Başlıktaki söz Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Üsküdar Belediye Başkan Adayı Yunus Ballı'ya ait… Çok güzel ve yerinde bir söz.

Esasen bu özlü söz, Türkiye siyasetinde çoktandır olması gereken köklü değişimin seçmene yönelik şifresini barındırıyor.

Yıllardır iki seçeneğe mahkum edilmiş, demokrasinin tamamen rafa kaldırıldığı genel ve yerel seçimler yaşıyoruz.

İktidar, gücünü her türlü tehdit dilini de kullanarak seçmen üzerinde psikolojik bir baskı oluştururken, diğer seçenek olarak empoze edilen ana muhalefet ise, iktidara gitmeyen oyların sanki zorunlu adresiymiş gibi davranıyor.

Seçmen ya iktidara, ya da ana muhalefete mahkum ediliyor.

Halbuki ne iktidara ne de ana muhalefete oy veren seçmen memnun…

İşte Sayın Yunus Ballı'nın sözü bu mahkumiyetten seçmeni kurtaracak bir anahtar: Memnun değilsen, mecbur değilsin.

Bakın, İstanbul'da YSK'nın açıklamasıyla oy pusulasında 49 adayın ismi olacak.

Ama sanki 2 tane aday varmış gibi bir hava estiriliyor. Ya İmamoğlu, ya Kurum… Ama vatandaşlara sorduğunuzda ikisinden de memnun değiller.

İki aday da öyle ya da böyle tanınıyor ama sanki ilk defa seçime gidiyorlarmış gibi, İstanbul'un her tarafına afişlerini, reklamlarını yerleştirmişler.

Yaptıkları bu devasa harcamaların da bir kuruşu kendi ceplerinden çıkmıyor.

Sizin vergilerinizden oluşan ya Hazine'nin bütçesinden, ya da belediyenin kasasından. Durum bu olmasına rağmen biz güçlüyüz diye hava atmaktan da geri durmuyorlar. Vatandaşın parasıyla, vatandaşa hava atıyorlar.

Devletten bir kuruş seçim yardımı almayan partilere de "küçük parti" diyorlar. Halbuki bana sorarsanız, küçük parti cebinden bir kuruş harcamadan vatandaşların vergilerini harcayan partidir. Büyük parti ise kendi imkanlarıyla zar zor oluşturduğu bütçeyle seçim yarışına çözüm için, millet yararına giren partidir.

BTP İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Cihan Erdoğanyılmaz, siyasetteki bu adaletsizliğe ve iki aday dayatmasına tepki göstererek şu önemli tespitlerde bulundu:

"Güçlü aday denen şey medyanın manipülasyonu ile oluşuyor. Medyanın çok fazla gösterdiği adaylara güçlü aday demek, Cumhuriyet ve demokrasi ile bağdaşmaz.

Güçlü aday ülkenin sorunlarına polemiklerle değil, bilim ve teknoloji ile çözüm üreten, Atatürk'ün öğretisi ile çözüm üreten adaydır.

Bağımsız Türkiye Partisi'nin Milli Ekonomi Modeli ve projelerini Murat Kurum ve Ekrem İmamoğlu ile eşit sürede yayınlansın, bakalım o zaman kimmiş güçlü aday."

Evet, Sayın Erdoğanyılmaz'ın dediği gibi, eğer adaletli bir yarış olsa, projeler ve çözümler yarışsa o zaman o polemiklerden, kayıkçı kavgalarından beslenen ve de millete dayatılan adayların hiçbir şansı olmayacak.

Eğer adaletli bir seçim yarışı yoksa, o zaman bu oyunu bozacak olan tek irade milli iradedir. Seçim tuzaklarına düşmeyecek ve bu antidemokratik siyaset yapılanmasını oylarıyla değiştirecek.

Kendi yararına, kendini düşünmüyorsa, gelecek nesilleri yararına…

Siyasette bir diğer önemli aldatmaca ise, mağduriyet senaryoları.

İktidarı bırakmak istemeyenler, halkın duygularına hitap ederek, ajitasyon yaparak koltuklarını korumanın hesaplarını yapıyorlar.

Cumhurbaşkanı Erdoğan geçtiğimiz günlerde 31 Mart yerel seçimlerinin kendisinin son seçimleri olduğunu ifade etmişti.

BTP Genel Başkanı Hüseyin Baş, Kocaeli'de yapığı konuşmada Sayın Cunhurbaşkanının bu açıklaması hakkında şunları söyledi:

"Cumhurbaşkanının bırakacağı son seçim, kaybedeceği seçim olur. Kazanacağı hiçbir seçimden önce Cumhurbaşkanı siyaseti bırakmaz.

Bundan önce bunu çok defa söyledi. Eğer öyle siyaseti bırakacağını bekleyenler varsa çok beklerler.

Ben daha önce de söyledim, Cumhurbaşkanı kendi yerine klonunu bile bırakmaz, bırakın bir başkasını! Dolayısıyla bu beklenti boşa bir beklentidir.

Milletin duygusal damarlarıyla oynayıp bu seçimde düşen oylarını toparlamak, seçmenini konsolide etmek için söylediği bir hikaye söylemdir bu.

Ama son seçimi olmasını konuşuyorsak 14 Mayıs seçimi de Cumhurbaşkanının giremeyeceği bir seçimdi. Anayasayı dinlemedi ve seçime girdi.

Bundan sonra hangi anayasa, hangi yasa, hangi kanun Cumhurbaşkanın seçime girmesini engelleyebilir, hiçbiri engelleyemez."

QOSHE - ‘Memnun değilsen, mecbur değilsin’ - Murat Çabas
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

‘Memnun değilsen, mecbur değilsin’

19 4
12.03.2024

Başlıktaki söz Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Üsküdar Belediye Başkan Adayı Yunus Ballı'ya ait… Çok güzel ve yerinde bir söz.

Esasen bu özlü söz, Türkiye siyasetinde çoktandır olması gereken köklü değişimin seçmene yönelik şifresini barındırıyor.

Yıllardır iki seçeneğe mahkum edilmiş, demokrasinin tamamen rafa kaldırıldığı genel ve yerel seçimler yaşıyoruz.

İktidar, gücünü her türlü tehdit dilini de kullanarak seçmen üzerinde psikolojik bir baskı oluştururken, diğer seçenek olarak empoze edilen ana muhalefet ise, iktidara gitmeyen oyların sanki zorunlu adresiymiş gibi davranıyor.

Seçmen ya iktidara, ya da ana muhalefete mahkum ediliyor.

Halbuki ne iktidara ne de ana muhalefete oy veren seçmen memnun…

İşte Sayın Yunus Ballı'nın sözü bu mahkumiyetten seçmeni kurtaracak bir anahtar: Memnun değilsen, mecbur değilsin.

Bakın, İstanbul'da YSK'nın açıklamasıyla oy pusulasında 49 adayın ismi olacak.

Ama sanki 2 tane aday varmış gibi bir hava estiriliyor. Ya İmamoğlu, ya Kurum… Ama vatandaşlara sorduğunuzda ikisinden de memnun değiller.

İki aday da öyle ya da böyle tanınıyor ama sanki ilk defa seçime gidiyorlarmış gibi, İstanbul'un her tarafına afişlerini, reklamlarını yerleştirmişler.

Yaptıkları bu devasa harcamaların da bir kuruşu kendi ceplerinden çıkmıyor.

Sizin vergilerinizden oluşan ya Hazine'nin bütçesinden, ya da belediyenin kasasından. Durum bu........

© Yeni Mesaj


Get it on Google Play