Uluslararası Adalet Divanı'nın İsrail'in Gazze'ye saldırılarını durdurmaya yönelik ihtiyati tedbir kararlarına rağmen, İsrail soykırıma tüm hızıyla devam ediyor.

İsrail daha önce "güvenli bölge" olarak ilan ettiği Gazze'nin güneyindeki Han Yunus kentinde 48 saatte 350 Filistinli sivili daha katletti.

Tabi yine çoğunluğu çocuk ve kadınlar…

Güneydeki hastaneler de, aynen kuzeydeki hastanelerde yaşandığı gibi İsrail kuşatması altında. İsrail bir taraftan öldürüyor, diğer taraftan yaralıların tedavisini de engelliyor. Tabiri caizse, fiili olarak "Gazze'den çıkın gidin" diyor.

Filistin'in ev sahiplerini, Filistin'den kovuyor.

İsrail, Gazze'de bu soykırımı yaparken, işgal ettiği, kontrolü altında tuttuğu Batı Şeria ve Doğu Kudüs'te de tam bir baskı rejimi uyguluyor.

Sadece 24 saatte 40 Filistinliyi gözaltına alan İsrail'in 7 Ekim'den bu yana gözaltına aldığı Filistinlilerin sayısı 6 bin 370'e yükseldi. Gözaltına aldığı ya da tutukladığı Filistinlilere de insan haklarını, hukuku hiçe sayarak her türlü zulmü uygulamaya da devam ediyor.

Bu zulmü sadece gözaltına aldıklarına ya da tutuklulara uygulamıyor, aynı zamanda bunların ailelerinin evlerine de baskınlar düzenliyor, evlerini patlayıcılarla yerle bir ediyor.

İsrail zulmü devam ederken, esir takası ve sözde ateşkes görüşmeleri de yapılıyor. İsrail devlet televizyonu KAN'ın haberinde, "esirlerin büyük bir kısmının çatışmalara 2 ay ara verilmesi karşılığında salıverilmesi" konusunda görüşmelerin sürdüğü belirtildi. ABD'li The Wall Street Journal'ın Mısırlı yetkililere dayandırdığı haberine göreyse insani ara 4 aya kadar uzayabilir.

İsrailli yetkililer açıklamada, "Taraflar arasındaki önemli farklar bu hafta yapılacak ek toplantılarda görüşülecek" bilgisine yer verdi.

Hamas'ın kalıcı ateşkes ve İsrail güçlerinin Gazze'den çekilmesi şartını ileri sürdüğü kaydedildi.

İsrail ordusuna göre, Gazze Şeridi'nde hala 136 İsrailli esir bulunuyor. Tabi bunların ne kadarı yaşıyor, ne kadarı hayatını kaybetti şu an bilinmiyor.

İsrailli esir yakınlarının Netanyahu hükümetine gösterdikleri tepkinin nedenleri arasında, esirlerin İsrail askerleri tarafından öldürülüyor olması var.

İsrailli yetkililer, 2 aylık ya da 4 aylık muhtemel insani arayı, Uluslararası Adalet Divanı'nın (UAD) ihtiyati tedbirleri açıkladığı bu dönemde zaman kazanmak için isteyebilir. Ama şu bir gerçek ki, İsrail kalıcı bir ateşkesi asla istemiyor.

Netanyahu yaptığı açıklamalarda bunu söylüyor; UAD'nin kararına rağmen saldırıların devam edeceğini ya da insani ara yapılsa bile saldırıların süreceğini her fırsatta belirtiyor.

İsrail'in uluslararası hukuku çiğnediğiyle alakalı ABD'den de önemli açıklamalar geliyor. NBC televizyonuna konuşan ABD Temsilciler Meclisi Üyesi Alexandria Ocasio-Cortez, UAD'nin aldığı ihtiyati tedbir kararlarında İsrail'in soykırımı önlemekte sorumluluğu bulunduğuna işaret edilmesinin bile Gazzelilerin karşı karşıya kaldığı insanlık dışı durumu gösterdiğini bildirdi.

Son anketlerin "ABD'lilerin Gazze'deki soykırımdan endişe duyduğunu" ortaya koyduğuna dikkati çeken Ocasio-Cortez, sonuçların, İsrail Başbakanı Netanyahu hükümetinin halk desteğini kaybettiğini gösterdiğini belirtti.

İngiliz The Economist dergisi ile YouGov araştırma şirketinin yaptığı ankette, ABD'lilerin üçte birinden fazlasının, İsrail'in Filistinlilere karşı soykırım yaptığı görüşünde olduğu ortaya çıkmıştı.

UAD'nin soykırımı durdur kararına rağmen İsrail'in sivilleri öldürmeye devam etmesi, uluslararası hukuku zerre kadar takmadığının açık ve net göstergesi.

Madalyonun diğer yüzünde ise, Uluslararası Adalet Divanı'nın İsrail'in saldırılarını fiili olarak durduramaması ise uluslararası hukukun sınıfta kaldığının bir göstergesi.

Bundan sonra kalkıp da kimse "uluslararası hukuk" falan demesin.

İsrail UAD'nin kararlarına uymadığı müddetçe, hiçbir ülkenin UAD'nin kararlarına uyma zorunluluğu kalmıyor.

Demek ki, dünya Teksas'a döndü ve herkes kendi hakkına kendisi sahip çıkacak. Birileri bana hakkımı verecek diye beklemeyecek.

İşte Türkiye olarak bizler de dünyada yaşanan bu gerçeklerden yola çıkarak, bağımlı politikalardan bir an önce kurtulmalı ve tam bağımsız güçlü bir Türkiye'yi her yönüyle hayata geçirmeliyiz.

QOSHE - İsrail uymadıkça UAD hükümsüzdür! - Murat Çabas
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

İsrail uymadıkça UAD hükümsüzdür!

7 6
30.01.2024

Uluslararası Adalet Divanı'nın İsrail'in Gazze'ye saldırılarını durdurmaya yönelik ihtiyati tedbir kararlarına rağmen, İsrail soykırıma tüm hızıyla devam ediyor.

İsrail daha önce "güvenli bölge" olarak ilan ettiği Gazze'nin güneyindeki Han Yunus kentinde 48 saatte 350 Filistinli sivili daha katletti.

Tabi yine çoğunluğu çocuk ve kadınlar…

Güneydeki hastaneler de, aynen kuzeydeki hastanelerde yaşandığı gibi İsrail kuşatması altında. İsrail bir taraftan öldürüyor, diğer taraftan yaralıların tedavisini de engelliyor. Tabiri caizse, fiili olarak "Gazze'den çıkın gidin" diyor.

Filistin'in ev sahiplerini, Filistin'den kovuyor.

İsrail, Gazze'de bu soykırımı yaparken, işgal ettiği, kontrolü altında tuttuğu Batı Şeria ve Doğu Kudüs'te de tam bir baskı rejimi uyguluyor.

Sadece 24 saatte 40 Filistinliyi gözaltına alan İsrail'in 7 Ekim'den bu yana gözaltına aldığı Filistinlilerin sayısı 6 bin 370'e yükseldi. Gözaltına aldığı ya da tutukladığı Filistinlilere de insan haklarını, hukuku hiçe sayarak her türlü zulmü uygulamaya da devam ediyor.

Bu zulmü sadece gözaltına aldıklarına ya da tutuklulara uygulamıyor, aynı zamanda bunların ailelerinin evlerine de baskınlar düzenliyor, evlerini patlayıcılarla yerle bir ediyor.

İsrail zulmü devam ederken, esir takası ve sözde ateşkes görüşmeleri de yapılıyor. İsrail devlet televizyonu KAN'ın haberinde, "esirlerin büyük bir kısmının çatışmalara 2 ay........

© Yeni Mesaj


Get it on Google Play