Erzincan İliç'te bir altın madeni faciası daha yaşadık. Hem de bu maden daha önce Fırat Nehri'ne siyanür sızdığı iddialarıyla gündeme gelmişti.

Yine özelleştirme, yine ihmal, yine uyarılara kulak asmama, yine denetimsizlik…

Yaşanan heyelanda 9 canımız kayboldu. Bu tür facialar ne ilk ne de son maalesef… Yaşananlardan ders almayan bir yönetim anlayışımız olduğu müddetçe bu tablo asla değişmeyecek.

Hem milletimizin öz malı olan madenlerimiz yabancılar ve yandaşlar tarafından talan ediliyor, hem de bu milletin güzide evlatları toprak altında can veriyor.

Buna yol açan politikalara imza atanlar utansın!

Hatırlarsanız, altın madeni konusu daha önce Kaz Dağları'nda da gündem olmuştu. Normalde ruhumuzun bile duymadığı hadise, Kanadalı Alamos Gold şirketinin orman alanlarını yok etmesiyle ortaya çıkmıştı.

Yükselen sesler, maden şirketine geri adım attırmıştı.

İlginçtir ki, tepkiler sadece ormanlarımızın yok edilmesiyle alakalıydı, altın madenlerimizin hortumlanmasına hiç kimse tepki göstermiyordu.

Benzer durum, Erzincan'da yaşanan son hadisede de oldu.

Siyanürün toprağa ve suya sızmasına tepki gösterenler, altın madenlerimizin hortumlanmasına yine bir şey demediler.

Halbuki, ormanlarımız, doğamız, toprağımız, suyumuz nasıl bizlerin milli servetiyse, en az onlar kadar madenlerimiz de milli servetimiz.

Bunu millet olarak kavramadığımız müddetçe dün Kaz Dağları, Efem Çukuru, bugün Erzincan İliç, yarın ise başkaca yerler olacak.

Yine Türk milleti açlığa ve yoksulluğa mahkum edilmişken, milyarlarca dolarlık madenlerimiz yağmalanacak ve yine yabancı zenginler, yandaşlar ceplerine para dolduracak diye nice canlarımız hayatlarını kaybedecekler.

Kaz Dağları'ndaki altın madeni hadisesinde Kanadalı Alamos Gold şirketinin CEO'sunun bir Hollanda TV kanalında yaptığı konuşma asla unutulacak gibi değil.

CEO diyordu ki, "100 milyon dolarlık mütevazi bir yatırımla 4 milyar dolarlık bir gelir elde ettik" diyordu. Ayrıca Türklerin çok iyi taş taşıdıklarını hatta bu konuda herkesten iyi olduklarını ifade ediyordu. CEO ayrıca Türkiye'de bunun gibi 3 maden sahası daha olduğundan bahsediyordu.

Bu sadece bir şirket, bunun gibi birçok şirket binlerce yerde altın madenlerimizi hortumlayıp götürüyorlar. Sadece altın mı, petrol, doğal gaz ve daha niceleri…

Bizler de hazine üzerinde oturan dilenciler gibi açlık sınırının altındaki asgari ücrete, emekli maaşına talim ediyoruz. Aynen Afrika ülkeleri gibi.

İşin garip tarafı 23 yıldır Bağımsız Türkiye Partisi dışında Türkiye'nin maden gerçeğini gözler önüne seren başka hiçbir parti de olmadı.

İktidar partisi çıkardığı yasalarla maden sahalarımızı yabancılara sonuna kadar açarken, BTP dışındaki muhalefetin bu konuda gıkı bile çıkmadı.

Millet olarak bunu da sorgulamalıyız. Sorgulamadığımız müddetçe iktidarın da muhalefet partilerinin de aynı merkezden beslendiklerinin farkına varamayız.

Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Hüseyin Baş, yaptığı paylaşımlarla ülkemizin madencilik gerçeğini ve yapılan talanı anlatmaya devam ediyor. Paylaşımlarından bazılarını aktaralım:

"Türk siyasetinde madencilik politikası olan hiçbir parti yoktur. Biz özelleştirme politikalarına tümüyle karşıyız ve yeraltı madenlerinin tamamen Türk milletine ait olması gerektiğini savunuyoruz."

"Konu sadece siyanür değil, konu altın! Konu yüz binlerce madenimizi halkın yararına kullanmak yerine peşkeş çekilmesi. Bütün siyasilerin görmezden geldiği ama aslında bütün her şeyin kilitlendiği konu. Soyuluyoruz!!!"

"Sadece Erzincan'da altın madenimiz peşkeş çekilmedi. ETİ Seydişehir Alüminyum 2005 yılında, 1 milyar $ değerindeki gayrimenkulleri, 1,5 milyar $ rezervi, 1 milyar $ değerindeki limanı ile 305 milyon $'a Cengiz Holding'e peşkeş çekildi. 1 milyar $ değerindeki Oymapınar Barajı da promosyon olarak verildi. Soyuluyoruz!"

"Erzincan'daki altın madeninin yanı sıra peşkeş çekilen başka yerler de var. Eti Gümüş A.Ş. 2004 yılında yıllık 20 milyon $ değerinde gümüş üretimi yapar halde şirkete ait ruhsatlı sahada toplam 12 milyar $'lık rezervi ile 41 milyon $'a Yıldızlar Holding'e satıldı. Soyuluyoruz."

"Kanadalı firma kendi ülkesinde yapamadığı vahşi madenciliği AKP hükümetinin verdiği yetkiyle Erzincan'da yapıyor. Doğamızı insanımızı katlediyor. Hepinize yazıklar olsun! O giden canların da, altının da, göçüğün de hesabı sorulacak!"

"Bu arada Erzincan'daki maden 2016'dan beri faaliyette. Yani 'Lozan'ın bitiminden' 7 yıl öncesinden beri. Hem de yandaşlar işletiyor. Demek ki neymiş? Bu ülkede madenler varmış ve bunların işletilmesinde Lozan diye saçma sapan bir engel yokmuş."

QOSHE - Madenlerimiz hortumlanıyor, canlarımız ölüyor - Murat Çabas
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Madenlerimiz hortumlanıyor, canlarımız ölüyor

19 31
16.02.2024

Erzincan İliç'te bir altın madeni faciası daha yaşadık. Hem de bu maden daha önce Fırat Nehri'ne siyanür sızdığı iddialarıyla gündeme gelmişti.

Yine özelleştirme, yine ihmal, yine uyarılara kulak asmama, yine denetimsizlik…

Yaşanan heyelanda 9 canımız kayboldu. Bu tür facialar ne ilk ne de son maalesef… Yaşananlardan ders almayan bir yönetim anlayışımız olduğu müddetçe bu tablo asla değişmeyecek.

Hem milletimizin öz malı olan madenlerimiz yabancılar ve yandaşlar tarafından talan ediliyor, hem de bu milletin güzide evlatları toprak altında can veriyor.

Buna yol açan politikalara imza atanlar utansın!

Hatırlarsanız, altın madeni konusu daha önce Kaz Dağları'nda da gündem olmuştu. Normalde ruhumuzun bile duymadığı hadise, Kanadalı Alamos Gold şirketinin orman alanlarını yok etmesiyle ortaya çıkmıştı.

Yükselen sesler, maden şirketine geri adım attırmıştı.

İlginçtir ki, tepkiler sadece ormanlarımızın yok edilmesiyle alakalıydı, altın madenlerimizin hortumlanmasına hiç kimse tepki göstermiyordu.

Benzer durum, Erzincan'da yaşanan son hadisede de oldu.

Siyanürün toprağa ve suya sızmasına tepki gösterenler, altın madenlerimizin hortumlanmasına yine bir şey demediler.

Halbuki, ormanlarımız, doğamız, toprağımız, suyumuz nasıl bizlerin milli servetiyse, en az onlar kadar madenlerimiz de milli servetimiz.

Bunu millet olarak kavramadığımız müddetçe dün Kaz Dağları, Efem Çukuru, bugün Erzincan İliç, yarın ise başkaca yerler olacak.

Yine Türk milleti açlığa ve yoksulluğa mahkum........

© Yeni Mesaj


Get it on Google Play