İsrail'in 7 Ekim'den bu yana Filistin topraklarında çoğunluğu çocuk ve kadınlardan oluşan sivil katliamı devam ediyor. Hayatını kaybedenlerin sayısı 25 bine ulaştı. Bu katliamı, soykırımı durdurabilecek ülkeler maalesef bugüne kadar bu konuda hiçbir adım atmadı. Atamadı demiyorum, atmadı diyorum, çünkü eğer bu adım atılsaydı İsrail bu kadar pervasızca bir katliama devam edemezdi.

Sadece Yemen'deki Husilerin, Malezya'nın ve de Güney Afrika Cumhuriyeti'nin ciddi hamleleri oldu. Bu hamleler bile İsrail'i endişelendirmeye yetti.

Malum, Husiler İsrail'e giden gemilere Kızıldeniz'i kapattı. Malezya, kendi limanlarından İsrail ile bağlantılı gemilerin kargo yüklemesine ya da indirmesine yasak getirdi. Güney Afrika Cumhuriyeti ise Lahey'de bulunan Uluslararası Adalet Divanı'nda İsrail aleyhine "soykırım davası" açtı ve bu dava devam ediyor.

İsrail'in Gazze'de gerçekleştirdiği vahşetle ilgili birçok değerlendirmeler yapılıyor. Dikkatimi çekenlerden birisi İsrail kökenli Britanyalı tarihçi Avi Shlaim'in yaptığı değerlendirmeydi. Prof. Dr. Avi Shlaim, İngiltere'deki Oxford Üniversitesi Siyaset ve Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesidir.

Hem İsrail kökenli, hem de İngiliz olması ayrıca önemli çünkü Gazze'de katliamı yapan İsrail, en büyük destekçilerinden birisi de İngiltere…

Tarihçi Shlaim'in değerlendirmelerinden bazı bölümleri sizlerle paylaşayım:

* "Gazze'de gerçekleştirilen yıkımın ve vahşetin boyutlarına baktığınızda, Gazze'nin tamamen imhası, evlerin yüzde 60'ının yok edilmesi, açlığın silah olarak kullanılması gibi eşi benzeri görülmemiş bir katliam görüyorsunuz. Bu durumda şu sonuçtan kaçınmak zor; İsrail bugün ikinci Nekbe'yi gerçekleştiriyor."

Filistinliler açısından "felaket" olarak görülen İsrail devletinin bağımsızlık ilanını ve ardından gelişen olayları nitelemek için kullanılır. Bu nedenle İsrail'in bağımsızlığını ilan ettiği tarih olan 14 Mayıs 1948 tarihini takip eden gün olan 15 Mayıs 1948 Nekbe Günü olarak sembolleşmiştir.

* "Hamas'ın 7 Ekim saldırısına karşılık, İsrail kendini 'savunma hakkı' olduğu argümanıyla 7 Ekim'den bu yana Gazze'yi bombalıyor. İşgal ettiğiniz topraklardaki insanlara karşı kendinizi savunma hakkınız yoktur. Bu insanlar işgal altında ve silahlı direniş hakkı da dahil olmak üzere direnme hakkına sahip."

* "Kesinlikle açık olan şey, İsrail'in Gazze Şeridi'nde etnik temizlik yaptığı ve inanıyorum ki katliamın ve ölümlerin boyutu, sivil yerleşim yerlerindeki kişilere ayrım gözetmeksizin yapılan saldırılar, soykırımı doğrulayacak."

* "Bir savaşın soykırım olarak adlandırılabilmesi için uygulamanın yanı sıra soykırım niyetinin de olması gerekir ve İsrailli liderlerin açıklamalarında soykırım amaçladıklarına dair çok sayıda kanıt var. Cumhurbaşkanı Isaac Herzog, Gazze'de masum insan olmadığını söyledi. 7 binden fazla çocuk öldürüldü, onlar şüphesiz masumdu."

* "Gazze'de can kayıplarının büyük çoğunluğu Hamas savaşçılarından değil sivillerden oluşuyor. İsrail Savunma Bakanı Yoav Gallant, 'İnsansı hayvanlarla savaşıyoruz' demişti. Bu çok endişe verici bir söylem çünkü düşmanı insanlıktan çıkarmak, soykırıma giden yolu açar ve İsrailliler sadece Hamas'ı değil tüm Filistin halkını insanlıktan çıkarıyor."

* "İsrail güçleri, mümkün olduğunca insanı Gazze'den çıkarıp Kuzey Sina sınırından Mısır topraklarına itmek istiyor. İsrail, bugün Gazze'de kuzeyden güneye toplam 2,3 milyon Filistinlinin 1,9'unu yerinden etmiş durumda ve bu bir savaş suçu."

* "Nekbe tek seferlik bir olay değildi. Netanyahu ülkesinin ikinci kurtuluş savaşı verdiğini söyledi. İlk kurtuluş savaşı, 1948'de gerçekleşmişti. İkinci kurtuluş savaşından bahsetmek manasız çünkü kimse İsrail'in bağımsızlığını tehdit etmiyor."

* "Hamas saldırısı İsrail'i yok etmekle değil, Filistin topraklarının özgürleştirilmesiyle ilgiliydi. Dolayısıyla ikinci bağımsızlık savaşından bahsetmek oldukça manasız ancak bence kastedilen şey, birinci bağımsızlık savaşının Nekbe'yi beraberinde getirdiği gibi bu mevcut sözde bağımsızlık savaşının da ikinci Nekbe'yi beraberinde getireceğiydi."

* "Birinci Dünya Savaşı'nın sonuna doğru Filistin'deki Yahudiler, nüfusun yüzde 10'unu, Araplar ise yüzde 90'ını oluşturuyordu ve Yahudiler toprakların sadece yüzde 2'sine sahipti. Buna rağmen sömürgeci güç İngiltere, Yahudi azınlığa ulusal haklar vermeyi, Arap çoğunluktansa bunu esirgemeyi seçti. İngiltere en başından beri Filistin'de bir devlet kurulması için kendini Siyonistlere yardım etmeye adamıştı."

* "Milletler Cemiyeti, 22 Temmuz 1922'de İngiltere'ye Filistin üzerinde manda yetkisi verdi. 1920'den 1948'e kadar Filistin'deki İngiliz Mandasını şöyle özetleyebilirim; İngiltere Filistin'i Filistinlilerden çaldı ve siyonistlere verdi."

* "14 Mayıs 1948'de İsrail Devleti'ni ilan etmeleriyle savaşın resmi aşaması başladı. 1948 savaşında hem kazananlar hem de kaybedenler oldu. Kazananlar, devletin sınırlarını BM tarafından kendilerine tahsis edilen yüzde 55'ten Mandater Filistin'in yüzde 78'ine, yani Gazze Şeridi ve Batı Şeria hariç tüm Filistin'e genişleten Siyonistler oldu. Kaybedenler Filistinliler oldu, Arap nüfusunun yarısından fazlası mülteci oldu ve Filistin adı haritadan silindi. İşte Nekbe budur, felaket budur."

QOSHE - Gazze’de ikinci ‘Nekbe’ yaşanıyor - Murat Çabas
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Gazze’de ikinci ‘Nekbe’ yaşanıyor

16 1
20.01.2024

İsrail'in 7 Ekim'den bu yana Filistin topraklarında çoğunluğu çocuk ve kadınlardan oluşan sivil katliamı devam ediyor. Hayatını kaybedenlerin sayısı 25 bine ulaştı. Bu katliamı, soykırımı durdurabilecek ülkeler maalesef bugüne kadar bu konuda hiçbir adım atmadı. Atamadı demiyorum, atmadı diyorum, çünkü eğer bu adım atılsaydı İsrail bu kadar pervasızca bir katliama devam edemezdi.

Sadece Yemen'deki Husilerin, Malezya'nın ve de Güney Afrika Cumhuriyeti'nin ciddi hamleleri oldu. Bu hamleler bile İsrail'i endişelendirmeye yetti.

Malum, Husiler İsrail'e giden gemilere Kızıldeniz'i kapattı. Malezya, kendi limanlarından İsrail ile bağlantılı gemilerin kargo yüklemesine ya da indirmesine yasak getirdi. Güney Afrika Cumhuriyeti ise Lahey'de bulunan Uluslararası Adalet Divanı'nda İsrail aleyhine "soykırım davası" açtı ve bu dava devam ediyor.

İsrail'in Gazze'de gerçekleştirdiği vahşetle ilgili birçok değerlendirmeler yapılıyor. Dikkatimi çekenlerden birisi İsrail kökenli Britanyalı tarihçi Avi Shlaim'in yaptığı değerlendirmeydi. Prof. Dr. Avi Shlaim, İngiltere'deki Oxford Üniversitesi Siyaset ve Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesidir.

Hem İsrail kökenli, hem de İngiliz olması ayrıca önemli çünkü Gazze'de katliamı yapan İsrail, en büyük destekçilerinden birisi de İngiltere…

Tarihçi Shlaim'in değerlendirmelerinden bazı bölümleri sizlerle paylaşayım:

* "Gazze'de gerçekleştirilen yıkımın ve vahşetin boyutlarına baktığınızda, Gazze'nin tamamen imhası, evlerin yüzde 60'ının yok edilmesi, açlığın silah olarak kullanılması gibi eşi benzeri görülmemiş bir katliam görüyorsunuz. Bu durumda şu sonuçtan kaçınmak zor; İsrail bugün ikinci Nekbe'yi gerçekleştiriyor."

Filistinliler açısından "felaket" olarak........

© Yeni Mesaj


Get it on Google Play