda hükümet İsrail'i çok lanetledi. Çok laf attı. Çok sövdü-saydı. Çok kınadı. Çok kalabalık mitingler yaptı. Ancak her zaman olduğu gibi herhangi bir yaptırım uygulayamadı.

Türkiye........

© Yeni Mesaj


Get it on Google Play