31 Mart'ta yapılacak yerel seçimlerde eğer vatandaşların tercih kriteri ekonomik durum olursa hükümetin kazanma ihtimali yok.

Vatandaşa normal zamanlarda mikrofon uzatıldığında ve en önemli gündeminiz nedir diye sorulduğunda hep birinci sırada ekonomik sorunlar, geçim sıkıntısı, hayat pahalığı diye ifade ediyorlar. Böyle olmasına rağmen maalesef aynı vatandaşların önüne sandık konulduğunda yaşadığı bu sorunları düşünerek değil, tamamen ideolojik bir bakış açısıyla oyunu kullandı.

Ve bu sebepten dolayı ne 20 yıldır ekonomiyi daha da kötüye götüren iktidar değişti, ne de böyle başarısız bir iktidarı defalarca iktidardan düşürebilecek fırsatı varken düşürmeyen muhalefet değişti.

Hani diyor ya BTP lideri Hüseyin Baş, böyle bir iktidara, böyle bir muhalefete 20 yıldır verdiğiniz oylar boşa giden oylardır, aynen öyle…

İktidar ekonomide ülkeyi tamamen çöküşe götürmesine rağmen, vatandaşların dini ve milli duygularını siyaset malzemesi yaparak oyunu korumaya çalışıyor, ana muhalefet de vatandaşla dini ve milli duygularla ters düşerek, iktidarın değirmenine su taşıyor. Esasen 20 yıldır oynanan iktidar-muhalefet tiyatrosunun özeti bu.

Bu tiyatronun neticesinde kaybeden millet oldu, devlet oldu, bugünümüz ve yarınımız oldu. İnşallah bu önümüzdeki seçimlerde seçmenin kriteri ekonomi olur ve bu sefer oyunu iktidara ya da ana muhalefete vererek boşa kullanmaz.

Şimdi güncel ekonomik verilere bir göz gezdirelim.

Hazine ve Maliye Bakanlığı şubat ayına ilişkin bütçe verilerini paylaştı.

Buna göre bütçe, şubatta 153 milyar 798 milyon lira, ocak-şubat döneminde ise 304 milyar 517 milyon lira açık verdi.

Önceleri yıllık 50-60 milyar lira bütçe açığı verirken, şimdi aylık bunun kat kat fazlası, her ay ve yıl yeni rekorlar kırarak bütçe açığı veriyoruz. Hükümet hala bu tablo karşısında bir ekonomik başarıdan bahsedebiliyor, bunun neresi başarı?

Üstelik her sıkıştığında dini duygulara oynayan iktidar, iş devasa faiz ödemelerine gelince pek dini hatırlamıyor.

Faiz giderleri şubatta geçen yılın aynı ayına göre yüzde 60,2 artışla 54 milyar 830 milyon liraya ulaştı. Ocak-şubat dönemindeki faiz giderleri ise, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 216,5 artarak 175 milyar 923 milyon lira oldu.

Görünen o ki, bu sene sonunda hem bütçe açığı tarihi bir rekor kıracak, hem de faiz giderleri… Ama iş oy istemeye gelince siyasetçilerimizin dilinde 'faiz lobileri şöyle, faiz lobileri böyle', 'faiz hakkında nas var' ifadeleri uçuşuyor.

Bütçe faiz lobilerine, rantiye gruplarına, örtülü masraflara, 5 tane partinin seçim giderlerine gidince elbette vatandaşların payına da hiçbir şey kalmıyor.

Emeklilerimiz 10 bin liraya, emekçilerimiz ise 17 bin liraya talim etmek zorunda kalıyor. Üstelik açlık ve yoksulluk sınırının yüksek enflasyonla birlikte sürekli arttığı bir ekonomik ortamda…

Birleşik Metal-İş Sınıf Araştırmaları Merkezi'nin (BİSAM) hesaplamasına göre şubatta dört kişilik bir aile için açlık sınırı 16 bin 100 TL'ye, yoksulluk sınırı ise 55 bin 691 TL'ye yükseldi. Ayrıca BİSAM'a göre tek başına yaşayan bir kişi için yoksulluk sınırı 25 bin 568 lira olarak tespit edildi.

Bu koşullarda, emeklilerin, asgari ücretlilerin, hatta memurların, esnafın, çiftçilerin kısaca Türkiye'nin yüzde 90'ından fazlasının geçinebilme şansı var mı?

Vatandaşların çoğunluğunun durumu buyken, Cumhurbaşkanlığının gizli hizmet harcaması şubat ayında 1 milyar 897 milyon TL ile rekor kırdı. Geçen sene şubatta bu kalemdeki harcama 373 milyon TL olmuştu. Artış miktarını görüyor musunuz?

Örtülü harcama, 2024 yılının Ocak-Şubat döneminde 2 milyar 182 milyon TL'ye ulaştı. Geçen senenin aynı döneminde 561,9 milyon TL olan örtülü harcama, yıllık bazda yüzde 238 oranında artmış oldu. Bari yüzde 70 resmi enflasyon oranında artsaydı! Ama resmi enflasyon sadece vatandaşların gelir artışı için kullanılıyor!

Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Hüseyin Baş'ın şu sözleriyle yazımızı bitirelim:

"Cumhurbaşkanı Erdoğan geçmişte hükümetlere hangi eleştirilerde bulunduysa bugün çok daha fazlasını Türkiye'ye yaşattı. Etme bulma dünyası. Ne dediyse başına geldi. 1999'da depremi her platformda eleştirdi, şuanda enkazın altında kaldı. Krizleri olabildiğince eleştirdi, en büyük krizi Türkiye şu anda yaşıyor. Tüp kuyrukları dedi, O'nun zamanından insanlar patates almak için sıraya girdi. Zam gelecek diye insanlar yakıt almak için sıraya girdiler. Ne yaptıysa başına geldi!"

"Hep söylenir; büyük lokma ye büyük laf söyleme. Büyük lafın altında ezilirsin. Büyük laf edeceksen olaylara ilişkin bir çözümün olacak."

"Beyimizin ahir ömründeki son demlerini iktidar olarak geçirmesi için 84 milyon seferber olduk. Herhalde buradaki sorumlu beyimiz değil biziz. Bu sorumluluğun gereğini önümüzdeki ilk seçimde yerine getirmek durumundayız."

QOSHE - Kriter ekonomiyse iktidarın şansı yok! - Murat Çabas
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Kriter ekonomiyse iktidarın şansı yok!

19 6
16.03.2024

31 Mart'ta yapılacak yerel seçimlerde eğer vatandaşların tercih kriteri ekonomik durum olursa hükümetin kazanma ihtimali yok.

Vatandaşa normal zamanlarda mikrofon uzatıldığında ve en önemli gündeminiz nedir diye sorulduğunda hep birinci sırada ekonomik sorunlar, geçim sıkıntısı, hayat pahalığı diye ifade ediyorlar. Böyle olmasına rağmen maalesef aynı vatandaşların önüne sandık konulduğunda yaşadığı bu sorunları düşünerek değil, tamamen ideolojik bir bakış açısıyla oyunu kullandı.

Ve bu sebepten dolayı ne 20 yıldır ekonomiyi daha da kötüye götüren iktidar değişti, ne de böyle başarısız bir iktidarı defalarca iktidardan düşürebilecek fırsatı varken düşürmeyen muhalefet değişti.

Hani diyor ya BTP lideri Hüseyin Baş, böyle bir iktidara, böyle bir muhalefete 20 yıldır verdiğiniz oylar boşa giden oylardır, aynen öyle…

İktidar ekonomide ülkeyi tamamen çöküşe götürmesine rağmen, vatandaşların dini ve milli duygularını siyaset malzemesi yaparak oyunu korumaya çalışıyor, ana muhalefet de vatandaşla dini ve milli duygularla ters düşerek, iktidarın değirmenine su taşıyor. Esasen 20 yıldır oynanan iktidar-muhalefet tiyatrosunun özeti bu.

Bu tiyatronun neticesinde kaybeden millet oldu, devlet oldu, bugünümüz ve yarınımız oldu. İnşallah bu önümüzdeki seçimlerde seçmenin kriteri ekonomi olur ve bu sefer oyunu iktidara ya da ana muhalefete vererek boşa kullanmaz.

Şimdi güncel ekonomik verilere bir göz gezdirelim.

Hazine ve Maliye Bakanlığı şubat ayına ilişkin bütçe verilerini paylaştı.

Buna göre bütçe, şubatta 153 milyar 798 milyon lira, ocak-şubat döneminde ise........

© Yeni Mesaj


Get it on Google Play