PKK, FETÖ, Kur'an yakma, Türkiye Cumhuriyeti'ne aleni olarak düşmanca açıklamalar gerekçesiyle, bu konularda geri adım atmadığı müddetçe İsveç'in NATO'ya üyeliğine müsaade edilmeyeceği hükümet yetkilileri tarafından açıkça ifade edilmişti. İsveç bu konuların hiçbirinde geri adım atmadı ama İsveç'in NATO üyeliği önce Cumhurbaşkanı sonra da TBMM tarafından onaylandı.
Meclis'te İsveç'e yeşil ışık yakan partilerin ise muhafazakar görünümlü AKP, milliyetçi görünümlü MHP ve Atatürkçü görünümlü CHP'nin olması dikkat çekti.
Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Hüseyin Baş'ın İsveç'in NATO üyeliğine bu partiler tarafından onay verilmesine tepkisi şöyleydi:
"Ey muhafazakârlar, Kur'an-ı Kerim yakılmasına müsaade eden İsveç'e evet dediniz. Ey milliyetçiler, PKK'ya destek veren İsveç'e evet dediniz. Ey Atatürkçüler, Türkiye Cumhuriyeti'ne aleni düşmanlık yapan İsveç'e evet dediniz. Yazıklar olsun…"
BTP lideri sonraki paylaşımlarında ise şunları ifade etti:
"İsveç konusunda balon olduklarını söylemiştim. Bugün balon patladı. İçinden sadece hava çıktı."
"Nasıl ki İsveç'in NATO üyeliğine karşı çıkıp mecliste evet dedilerse, İsrail'e de karşı çıkıyor gibi görünüyorlar ama umurlarında değil. Onun için İsrail ile ticareti kesemiyor, anlaşmaları askıya alamıyorlar. Onların tek bir kırmızıçizgisi var: ŞAHSİ MENFAATLERİ."
"Yalanın, iktidarın gerçeği olduğunun ispatı güncel olaylar:
1- PKK yuvası İsveç'in NATO'ya katılımına evet dediler.
2-Nas var, asla yükseltmeyiz dedikleri faizi yine artırdılar.
3-İsrail'le olan ticaret tam gaz devam ediyorlar.
Durmak yok yola devam mı hacı abi?"
Peki, bu İsveç sürecinde Türkiye ve Türk milletinin herhangi bir kazanımı oldu mu? İfade ettiğimiz gibi daha önce mutabakat sağlandığı ifade edilen PKK, FETÖ, Kur'an yakma eylemleri ve diğerleri konusunda İsveç hiçbir adım atmadı. Ufukta görünen tek şey ABD'den F-16 alımı konusu ama o da oldukça muğlak görünüyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan dün yaptığı açıklamada şunları söyledi:
"Parlamentomuz verilen söz üzerine yaptığı oylamalarla hamdolsun kahir ekseriyetle Meclisimizden geçti. Dün itibarıyla bana geldi, ben de imzaladım. Akşam da Resmi Gazete'de yayımlandı.
Bir gün önce Biden yazılı bir talimatla Temsilciler Meclisi'ne gönderdi. Meclisten çıkarılması talebini iletti. Orayı da bekliyoruz. Oradan gelecek olan netice F-16'ların Türkiye'ye gönderilme sürecini, tamir, bakım gibi süreçlerinin başlamasını sağlayacaktır. Dışişleri Bakanım şu anda yakın takipte. Blinken ile bu süreci takip ediyor. Gerek Kanada gerek İsveç atılan bu adımla 'Türkiye'nin duruşunu göstermesi açısından isabetli olmuştur' yaklaşımında bulundular. Biz de aynı kararlılıkla yolumuza devam ediyoruz."
Dikkat ederseniz yapılan ilk açıklamada tek beklenti "F-16" olarak öne çıkıyor.
Peki, F-16 konusunun ABD cenahındaki vaziyeti ne?
Öncelikle şunu ifade edelim ki, ABD Başkanı Türkiye'nin bu talebine hiçbir zaman hayır demedi, hatta yeşil ışık yaktığını söyledi.
Diğer ifadeyle "iyi polis" rolünü Biden oynadı, kötü polis rolünü ise diğerleri.
Türkiye lehine bugüne kadar bir karar çıkmadığına göre Biden'ın yeşil ışık yakmasının hiçbir faydası olmadı.
İsveç kararı sonrası ise Beyaz Saray'dan yapılan açıklamada "Kongre ile konuyu görüşüyoruz" şeklinde oldu. Pentagon sözcüsü Patrick Ryder da, "Türkiye'nin F-16 talebi konusunda Kongre ile çalışmayı dört gözle bekliyoruz" dedi. Yani yine sürüncemede, net bir şey yok.
Türkiye'nin İsveç'in NATO üyeliği başvurusuna onayı sonrası Biden yönetiminin Türkiye'ye F-16 savaş uçağı satışına yeşil ışık yakması ABD'de tartışma yarattı. ABD'deki Yunan, Kürt, Ermeni ve Hindu lobileri, ABD Kongresi'ne Türkiye'ye F-16 satışına karşı mektup gönderdi.
Kendilerini "Türkiye İçin Savaş Jetlerine Hayır Koalisyonu" olarak isimlendiren grup, ABD Kongresi'nin iki kanadı olan Senato ve Temsilciler Meclisi'nin Dış İlişkiler Komiteleri'nin liderlerine bir mektup göndererek, Türkiye'ye olası F-16 savaş uçağı satışıyla ilgili son detayların kapsamlı bir şekilde gözden geçirilmesini istedi.
Lobi kuruluşları Ankara'yı, İsveç'in NATO üyeliğini onaylamayı, Amerikan jetlerinin alımı konusunda ABD yönetimiyle yürütülen müzakerelerde bir pazarlık kozu olarak kullanmakla suçladı.
Örgütler, "Türkiye'nin, bu savaş uçaklarını nasıl kullanacağına dair sorumlu tutulacağı bir mekanizma kurulması" çağrısında bulundu.
Mektupta, "Türkiye daha önce Amerikan F-16'larını Dağlık Karabağ'a saldırması için Azerbaycan'a ödünç vermiş, Suriye'deki Kürt ortaklarımızı bombalamak için kullanmış, Yunan hava sahasını ihlal etmek ve Yunanistan'ın egemenliğini tehdit etmek için kullanmıştır" ifadelerine yer verildi.
Kısaca, bütün kozlarını kullansan da adamlar sana bir adım atmıyorlar.
Hükümet mademki bir kozu bazı adımlar için kullanmak istedi, sonuna kadar gitmeliydi. Bu kadar keskin "veto" söylemlerinden sonra, Türkiye adına hiçbir menfaat elde etmeden o kozu boşa harcamanın ülkemize ve milletimize hiçbir faydası yok.
login
who are we?
contact us
qosheapp
Toi Staff
Gideon Levy
Belen Fernandez
Andrew Mitrovica
Mort Laitner
Nikkei Editorial
Ali Fathollah-Nejad
Rami G Khouri
visit website
